Hakk
(CC) Rahmeti’nin
insan gözünde
damla damla olmasıdr
gözyaşları.
Dilin, duygunun
ve gönlün
el ele, yüz
yüze birlestiği,
iç içe
girdiği anın çiçekleşmesi
üzerinde jaledir
gözyaşları…
Cennet
hurilerinin kulaklarındaki
küpeler, göz
damlalarının yanında
toprak kadar aşağı
ve değersiz kalır!
Heybet,
korku, saygı ve
sevgi gibi insanı
duygulandıran, gönül
tasını yakan ve
kalbten sefil arzuları
sıyırıp atan, ulvi
hislerin çepeçevre
ruhu sardığı anın
şehadet kanıdır
gözyaşları…
Bulut
bulut yükselip,
Hakk Rahmeti’nin
eteklerine dudak
gezdiren, bu fanî
alemin bekaya mazhar
pırlantalarıdır
gözyaşları…
Bu
tuzak ülkesinde,
böylesine pervaz
edişlerle arsiyeler
yapıp, nazlı nazlı
lahut aleminin kapısını
çalmak başka
hangi faniye müyesser
olmuştur?
Eserinde
esrarını izlemek;
buldukça
aramaya istek kazanmak
ve Yunus diliyle
“Deryada mahi
ile, Sahrada ahu
ile” O’nu
(CC) yad etmek,
inlemek…
Her
yerde O’nun
(CC) haberini sormak
ve sonra çözülen
her düğüm
karşısında buzlar
gibi erimek…
Sel
olup çağlamak,
başını taştan taşa
vurup ağlamak…
» devamı
|