KONULAR
 

 

Tasavvuf - Tarikat Nedir?

Tasavvufun Temeli

Tasavvufun Esası

Tasavvufta Gaye

Tasavvufun İnsana Tesiri

Tasavvufu İnkarın Hükmü

Tasavvuf İle İlgili Fetvalar

Ayetlerde Tasavvuf

Hadis-i Kudsilerde Tasavvuf

Hadis-i Şeriflerde Tasavvuf

Tasavvufun On Esası

Tarikatların Doğuşu

Tarikatlar İki Kısımdır

Tarikata Niçin Girilir?

Tarikata Girmek İsteyenlere...

Tarikat-Şeriat Münasebeti

"HU" Ve Açıklaması

Seyr-i Sülûk Nedir?

Rabita Nedir?

Tarikatta Rabita

Rabıta Çeşitleri

Rabıtaya Karşı Çıkmanın Hükmü

Semanın Hakikatı

Nefsin Yaratılışı

Nefis Mertebeleri

 

 

 

 

 

 


Tasavvuf (tarikat)'ın gayesi, dünyadan yüz çevirip her an Hakk’a (CC) yönelmektir. Tasavvuf  (tarikat)'ın gayesi, Hakk’ın (CC) rızasını kazanmak için nefisleri temizlemekten, Allah (CC) Hz.leri’nin ve Resulü’nün (SAV) ahlakı ile ahlaklanmaktan ibarettir.

 

 

 

 

TARİKAT - ŞERİAT MÜNASEBETİ

 

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akidesine göre, İslam fıkhının dört asıl kaynağı kitap, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha’ya sımsıkı sarıldıktan ve farz, vacip ve sünnetleri eksiksiz icra ve ifadan sonra, kötü ahlak ve alışkanlıklardan kaçınıp, güzel ahlaklarla donanmaya, Zikrullah, nafile ibadet ve taat ile meşgul olmaktan ibaret olan tarikat ile, tarikatın aslı durumunda bulunan şeriat arasında bir ayrılık ve aykırılık yoktur. Şeriatsız tarikat küfrün ve inkarın ta kendisidir.

Muhakkak tarikat, Şeriat-ı Ğarra-i Ahmediyye’ye sımsıkı sarılmak, Sünnet-i Senniyye-i Muhammediyye (SAV) edebi ile edeblenmek, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akidesine kuvvetlice sarılmak, kitap, sünnet, icmayı ümmet ve kıyas-ı fukaha dediğimiz İslam fıkhının dört ana esasının dışına çıkmamak, çokça Allah (CC) Hz.leri’ni zikretmek, amellerin en faziletlisi “Nerede olursan ol, Allah (CC) seninle beraberdir.” ve “Nerede olursanız olun, Allah (CC) sizinle beraberdir.” ayetlerine uygun olarak daimi bir huzur ve murakebeye devam etmektir.

Bu konuda ileri geri konuşmak isteyenlerin yersiz konuşmalarına imkan yoktur. Tarikata karşı çıkan kimsenin elinde itiraz edebilmesi için sağlam deliller yoktur. Bu hususta şöyle bir açıklama yer almaktadır: Muhakkak dervişler yolu olan tarikat, şu beş temel esas üzerine kurulmuştur. Taat, zikir, başkalarını kendine tercih etmek, tevhid, kanaat, tevekkül, teslimiyyet, düşünüp taşınmak ve ona göre hareket etmek, davranışlarında şuurlu olmak, şükür ve Hakk’ın (CC) azamet ve yüce kudretini oldukça çok düşünmek, bütün bunları içerisinde toplayan bir ifade ile söyleyecek olursak, bir kelime ile istikamet ve dosdoğru olmak, kötü fiil ve niyetleri gönlümüzden tahliye etmek ve en güzel ahlaki hasletlerle donanmaktır.[1]

Bu sıfatlar ve özelliklere sahip olan kimse derviş, aksi ise ancak zındık olur. Zira, itaati olmayanın ibadeti, ibadeti olmayanın da dervişliği yoktur. Böyle biri değil mürid, olsa olsa zındık olabilir. Dervişliğin başı Kur’an-ı Kerim, ruhu ise Hadis-i Şerif’tir. Yani Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’ye istikamet ölçüsü içerisinde kesin bir bağlılıktır. Dervişliğin nedeni, Tarikat meşayihinin işaretleri, namazı şeriat, guslü tarikat, kıblesi ise hakikattir. Fakr ve dervişliğin esası güzel ahlak ve muhabbet, anahtarı, doğruluk ve istikamet, meyvesi marifet, hazinesi meskenet, özü ise nefsini bilmektir. Sana, senin her şeyinden daha yakın olan ve seni içten vuran nefsini tanımasan, senden daha uzaklarda olan yol kesicilerini nasıl tanıyabilirsin?[2]

Eba Yezid-i Bestami (KS) Hz.leri’ne: “Tasavvuf nedir?” diye soruldu. Buyurdu ki: “O, Hakk’ın (CC) bir sıfatıdır ki, kul onu giyinir. Nefis esaretinden, mide kavgasından, makam ve mevki derdinden kurtulan kul, Cenab-ı Hakk’ın (CC) sıfatlarının tecellisine mazhar olunca daha çok o sıfatlardan birine bürünmüş olur. Bu vesile ile Tasavvufun derinliğine kapı açmış olur. Bu dereceye yükselen bir kul artık başkasını değil, Hakk’ı (CC) arzular.”[3]

Şeyh Necmüddin-i Kübra (RA) Hz.leri diyor ki: “Şeriat vapur gibidir. Tarikat, kutup yıldızı gibi, hakikat ise (deniz dibindeki) inci gibidir. Kim o inciye sahip olmak isterse mutlaka vapura binmeli. Bir kutup yıldızının yardımı ile denize açılmalıdır. İncinin yeri ancak böyle bir vasıta ve böyle bir işaretle bulunabilir. Kim böyle yapmazsa gerçek maksat olan hakikat incisine sahip olamaz.”[4]

Allah (CC) Hz.leri’nin yolunda bulunan bir kimseye ilk önce farz ve vacib olan şey, şeriata dikkatle uymaktır. Tarikat, Bir takım menzil ve makamlardan geçerek kulu Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne yaklaştırmaya vesile olan takvaya ait şeyleri ifa etmek ve azimet yolundan gitmektir. Şeriat, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne ibadette bulunmak, tarikat O’nun (CC) huzurundan ayrılmamaktır.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Fetevayı Halili

[2] Tasavvuf Ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar. S. 84-86

[3] İslam Tasavvufun Özü. S.133

[4] Ruhul Arifin. S.181

 
   

 

©2003 - 2004  Gavsulazam.de       Her hakkı mahfuzdur...