Teferruatla Zikrullah

 Zikrin Hakikati

 Zikrullaha ait Ayetler

 Zikrullaha ait Hadis-i Şerifler

 Zikrullaha ait Hadis-i Kudsiler

 Herşey O'nu (cc) tesbih ediyor

 Hz. Resul'ün (sav) zikri

 Zikrullah nasıl elde edilir?

 Zikrin insan nefsine tesirleri

 Zikrullahın Faziletleri

 Zikrullahın Mertebeleri

 Cehri (sesli) Zikir

 Hafi (gizli) Zikir

 Zikrullah ve Namaz

 Zikirden maksat nedir?

 

ZİKRULLAH VE NAMAZ AYRI AYRI İBADETLERDİR

 

Tahkik ve muhakkak Namaz insanı kötülükten geri çeker. Allah’ın zikri daha büyüktür. Bir kimse namazı hakkı ile kılarsa namaz kendini kötülükten alır, kurtarır.

Allah (CC) Hz.leri Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “(Resûlüm (SAV)! Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı (CC) anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah (CC) yaptıklarınızı bilir.” ( El-Ankebut S. A.45)

 

 

   
 

 Zikrin çeşitleri

 Zikrin belirtileri

 Zikrin şartları

 Şeytanın dostları ve Zikrullah

 Cemaatle Zikrullah

 Camilerde Zikrullah

 Zikrullahda devamlılık

 Zikrullah ile ilgili fetvalar

 Zikrin Nişaneleri

 Mizanda Ağır Gelen Zikir

 Zikir Öncesi Edebler

 Zikir Esnasındaki Edebler

 Zikirden Sonraki Edebler

 Zikir Makamları

 

 

 

 

 

Cemaatle yapılan zikrullahın tesiri çok olur. Zikrullah edene Aşk-ı İlahi hali gelir. Zikrullah çabuk ağlatır. Allah-ü Teala Hz.lerini çabuk sevdirir. Bunun için Zikrullah büyüktür.

Şimdi öyle isbat oldu ki, namaz Zikrullah ile kabuldür. Zikrullah da namaz ile olursa kabuldür.  Namaz da zikirdir diyerek yalnız namazda kalanlara yazıklar olsun. Yalnız Zikrullah yeter deyip de zikirde kalana da yazıklar olsun. Şeriat, tarikat; zikir ve namaz beraber gerek. Cemaatle namazı kılanın, Zikrullaha devam etmesi halinde kalbi tez nurlanır. Yüce Allah (CC) Hz.leri buyuruyor: “Bir de melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek arşın etrafını kuşatmışlardır.”[1]

Yüce Allah (CC) Hz.leri şu Ayet-i Kerimesi ile de, Zikrullah ile namazı ayrı ayrı beyan etmektedir: “Ve Rabbinin ismini anıp da (zikredip de) namaz kılan…”[2]

“O halde (Ey Kerim Resul (SAV)!) Yüce Rabbini (CC) ismiyle teşbih et.”[3] buyurarak Nebiler Nebisi’nin (SAV) vasıtasıyla Zikrullahın ehemmiyyetini beyan etmiştir.

“Ey iman edenler: Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman hemen Allah’ın zikrine gidin, alış verişi bırakın. Bu sizin için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz. Sonra namaz kılınınca, yer yüzüne dağılınca Allah’ın (CC) fazlından rızık arayın. Allah’ı (CC) (Her halinizle) çok zikredin ki, (Dünya ve ahiret saadetine kavuşup azabdan) kurtulabilesiniz.”[4]

Yine buyurdu ki: “Ki, (siz insanlar) Allah’a ve Peygamberlerine (AS) iman edesiniz. O’na (CC) yardım edesiniz ve onu büyük tanıyasınız. Allah’ı da (CC) sabah ve akşam tesbih edesiniz.”[5]

Bu Ayet-i Kerimeler, Zikrullahın ehemmiyyetini açıklamış oldu. Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin zikrinden çeviren münafıklar hakkında buyurur ki: “Onlar yeminlerini bir kalkan edindiler de (insanları) Allah’ın (CC) dininden çevirdiler. Onun için onlara hararetli bir azab var, Allah (CC) o münafıklar için şiddetli bir azab hazırladı. Gerçekten onlar ne fena işler yapıyorlar.”[6]

Kur’an-ı Kerim’in ikaz ve uyarlamalarıyla Allah (CC) Hz.leri’ni zikretmeyen ve bu Zikr-i İlahi ile mutmain olmayan kalblerin, hiçbir şeyle mutmain olmalarına imkan yoktur. Bunlar daima huzurdan mahrum olarak ızdırap içinde çırpınacaklardır.

Bu kadar Ayet-i Kerimeler karşısında zamammızdaki insanlar huzuru kaybetmişler. Bu huzuru bulmak için ise Yaratan Yüce Hâlik’ı (CC) çok Anmakla (zikretmekle) huzur ve kurtuluşa erilebilir.

İnsanlık alemi dört unsurdan meydana gelmiştir. Bu vücut hanının tamamı Ruh ve bedenden meydana geldiğine göre, bir iç ve dış dünyası vardır. İç dünyası ancak kötülüklerden sıyırıp aleme gönderiliş gayesini yerine getirip Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni her zaman unutmayıp daima anmakla (zikretmekle) huzur olur. Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni hiç bir yerde hatırdan çıkarmamak, daima O’nu (CC) anmak, O’nu (CC) texbih etmek, O’na (CC) tazim göstermektir.

Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni hatırdan çıkarmamak, O’nu (CC) unutmamak en büyük ibadettir. Bütün kainat bizim anlamadığımız şekilde Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni zikredip teşbih ederken, O’na (CC) hamdederken, “Ben mü'minim” diyen bir insanın Allah (CC) Hz.leri’ni zikretmemesi, O’nu (CC) hatırdan çıkarması acaba mü'minlikle bağdaşır mı?

Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne gerçek kul olduğu zaman mü’min olanların kalbleri ürperir. Gözü yaşlı olur ve zikir meclislerine can atıp zikreden zakirlerle beraber Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni zikreder. Başkasıyla değil, kişi ancak Allah (CC) Hz.leri’nin zikri ile, Allah (CC) Hz.leri’ni anmakla, hatırlamakla Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne aşık olanların kalbleri titrer, mutmain olur, rahat eder. Zira her şeyin başlangıcı ve sonu, gideceği yeri Yüce Allah (CC) Hz.leri’dir. Ve bütün sebepler Yüce Allah (CC) Hz.leri tarafından meydana gelir. Bütün fikirler, mantıklar, bütün hisler, ümitler, korkular gayeye ermekle son merciîne dayanmış olur.

Kur’an-ı Kerim’in ikazlarına rağmen Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin zikrini unutan kimseler, kalblerine başka başka varlıkları yerleştirirler ve Zikrullah yerine o batıl veya manasız şeyleri (Allah (CC) Hz.leri’nden başka şeyler zikrederler. Bu suretle İlâhî zikirden boş olan kalblerde istikrar sükûn ve huzur olmaz. Bu hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle buyuruyor: “Öyle ki, başlarını dikerek koşacaklar. Gözleri kendilerine bile dönüp bakamayacak. Kalblerinin içi ise hayır namına her şeyden boştur.”[7]

“Bu Kur’an-ı Kerim, insanlara açık bir tebliğdir. Bununla hem korkutulsunlar, hem Allah’ın (CC) ancak tek bir ilah olduğunu bilsinler, hem de temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar.”[8]

“Gerçekten Davud’a (AS) tarafımızdan (Kendisine has olmak üzere) bir fazilet verdik. ‘Ey dağlar ve kuşlar! Davud (AS) ile beraber tesbih edin!’ dedik.”[9]

Evet! Cenab-ı Hakk Celle ve Alâ Hz.leri’ni unutanlar, kendilerini avutmak için başka şeylerle meşgul olurlar. Allah (CC) Hz.leri’nden korkmayanların kalblerini başka korkular kaplar. Nitekim bir çok fasık kimseler Allah-ü Teala (CC) Hz.leri2nden korkmazlar ve Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin yarattığı aciz mahlukatından son derece korkarlar. Halbuki Hak Teala (CC) Hz.leri’nden korkan imanlı kimseler, en çok Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nden korkarlar. Onların kalblerini Allah (CC) Hz.leri’nin zikri ve Allah (CC) Hz.leri’nin korkusu kaplamıştır. Bu sebepten dolayı da her şeyi görünce Allah (CC) Hz.leri’nin sanat ve kudretini müşahede ederler ve O’nun (CC) zikri ve korkusundan dolayı diğer korkutucu şeylerden o kadar korkmazlar.

Bulunduğumuz asırda Hakk’ın (CC) huzurunda divana durup ibadet ve Zikrullahla meşgul olanlara hiç değer vermiyorlar. Hatta böyle yapanlara suçlu gözüyle bakıp tahkir edenlere tesadüf ediyoruz. Doğrusu böyle kendini bilmediklere teessüf olunur. Zira yukarıdaki Ayet-i Celile’lerde oturup da kendi ameli ile ve Zikrullahla meşgul olanların da ecre nail olacağı beyan edilirken, meşru şekilde Zikrullahla meşgul olanları kötülemek, cehalet ve ahlaksızlıktan ve iman zaaflığından, Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne gerçek kul olmadığından ileri gelmektedir. Namazı kılan her mü'min malıyla, canıyla, kalbiyle ve diliyle Allah-ü Zülcelal (CC) Hz.leri’ni zikreden kimsedir ve bu Zikr-i İlâhî zikirlerin ve şükürlerin en şümullü ve en büyüğüdür.

Demek oluyor ki, hakiki müslüman: Yolda, belde, bağda, bahçede, tarlada, evde, dükkanda, yatağında, ayakta ve otururken her zaman ve her yerde gönlünden ve dilinden Zikr-i İlâhî’yi eksik etmez. Dar halinde Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni hatırladığı gibi bol ve rahatlık halinde de hatırlar ve her zaman, her yerde huzurunda olur. Gayeleri sadece dünya olan böyleleri hakkında Cenab-ı HakK (CC) Hz.leri Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Onun için (Ey Resulüm!) sen o bizim Kur’an’ımızdan yüz çevirip de yalnız dünya hayatını isteyen kimselere bakma—İşte onların ilimden erebildikleri gaye bu dünya işidir. Şüphesiz ki, O (CC) Rabbin (CC) yolundan sapan kimseleri çok iyi bilendir. Hidayete erenleri deO (CC) en iyi bilendir.”[10]

Diğer bir Ayet-i Celile’de de şöyle buyurulur: “Ayetlerimiz hakkında alay yollu söz edenleri gördüğün zaman kendilerinden yüz çevir, yanlarında oturma; taki Kur’an’dan başka bir söze dalarlar. Eğer onlardan yüz çevirme işini şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra hemen kalk da o zalimler kavmi ile beraber oturma.”[11]

www.GAVSULAZAM.de


[1] Ez-Zümer S.A.75

[2] El-Ala S. A.15

[3] El-Hakka S. A.52

[4] El-Cuma S. A.9-10

[5] Fetih S. A.9

[6] El-Mücadele S.A.15-16

[7] İbrahim S. A.43

[8] İbrahim S. A.52

[9] Sebe S. A.10

[10] En-Necm. S. A. 29-30

[11] El-Enam S. A.68

 

İNDEX        ::        GAVSULAZAM        ::       ONİKİ İMAM        ::        SİLSİLE        ::         YOLUMUZ        ::        HOME

©2003-2004 GAVSULAZAM.de     Her Hakkı Mahfuzdur...