Hak Sübhanehü Ve
Teala (CC) Hz.leri ne zaman ki nefsi yarattı, ona: “Beni bildin mi” diye sordu.
“Nefse ve onu (İnsan biçiminde) düzenleyene;
..Sonra da o nefse isyanını ve itaatini öğretene ki,Muhakkak (Allah'ın
(CC) küfür ve isyandan) temizlediği nefis kurtulmuştur.”
Yüce Allah (CC)
Hz.leri nefse: “Ben kimim, ve sen kimsin?” diye sordu. Nefs cevap verdi: “Sen
sensin, ben de benim.” Nefs, Allahü Teala (CC) Hz.leri’nin huzurunda
senlikbenlik davasında bulunduğundan beri bu davayı bırakmamıştır.
Bunun üzerine Hak
Celle ve Ala Hz.leri nefse hışım eyledi ve o hışmın pırıltısından Cehennem
yaratıldı. Buyurdu ki: “Cehennemi üç bin yıl yaksın ve ısıtsınlar.” Cehennem
öyle karardı ve karanlık oldu ki, cehennemin içinde göz gözü görmez oldu. Ve
iyice ısındı. Hak Teala (CC) Hz.leri’nin
buyruğu ile nefsi Cehennemin içine attılar. Orada bin yıl yandı. Sonra
Cehennemden çıkararak Hakk’ın (CC) huzuruna götürdüler, yine soruldu: “Ey nefs!
Bildinmi? Sen kimsin? Ben kimim?” Nefs yine cevap verdi: “Ben benim, Sen
sensin.”
Hak Teala (CC)
Hz.leri buyurdu, bin yıl daha Cehennemde yaktılar. Yine aynı soru soruldu ve
aynı cevap alındı. Götürüp bin yıl daha yaktılar. Cehennemde azab ettiler, aynı
cevabı tekrarladı. Görüyor musun? Nefsi emmare üç bin yıl Cehennemde yandığı
halde senlikbenlik davasından vazgeçmedi.
Bu defa Hak Teala
(CC) Hz.leri gıdasının kesilmesini irade buyurdu, gıdasını kestiler. Aradan üç
gün geçmeden nefs feryada başladı. “Beni Rabbıma götürün.” dedi. Cehennem ehli
buna şaşıp kaldılar. Kendi kendilerine: “Bu ne acep sırdır ki, bu nefs üç bin
yıl Cehennemde yandı, türlü türlü azaplar gördü de bir kere ‘Rabbim Sensin’
demedi, Senlik benlik davasından vaz geçmedi, üç gün gıdası kesilmekle ‘Beni
Rabbime götürün. Bana mevlam gerektir, başka hiçbir birşey gerekmez’ demeye
başladı.”
Cehennem Malikleri
Hak Teala Hz.lerine niyaz ettiler: “İlahi Sen Allamül Guyubsun (CC) (Gaibleri bilicisin).
Şu nefs cehennemde üç bin yıl yandı da hiç kimseye baş eğmedi. Şimdi üç gün aç
kalınca ‘Beni Rabbime götürün’ diye feryada başladı.” dediler. Hak Teala (CC)
Hz.leri nefsi Huzuruna getirmelerini irade buyurdu ve nefse sordu: “Ya nefs!
Bildin mi? Ben kimim ve sen kimsin?”
Nefs bu defa şu cevabı verdi: “Sen benim Mevlamsın ben senin zaif
kulunum.”
Hak Teala’nın (CC)
nefse bu şekilde muamele yaptırmasından muradı, nefsi açlıktan başka hiçbir
şeyin acze düşüremeyeceğini ve kulluk makamına getirilemeyeceğini bildirmektir.
Şunuda iyi bil ki, az yemek gönlü saflaştırır. Nefsin karanlık ve bulanıklığını
giderir. Kişinin zihni pak ve kuvvetli olur. Gönül yumuşak olur. Açlık kişinin
gafletini giderir.
Az yiyen kişiler
ibadet taatlerinden zevk ve lezzet bulurlar. Zikirden tesbihten Namazdan,
Oruçtan ve bütün Hakkani işlerden Sefa alırlar. Bütün batıllardan kaçınır az
yiyenler alçak gönüllü ve merhametli olurlar. Gece gündüz Hakk (CC) Hz.leri’ni
zikrederler, dillerinde daima hayır kelam olur. Gözlerinde, gönüllerinde hikmet
bulunur. Kendi acizliklerini bilirler. Ölümü unutmazlar, günahlarından ötürü
pişman olurlar ve çok açlık çeken kişiler Arifi billah da olurlar. Çok açlık
çektiklerinden dolayı kendilerine Marifet kapıları açılır az yiyen kişiler,
nefsani gıdalardan kesilir ve Ruhani gıdalara erişirler. Gönüllerine Hakkın
Muhabbeti dolar. O muhabbetin nuru dimağlarına çıkar. Az yemekle gönüle Hakkın
Muhabbeti dolar. Bu sebeple Resülüllah (SAV) Efendimiz: “Amellerin efendisi
açlıktır.” buyurmuşlardır.
Ey Salik (Sülük
eden) kişi bütün saadetler hep az yemekle az yemekten elde edilir. Bütün
minnetlerde çok yemekten başa gelir.
Hak Teala (CC),
Hz. İsa’ya (AS) buyurdu: “Eğer beni görmek istersen, aç ol.” O halde ebedi
Saadeti isterseniz açlığı ihtiyar ediniz. Şu bir kaç günlük ömürü az yemekle ve
nefs mücahedesiyle geçiriniz. Zira Mucizel beyanda şöyle buyrulur: “Ben nefsimi
temize de çıkarmıyorum. Çünkü nefis gerçekten kötülüğü şiddetle emreder. Ancak
Rabbimin esirgediği nefis müstesnadır.. Çünkü Rabbim Ğafûr’dur, Rahim’dir
(CC).”
Yine Resülüllah
(SAV) Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Yüksek makamlara vasıl olmanın sebepleri
açlıktır.”
İmdi ey kardeş
açlığa kendini alıştır ve bunu mutlaka adet et. Nefsine riyazat ve mücahedeyi
öğret ki, mücahede insanı müşahedeye erdirir. Şunu muhakkak olarak bil ki,
açlık Nebilerin, Velilerin ve Salihlerin; tokluk ise kafirlerin, münafıkların
ve hayvanların hasletidir.
Bir beyit:
Çok yiyenlerdir
ibadet etmeyen
Çok yiyenlerdir
doğru yola gitmeyen
Çok yiyenlerdir bu
işi başarmayan
Çok yiyenlerdir
Hak (CC) didarın görmeyen
Çok yiyenlerdir
nefs arzusun koyan
Çok yiyenlerdir iş
bu dünyayı seven
Çok yiyenlerin
olur nefsi ağır
Çok yiyenlerin
olur uykusu ağır
Çok yiyenlerin
olur kulağı sağır
Çok yiyenler
gaflete dalmışlardır
Çok yiyenler
dünyaya kalmış durur
Çok yemek kafir
münafık hasleti
Çok yiyenler göre
yarın mihneti
Çok yiyenlerin
gözü görmez olur
Çok yiyenler
Hakk'ı (CC) zikretmez olur
Çok yemeklik Ulu
mihnet durur
Az yemeklik büyük
devlet durur
Az yemektir
Enbiyalar Hasleti
Az yiyenlere
Hakk'ın (CC)inayeti
Az yiyenlerdir
Hakk'a (CC) gönül veren
Az yiyendir Hakk
(CC) didarin gören
Az yemekten Evliya
olur kişi
Az yiyenlerden
giderir teşvişi
Az yiyendir
Cennete doğru giden
Az yiyendir dünü
gün Taat eden
Az yiyenlerin olur
nefsi halim
Az yiyenler
söylese Hikmet durur
Az yiyenin baktıği
ibret durur
Az yiyenlerin Hakk
(CC) ile Sohbeti
Az yiyenlerindir
Ali himmeti
Esrefoğlu Rumi çok
yemeği ko
Az yemeği edegör
sana HUUU
www.GAVSULAZAM.de
|