KONULAR
 

 

Tasavvuf - Tarikat Nedir?

Tasavvufun Temeli

Tasavvufun Esası

Tasavvufta Gaye

Tasavvufun İnsana Tesiri

Tasavvufu İnkarın Hükmü

Tasavvuf İle İlgili Fetvalar

Ayetlerde Tasavvuf

Hadis-i Kudsilerde Tasavvuf

Hadis-i Şeriflerde Tasavvuf

Tasavvufun On Esası

Tarikatların Doğuşu

Tarikatlar İki Kısımdır

Tarikata Niçin Girilir?

Tarikata Girmek İsteyenlere...

Tarikat-Şeriat Münasebeti

"HU" Ve Açıklaması

Seyr-i Sülûk Nedir?

Rabita Nedir?

Tarikatta Rabita

Rabıta Çeşitleri

Rabıtaya Karşı Çıkmanın Hükmü

Semanın Hakikatı

Nefsin Yaratılışı

Nefis Mertebeleri

 

 

 


Sevdiğinin şeklini, suretini ve hayalini, iki kaşının ortasında farzetme ve onu orada tahayyül etmek, ibadetin ta kendisidir. Dünyevi olsun, uhrevi olsun birini seven her aşıkın tavrı budur. Sevgi ve rabıta en kestirme bir yoldur.

 

 

 

 RABITAYA KARŞI ÇIKMANIN HÜKMÜ

 

Biri kalkıp da: “Peygamberlerden veya velilerden birini seven ve onlara kalbini bağlayan müridin, iki kaşının ortasında onların suret ve şekillerini veya ruhaniyyetlerini tahayyül etmesi, onların hereket, söz ve davranışlarını düşünüp, kendisine yön vermeye çalışması tabi ve zaruri iken, buna karşı çıkan birinin, adı geçen şekilde yapılan rabıta puttur. Enbiya ve evliyaya muhabbet ve onlara kalbi bağlamak, bu irtibat ile onlardan feyz almaya çalışmak caiz değildir. Böyle rabıta yapanlar kafirdir.” dese, böyle bir kimseye şeran lazım gelen şudur: İtikatını yenilemesi gerektiği gibi, şeran tedibi ve imanını tazelemesi gerekir. Çünkü “Bir müslümana kafirdir diyen kafirdir” buyurulmuştur. Sevdiğinin şeklini, suretini ve hayalini, iki kaşının ortasında farzetme ve onu orada tahayyül etmek, ibadetin ta kendisidir. Dünyevi olsun, uhrevi olsun birini seven her aşıkın tavrı budur. Sevgi ve rabıta en kestirme bir yoldur.

Rabıtayı isbat eden açık delilerden biri de: “Allah (CC) ve melekleri Peygambere (SAV) salat etmekte, O’nun (SAV) şerefini gözetmeye, şanını yüceltmeye özen göstermektedir. Ey inananlar! Siz de O'na (SAV) salat getirin. (‘Allahümme salli ala Muhammed’ diyerek) şanını yüceltmeye özen gösterin.”[1] Burada Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz’e selattan maksat, üzerinize Rahmet-i İlahi’yi celbetmek, O’nun (SAV) bir vesile ve yol gösterici olmasını taleb etmektir. Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz’e selat getirmek, ledünni ilimleri ve ilahi maarifetleri O'nun (SAV) yüce ruhaniyetinden elde etmek için bir feyz yoludur. Böylece Hz. Peygamber (SAV) ile kendisinden feyz almak isteyen arasında Selat-ü Selam ile ruhani bir bağ kurulmuş olur. Bu alaka manevi olduğu için ikisi arasındaki böyle bir ilginin uyandırılması gerekir. Bu yüzden Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz’e Selat-ü Selam getirmek emredilmiştir. O'na (SAV) selat getiren ve selam edenin, O'na (SAV) yönelmesi, O'nun (SAV) şemalini hayalinde tasavvur etmesi ve hayalinde canlandırması gerekir. Kalbini Resulullah (SAV) Efendimiz’in kalbine rabtetmelidir (bağlamalıdır). Feyz almak için elzem olan usul budur. Ayet-i Kerime’leri bize Yüce Allah (CC) Hz.leri’nden Peygamber (SAV) Efendimiz ulaştırmıştır. Kişiye gereken Resulüllah (SAV) Efendimiz’i sevmesi, O'na (SAV) ve Allah'ın (CC) veli kullarına tabi olmasıdır. Evliyaullaha uymak, Resulüllah (SAV) Efendimiz’e uymadan yapılamaz.[2] Müridin doğru yolda yürüyen şeyhinin, ahlak ve davranışlarını benimsemesi, böylece Allah (CC) Hz.leri’nin rızasına ermeye çalışması gereği vardır. Çünkü müridin mürşidine olan sevgisi, yalnız Allah (CC) Hz.leri içindir.

www.GAVSULAZAM.de


[1] El-Ahzab S. A.56

[2] Ruhul Beyan

 
   

 

©2003 - 2004  Gavsulazam.de       Her hakkı mahfuzdur...