|
|
|
|
|
|
|
Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler, Allah’ı (CC) çokça zikredin (anın).”[1] Keza buyuruyor ki: “Onlar (akıl sahipleri), ayakta iken, otururken, yan üzeri yatarken, Allah’ı (CC) zikreder ve göklerin ve yerlerin yaratılışı hakkında düşünürler. (Ve derler ki:) Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin, bizi ateşin azabından koru.”[2] Başka bir yerde de şöyle buyurmakta: “Gerçekten de kendini temizleyip arınan ve Rabbinin (CC) adını anıp da namaz kılan kurtulur, murada erer.”[3] Ve yine buyuruyor ki: “Ve sabah, akşam Rabbinin (CC) adını zikret.”[4] Diğer bir yerde de şöyle buyuruyor: “Rabbini (CC) çokça zikret ve akşam, sabah O’nu (CC) tesbih et.”[5] Allahu Teâlâ (CC) Hz.leri: “Namazı bitirdiğinde, Allah’ı ayaktayken de, otururken ve uzanırken de zikredin.”[6] Allah (CC) Hz.leri’ni zikir, manevi gıda olup, yemek yemek gibidir. Bir salik (mana yoluna giren sülük eden) vuslatı nisbetinde zikretmelidir. Fazla zikreder, kalbinde fazla ateş olursa mahzurdan salim olamaz. Her ne kadar çok lezzetini duyar ve birtakım zuhuratı da olur ise bunlara iltifat etmemelidir. Füyuzatm yani feyzin devamı yalnız şeriattır. Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin şeriatı sevenler ve icra eden kulları, tarikattan (gidilen yol) feyz almışlardır. Zikir, emri vücub içindir. Cenab-ı Hakk Celle ve Ala Hz.leri, Zatını daima ve çok zikredilmesini emretmiştir. Cenab-ı Hak Celle Ve Ala Hz.leri’ni zikretmek vacibdir. Vacibi terkeden azaba müstehak olur. Azabdan kurtulmak için Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni daima zikretmek lazımdır. Bu da Tarikat-ı Aliyyeyi Muhammediye yoluna sülük etmekle (girmekle) olur. Tarikat-ı Aliyye’den uzak olan bir kimse hakkında şöyle bir misal verebiliriz: Mesela acemi askerler önceleri elbisesiz olarak bir kışlaya verilir. Henüz askerlikle alakadar olmadıkları için korkudan kötü kötü düşünürler. Vakta ki elbiseyi giyerler, ünsiyet peyda ederler, eski halleri zail olur (korkuları onlarden gider). Yüce Allah (CC) Hz.leri aklı selim olan kullarına şöyle buyuruyor: “Muhakkak ki bu surede anılanlarda, aklı olan yahut kendisi huzurlu bir kalb içinde olduğu halde (nasihatlere) kulak veren kimse için, bir ihtar (bir ibret dersi) vardır.”[7] Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’e Yüce Halikımız (CC) şöyle buyurur: “O halde (Ey Resulüm, müşriklerin öldükten sonra dirilmeyi inkâr edişlerine dair) onların laflarına karşı sabret de Rabbini güneşin doğuşundan önce (sabah namazında) ve batmadan önce (öğle ve ikindi namazlarında) hamd ile tesbih et. Bir de gecenin bir kısmında (akşam ve yatsı namazlarında) ve namazların sonlarında O’nu tesbih eyle.”[8] Ey ilim ve irfan sahibi olan mağrur kişi! Namaz da zikir diyerek bu insanları dünyada Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin zikrinden alıkoyuyorsun. Allah (CC) katında ne cevap vereceksin, hiç düşündün mü? Bu Ayet-i Kerime’lere kulak ver de bu müslümanların önüne ayak germe. Bir de kendinin icra edemediğini yapamadığın ameli başkalarına söyleme. Bir saçma söz vardır: “Hocanın dediğini tut da gittiği yola gitme.” diye. Gerçek bir hocanın söylediği söz de tutulur, gittiği yoldan da gidilir. Şayet gittiği yoldan gidilemezse o şeytanın maskarasıdır ve ilim sahibi sayılmaz. Bu hususta bakın Yüce Mevla ne buyurur. Bir kulak verelim ey ilim sahibi çok iyi okuyup ona göre hareket edesin. “Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz? Allah’tan (CC) amellerin en iyisini istersiniz de, sonra cihaddan geri kalırsınız?”[9] Ey müslüman! Artık gözünü dört aç, seni sömüren ve sana Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin emirlerini açıklamayan ve dinini parayla satan ve: “Ben senin Kur’an’ını şu paraya okurum ve senin ölünü şu paraya beklerim.” diyen zalimlere artık aldanma. Gerçek alim, dinini dünya karşılığında parayla satmaz.[10] Yüce Allah (CC) Hz.leri buyuruyor: “Bana dua edin, size karşılığını vereyim. Bana ibadet etmekten büyüklenip yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak cehenneme gireceklerdir.”[11] Ey müslüman! Sen sana emanet olan iki şeye sımsıkı sarıl. O emanetin birisi Kur’an-ı Kerim, birisi de Hadis-i Şeriftir (Sünnet-i Resulüllah SAV). Bu iki emanete sımsıkı sarılırsan ebedi alemde mahrum olmazsın. Yol kesicilere sakın aldanmayasın. Dünya menfaati için dinini satanlara aldanma. Allah (CC) Hz.leri’nin rızası için menfaat beklemeden hizmet edenleri ara bul ve maksuduna nail ol. Onlar Hak erenleridir, nişaneleri vardır. (Teferruat “Mürşid-i Kamil” kısmında) Onlar gözü yaşlıdır, Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin dinini parayla satmazlar ve emirlerini gizlemezler. Maksuda erdirirler. Sen yeter ki, gerçek talib ol, onlar Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni hiç unutmayıp daima zikrederler ve Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne vasıl olmak isteyenlerin ellerinden tutarlar. Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni kullarına, kullarını da Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne sevdirmeye vesile olurlar Gece gündüz daima Yüce Mevlayı (CC) anarlar, (zikrederler). Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin dostları, Kur’an-ı Kerim’e, Hadis-i Şeriflere sımsıkı sarılıp Yüce Mevla’nın (CC) rızasına (takva yolu ile) ermişlerdir. Onlar Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin Yüce Peygamberimize (SAV) inzal buyurduğu Ayet-i Kerime’lerini başlarının tacı bildiler ve bu nurlu yolda sabrettiler. Yüce Allah (CC) Hz.leri buyurur: “Rabbinin (CC) hükmüne sabret, çünkü sen muhafazamız altındasın. (Uykudan veya herhangi bir yerden) kalktığın sırada Rabbine (CC) hamd ile tesbih eyle.”[12] Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz buyurdu: “Sabah namazımı kıldıktan sonra, güneş doğana kadar, bir cemaatle Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni zikretmekliğim, bana dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha çok sevgilidir.”[13] Ebu Abdullah Evheb b. Münebbih (RA) Hz.leri demiş ki: “Dervişlerden bir dost edinin! Çünkü kıyamet gününde devlet onlarda olacak. Ve yine demiş ki: “Allah-ü Teala (CC) Hz.leri Hz. Davud’a (AS) Vahiy ile buyurmuş ki: “Sırattan en süratli geçecek kimse benim hükmüme razı olan ve dilleri de zikrimden ıslak bulunanlardır.”[14] Seyyide Ayşe (RA) Binti İmam-ı Cafer-i Sadık (RA) diyor ki: “Ya Rabbi! İzzet ve celaline yemin ederim ki, şayet beni cehenneme sokarsan, dünyada çektiğim tevhidleri elime alırım ve cehennem halkına: ‘Bakınız! ben O’nu (Allah CC Hz.leri’ni) bunlarla tevhid ettim. O (CC) bana azab ediyor diye dolaşırım.”[15] Bütün ibadetler haşir günü abidden zail olur ancak zikrullah, tevhid ve hamdi kalır. Her kim dünyada genişlik ve bolluk vaktinde Allah (CC) Hz.leri’ni zikri ile tanırsa Allah (CC) Hz.leri de şiddet zamanında ihsan ve atıfeti ile ona yaklaşır. Zira Allah-ü Zülcelal (CC) Hz.leri’nin azabından zikirden daha fazla kurtarıcı hiç bir şey yoktur. Zikir kulun üzerine sekine inmesine ve meleklerin kuşatmasına ve rahmetin ihatasına da sebeptir. Ey aziz dostum! Eğer Allah (CC) Hz.leri seni fikri, iükrü ve zikri ile uğraştırıyorsa ve bundan zevk duymakta isen sana müjdeler olsun ki, Yüce Allah (CC) Hz.leri de seni sevmiştir. Zira devamlı Allah (CC) Hz.leri’ni anan o kalb, Cenab-ı Hakk’ın (CC) tecellisine nail olur. Ey nefesi sayılı olan kişi,
muhakkak ki bir gün bu sayı tükenecek, elbette bir gün gecesiz kalacak veyahut
gece öleceksin de yarını görmeyeceksin. Ona göre uyanık ve ebedi aleme
hazırlıklı olmaya bak. www.GAVSULAZAM.de [1] Ahzab S. A.41 [2] Al-i İmran S. A.191 [3] El-A’la S. A.14-15 [4] El- İnsan S. A.25 [5] Al-i İmran S. A.41 [6] Nisa S. A.103 [7] Kaf S. A.37 [8] Kaf S. A.39,40 [9] Es-Saf. S. A.2 [10] Bak. El-Bakara S. A.176 [11] El-Mü’'min S. A.60 [12] Et-Tur S. A.48 [13] Camiüssağır Şerhi Feyzül Kadir. Cild5. S.254 [14] Allah’ı Niçin Anıyoruz? S.220 [15] Allah’ı Niçin Anıyoruz? S.221
|
|
©2003-2004 GAVSULAZAM.de Her Hakkı Mahfuzdur... |