Elbette ki Allah (CC) affedecidir ve tüm
kullarına daima tevbe kapısı açıktır. Fakat bunun şartının ne olduğunu Allah
(CC) Kuran’da şöyle bildirmiştir:“Allah’ın
(CC) (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük
yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah (CC)
böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah (CC) bilendir, hüküm ve hikmet
sahibi olandır. Tevbe, ne kötülükleri yapıpedip de onlardan birine ölüm
çatınca: ‘Ben şimdi gerçekten tevbe ettim.’ diyenler, ne de kafir olarak
ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azab hazırlamışızdır.”
Ancak Allah (CC) korkusundan uzak olan
insanlar gizli-açık sürekli uyarılmalarına, hakkı bilmelerine rağmen “Nasıl olsa Allah (CC) affeder!” gibi
çarpık bir mantıkla günahları üzerinde ısrarlı davranırlar. Oysa bu, şeytanın
insanları aldatmaya çalıştığı konulardan biridir. Şeytan böyle bir kandırmaca
ile insanları her türlü günaha ve sahtekarlığa peşi sıra sürükler.
Dahası Allah (CC) bir başka ayette, “Şüphesiz Rablerinin (CC) azabından emin
olunamaz.”
ifadesiyle insanlardan hiç kimsenin böyle bir garantisinin olmadığını açıkça
belirtmiştir.
Görüldüğü gibi cahiliye insanlarının
korkuları onlara bir fayda sağlamaz. İman edenlerin aksine, karşılaştıkları
olaylardan öğüt alıp düşünmezler.
Nitekim Allah (CC) ancak “içi titreyerek korkan”ların öğüt
alabileceklerini Kuran’da şöyle bildirmiştir:
“Allah’tan
(CC) ‘İçi titreyerek korkan’ öğüt alır-düşünür. ‘Mutsuz-bedbaht’ olan ondan kaçınır.”
İşte cahiliye insanları yukarıdaki ayetlerde
bildirilen ikinci gruptandır. Yani Allah’a (CC) karşı derin ve içli bir korku
duymadıkları için karşılaştıkları olaylar onları doğruya ulaştırmaz. Allah (CC)
Kuran’da bu insanların tutumunu daha pek çok ayetiyle haber vermiştir.
www.GAVSULAZAM.de
|