KONULAR
 

 

 

 

Tasavvuf - Tarikat Nedir?

Tasavvufun Temeli

Tasavvufun Esası

Tasavvufta Gaye

Tasavvufun İnsana Tesiri

Tasavvufu İnkarın Hükmü

Tasavvuf İle İlgili Fetvalar

Ayetlerde Tasavvuf

Hadis-i Kudsilerde Tasavvuf

Hadis-i Şeriflerde Tasavvuf

Tasavvufun On Esası

Tarikatların Doğuşu

Tarikatlar İki Kısımdır

Tarikata Niçin Girilir?

Tarikata Girmek İsteyenlere...

Tarikat-Şeriat Münasebeti

"HU" Ve Açıklaması

Seyr-i Sülûk Nedir?

Rabita Nedir?

Tarikatta Rabita

Rabıta Çeşitleri

Rabıtaya Karşı Çıkmanın Hükmü

Semanın Hakikatı

Nefsin Yaratılışı

Nefis Mertebeleri

 
 


Çoktur Hakk’ın nimetleri

El-hamdülillahi’l-Kerim

Vafirdir minnetleri

Eş-şükrü lillahi’l-Azim

 

Virdi bize çünkim vücut

Dergahında kıldık sücud

O’nundur her fazl ü cûd

El-hamdülillahi’l-Kerim

 

Şol kim eder Hakk’ı taleb

Dünya için çekme taab

Vasi’dürür ihsan-ı Rab

Eş-şükrü lillahi’l-Azîm

 

Rahmet yağar gökten bize

Kudret gelir her acize

ihsanı çok bize size

El-hamdülillahi’l-Kerim

 

Ger zahir u batın kamu

Nimetle dünya dopdolu

Hakk’ı ne in’am oldu bu

Eş-şükrü lillahi’l-Azîm

 

 

 

 TASAVVUFUN ON ESASI

 

3- TEVEKKÜL

 

Tevekkül, tıpkı bir ölünün dünyadan  kopması gibi, kulun Allah’a (CC) güvenip bütün sebep ve tedbirlerden uzak kalmasıdır. Nitekim Cenab-ı Allah (CC) şöyle buyurmaktadır: “Kim Allah’a (CC) tevekkül ederse O (CC), ona yeterlidir…”[1]

Tıpkı tabii olarak ölenin artık dünyayla irtibatını kesmesi gibi, iradî olarak ölenin de bağ bahçe ve işlerini bırakıp her şeyini Allah’a (CC) havale etmesi gerekir. Çünkü bir kimse kendini yok sayıp sadece Allah’a (CC) güvenirse Allah (CC) ona yeterlidir. Zaten Allah (CC) dünyaya: “Ey dünya benim hizmetimde olanlara hizmetçi ol”, buyurmuştur.

Bunun gibi İbrahim b. Edhem (RA) ve onun gibi daha niceleri Allah’a (RA) tam tevekkül ettiklerinden, çöl ortasında umulmadık anlarda kendilerine, karınlarını doyurmaları için yiyecek sofraları indirildiği anlatılır. Aynı şekilde bir dervişe her öğün taze bir ekmek gelirmiş, bunun sebebi sorulduğunda “Bunu yaşlı bir hanım getiriyor.” dermiş. Bu yaşlı kadın dünyadır. İşte dünya yalana bir dost olmasına rağmen Allah (CC) dostlarına böyle yardım eder. Şeytan bile kırk yıl bir dervişin camiye gitmesi için fenerini tutmuş. Zaten Kur’an-ı Kerim’de şeytanın, salih kulları doğru yoldan saptıramayacağı bildirilmektedir.[2]

Yukarıda bahsedilen tevekkül havass içindir. Çünkü avam için tevekkül, sebebi yerine getirdikten sonra söz konusudur. Mesela önce tohumunu ekip sonra tevekkül eder. Devesini bağladıktan sonra tevekkül etmelidir.

Zaten salik için de tevekkül, zamanla farklılık arzeder. Başlangıçtaki tevekkül taalluktan yani dünya ile ilgili meselelerden arınmış olmalı; mutlak tevekkül olmalıdır. Aksi takdirde ‘tecerrüd’ yani dünyadan, mal ve mevki gibi ihtiraslardan temizlenmek imkansızdır. Fakat daha sonra salik tevekkül için gerek duyarsa eğer ‘tesebbüp’ edebilir; yani sebeplere önem verebilir. Bu konuda Şeyh Ebû Medyen Mağribi (RA) müridlerini sebeplere dayalı bir tevekkül şeklinden menederdi. Ve sebep olarak da şunları söylerdi: “İnsan bu dünyada Allah’ın (CC) misafiridir. Misafirin ise üç günlük yiyeceği ev sahibinin üzerinedir. Allah (CC) indinde her gün bin yıldır. Yani üçbin yıl süren bir misafirlik. Böyle iken misafirin kendi ekmeğini çıkarıp yemesi ayıptır.” İşte ehlullah bundan ötürü dünyayı umursamazlar, Hakk’tan (CC) gayrisini görmezler, kendilerinin misafir olduğunu bilerek ona göre davranırlar.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Talak S. A.21

[2] bak Hicr S. A.42

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
   

 

©2003 - 2004  Gavsulazam.de       Her hakkı mahfuzdur...