Şeriattaki hac şartlarını
yerine getirerek, Beyt’i ziyarettir. Şartları tam olduğu takdirde sevabı hasıl
olur. Onun şartlarından biri eksik kalırsa, sevabı batıl olur. Çünkü Allah-ü Teala
(CC) onun tamamen edaedilmesini emreder:
“Haccı ve Umreyi Allah (CC) için itmam ediniz.”
Haccın şartlarını şöylece
sıralayabiliriz: İhram, Mekke’ye giriş, giriş tavafı, Arafatta duruş,
Müzdelifede gecelemek, Mina’da kurban kesmek, Hareme gelmek, tekrar yedi defa Kabeyi
tavaf etmek, zemzem suyu içmek, İbrahim (AS) makamında iki rekat namaz kılmak…
Bundan sonra, Allah’ın (CC) Hac
esnasında haram kıldığı şeyler helal olur. Bu şekilde yapılan haccın mükafatı,
cehennem’den azad olmak, Allah-ü Teala, şöyle buyurdu:
“Kim oraya girerse kurtulur.”
Sayılan hareketlerden sonra,
bir tavaf daha yapılır ve vatana dönülür. Allah (CC), bize ve size nasib
eylesin…
Tarikattaki hacca gelince;
onun yol hazırlığı ye yolda lazım gelecek eşyaları vardır. İlk hazırlık, bir
telkin sahibine meyildir. Ve ondan birşeyler almak… Sonra manasını, düşünerek
dille zikir… Burada zikirden kasdımız; La İlahe İllallah… cümlesidir.
Bundan sonra kalb diriliği hasıl olur. Ve Allah-ü Teala (CC), içten anılmaya
başlanır… Ta iç alem safiyetini buluncaya kadar…
Bu safiyetten sonra; cemal
sıfatının nurları ile, sır kabesi görünmesi için, sıfat esmasına devam gerekir.
Sonra, bu tasfiye işi, İbrahim ve İsmail peygambere (AS) şu Ayetle emir
verildi:
“Beytimi ziyaretçiler için teınizleyiniz.”
Zahirdeki kabenin, ziyarete
gelecek kullar için temiz edilmesi, gerekir. Batın kabesinin de. Hakk’ın (CC)
nazarı için temiz tutulması icab eder. İnsan için bu temizlik ne kadar layık ve
yapılması ne kadar yerinde olur; diğer temizliğe nisbetle ne kadar iyi…
Bundan sonra, kudsi ruhun nuru
ile ihrama girmek gelir. Sonra kalb kabesine girilir, daha sonra ikinci isim
olan Allah
(CC) kelmına devamla küdum tavafı yapılır: Bundan sonra, münacaat yeri olan
kalb arafatına gidilir. Orada üçüncü isim olan Hu ile duruş yapılır.
Dördüncü isim olan Hakk da aynı şekilde devam edilmesi icab eden isimdir. Daha
sonra beşinci isim olan Hayy, altıncı isim olan Kayyûm
arasını birleştirip Fuad –kalb- müzdelifesine gidilir. Bundan sonra iki harem
arasında olan Sır Minasına gidilir, orada duruş yapılır ve yedinci isim olan Kahhâr
okunarak mutmeinne nefis kurban edilir. Kahhâr ismi yokluk kapısını açar ve
küfür perdelerini kaldırır. Bu durumu Peygamber (SAV) Efendimizin şu Hadis-i
Şerifi çok iyi anlatır:
“İman ve küfür arşın ötesinde birer makama sahiptirler. Ve bunlar kulla
Rabbı (CC) arasında perde sayılırlar. Biri siyah öbürü de beyazdır.”
Bundan sonra, Kudsî ruhun başı,
beşeri sıfatlardan tıraş edilir. Burada sekizinci isim okunur. Sonra Sır,
haremine girilir, burada dokuzuncu isim okunur. Bundan sonra Akif
arsasına gidilir, oranın yakınlık, ünsiyet sergisinde itikafa girilir. Burada onuncu
isme devam edilir. Bundan sonra Samed sıfatının tecellisi, şekilsiz
benzersiz görülür. Daha sonra tavaf başlar yedi defa yapılır. Altı teferruat
ismi ile, onbirinci isme burada devam edilir. Bundan sonra yakınlık ile şarab
içilir. Bu şarabı:
“Rabları (CC) onlara pak temiz olarak içindi.”
Ayet-i Kerimesi bize anlatır.
Burada kadeh on ikinci isimdir. Bundan sonra baki yüzden perdeler kalkar. Onun
nuru ile ona nazar kılınır. O alemin şekli benzeri yoktur.
“O alemi, ne bir göz gördü, ne bir kulak işitti, ne de bir beşer kalbi
hatırlamıştır.”
Allah-ü Teala’nın (CC) kelamı
harf ve ses vasıtası ile olmaz. Beşer kalbinin inceliğine eremediği zevk,
Allah-ü Teala’yı (CC) görme anındaki zevktir. Ve O’nun (CC) hitabıdır.
Bundan sonra, kötü işler
iyiliğe döner. O hac işi esnasında haram onlarla helal olur: Bu işler, Tevhid
esmasının tekrarı ile olur. Allah-ü Teala (CC) şöyle buyurur:
“İman edip, yarar iş yapan zümre varya, işte Allah (CC) onların
kötülüklerini iyiliğe çevirir.”
Sonra; nefsani hareketlerderi
azad hasıl olur. Korku hüzün kalmaz.
“Ayık olunuz; Allah’ın (CC) veli kullarına korku, hüzün yoktur.”
Mealindeki Ayet-i Kerime, bu
hali ifade eder. Allah (CC), fazlı, keremi, cömertliği ile bu halleri cümlemize
nasib eylesin.
Bundan sonra, son tavaf başlar
bütün ilahi isimlerin tekrarı ile tamamlanır. Ve asli vatana dönüş başlar. O
asli vatan, kudsi ve ahsen-i takvim alemindedir. Bu iş, Yakîn alemi ile ilgili,
on ikinci ismin tekrarı ile olur. Bu teviller dilin ve aklın döndüğü miktardır:
Bundan öte işlerden haber vermek mümkün olmaz. Çünkü havsala, zihin ve anlayış
ötesini idrak edemez. Bu hikmete işaret olarak Peygamber (SAV) Efendimiz şöyle
buyurur:
“Öyle ilimler vardır ki, onlar gizli hazine gibi dururlar; ilahi ilimlere
vakıf olanlardan gayrısı bilemez.”
O ilimden bahsedildiği zaman,
izzet sahibi kimseler inkar etmezler. İrfan sahibi, derinden alır, ilim sahibi
yüzden… İrfan sahibinin bilgisi; Allah-ü Teala’nın (CC) sırrıdır, onun
bildiğini ondan gayrısı bilmez. Bir Ayet-i Kerimede şöyle buyurulur:
“O’nun (CC) dilediği miktar dışında, ilim hazinesinden birşey alamazlar…”
Alanlar ise, nebiler ve
velilerdir. Yine buyurur:
“Allah (CC) en gizliyi ve sırrı bilir.”
Yine buyurur:
“Allah’tan (CC) başka ilah yok.”
Yine buyurur:
“Güzel isimler O’na (CC) hastır.”
En iyi bilen Allah’tır (CC)…
www.GAVSULAZAM.de
|