RAMAZAN-I
ŞERİF
Kadir Gecesinin Faziletleri Hakkındadır
Allah-ü Teala (CC), şöyle
buyurdu:
- “Biz onu kadir gecesinde indirdik.”
Allah-ü Teala (CC), burada Kur’an’ı
Kadir gecesi indirdiğini anlatmaktadır. Allah-ü Teala (CC) o gece; Kur’an’ı
levh-ü mahfuzdan dünya semasındaki sefirlere indirdi. Burada:
- Sefere.
Tabirinden murad, yazıcı
meleklerdir.
Allah’ın (CC) izni ile,
Cebrail aleyhisselâm, o senenin tümünde ne kadar Kur’an indirecek ise hepsi o
gece levh-ü mahfuzdan iner. Taa, gelecek senenin kadir gecesine kadar.
Anlatıldığı şekilde, Kur’an’ın
tamamı ramazan aylan kadir gecesinde dünya semasına indi.
İbn-i Abbas (RA) ve diğer
müfessirler Kadir suresini şöyle tefsir ettiler:
- “Biz onu kadir gecesinde indirdik.”
Bunun daha açık manâsı şudur:
- Biz, bu sureyi ve Kur’an’ın
cümlesini kadir gecesi yazıcı meleklere indirdik.
Daha sonra, Cebrail (AS),
lüzum görüldükçe parça parça yirmi üç senede Rasulüllah (SAV) Efendimize sair
aylarda, günlerde, gecelerde, vakitlerde indirdi.
- “Kadir gecesi.”
Demek, büyük bir gece
manâsınadır. Bazıları da kadir gecesini şöyle açıklamışlardır:
- Hüküm gecesi. O gece için:
- “Kadir gecesi.”
Demek, ona tazim ve kadrini
yükseltmek içindir.
O gecenin kadri ve kıymeti çok
üstündür. Zira, Allah-ü Teala (CC), o seneden taa gelecek seneye kadar olacak
tüm işleri o gece tekdir eder.
Sonra, Allah-ü Teala (CC)
şöyle buyurdu:
- “Kadir gecesinin nasıl olduğunu sana nasıl anlatmalı ki.”
Bu Ayet-i Kerimede, daha açık
olarak, anlatılmak istenen manâ şudur:
- Ya Muhammed (SAV), Allah-ü
Teala (CC) sana bildirmemiş olsaydı; kadir gecesinin azametini, hatta tüm Kur’an’da
olanları bilip anlayamazdın.
Elbette bir şey bilemezdi; ama
Allah-ü Teala (CC) ona her şeyi öğretti. Şayet, Allah-ü Teala (CC) bildirmemiş
olsaydı; bilemezdi. Hiç bir şekilde onların manâlarına muttali olamazdı.
Buradakine benzer bir manâ, Rasulüllah
(SAV) Efendimize, kıyametin durumu anlatılırken de geçmiş olup şöyledir:
- “Nasıl bileceksin, belki de kıyamet yakındır.”
Bu manâya göre, Rasulüllah (SAV)
Efendimize, kıyametin kopacağı vakit de bildirilmedi.
Kadir suresinin açıklamasına
devam edelim:
- “Kadir gecesi.”
Bunun daha açık manâsı şu
cümlelerle anlatılabilir:
- Azamet ve hikmet gecesi.
Denilmiştir ki:
- Üstteki tâbirden murad şu
demektir:
- O, mübarek uğurlu bir
gecedir. Zira, onun mübarek bir gece olduğunu, bir başka Ayet-i Kerimede Allah-ü
Teala (CC) şöyle bildirdi:
- “Biz onu, mübarek (uğurlu) bir gecede indirdik. O gece hikmet taşıyan her
iş ayırd edilir.”
Daha sonra, Aziz Celil Allah
şöyle buyurdu:
- “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.”
Burada anlatılmak istenen manâ
şudur:
- Kadir gecesinde yapılan bir
amel, içinde kadir gecesi bulunmayan bin aylık amelden hayırlıdır.
Denilmiştir ki:
- “Bin aydan hayırlıdır?”
Meâline gelen Ayet-i Kerime
geldikten sonra, o kadar sevindiler ki; onları bu kadar sevindiren hiç bir şey
olmamıştır. Bunun sebebi de, şöyleydi:
Rasulüllah (SAV) Efendimiz,
bir gün; ashabına İsrailoğullanndan dört kimseyi anlattı. Bunlar, seksen sene
ibadet etmişler ve Allah’a (CC) bir an bile âsi gelmemişlerdi.
Rasulüllah (SAV) Efendimiz, bu
arada, Eyyub (AS), Zekeriyya (AS), Hızkıyl (AS), Yuşa b. Nun (AS) Peygamberleri
dahi anlatmıştır.
Rasulüllah (SAV) Efendimizin
bu anlatmaları, Sahabe-i Kiramı (RA) hayrette bırakmıştı.
Bunun peşinden Cebrail (AS) geldi
ve şöyle dedi:
- Ya Muhammed (SAV)! Sen ve Ashabın
(RA) anlatılan sekiz kimsenin ibadetine hayret etmiş durumdasınız. Yani:
Onların seksen sene ibadet edip bir an dahi, Allah’a (CC) asi olmalarına.
Ancak, Allah-ü Teala (CC) ondan daha hayırlısını bildiren bir sure yolladı.
Ve, Kadir suresini sonuna
kadar okudu. Sonra şöyle dedi:
- İşbu durum, Senin ve Ashabının
(RA) hayrette kaldığı şeylerden daha iyidir. Yani: Fazilet itibarı ile.
Bu durumdan, Rasulüllah (SAV) Efendimiz
mesrur olup sevindi.
Yahya b. Nüceyh dahi, şöyle
anlattı:
- İsrailoğullarından biri,
silâh kuşandı. Onu üzerinden hiç çıkarmadan tam bin ay Allah (CC) yolunda
savaştı.
Rasulüllah (SAV) Efendimiz bu
durumu Ashabına (RA) anlatınca, hepsi hayrette kaldılar. Bundan sonradır ki:
- “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.”
Ayet-i Kerimesi nâzil oldu.
Bununla şu manâ anlatılmak isteniyordu:
- Bu kadir gecesi; o kimsenin,
silâhını hiç bırakmadan Allah (CC) yolunda savaştığı bin aydan hayırlıdır.
Denilmiştir ki:
- O kimsenin adı, Âbid Şem’un
idi; kendisi İsrailoğullarına mensup bulunuyordu.
Denilmiştir ki:
- O kimsenin adı: ŞEMSUN idi. Ayet-i
Kerimeye devam edelim:
- “O gece melekler ve ruh iner.”
Meleklerin inişi, gün
batışından başlayıp tan yeri ağarıncaya kadardır.
Ayet-i Kerimede geçen:
- “Ruh”[12]
Lâfzından murad ise. Cebrail
aleyhisselâmdır. İbn-i Abbas’tan alarak, Dahhâk şöyle dedi:
- Ruh, bir melektir. İnsan
suretinde olup halkın en büyüğüdür.
Bu, o ruhtur ki: Allah-ü Teala
(CC) onun hakkında şöyle buyurdu.
- “Sana ruhtan soracaklardır.”
Bu öyle bir melektir ki: Bütün
meleklerle beraber, kıyamet günü, tek başına bir saf olarak durur.
Mukatil ruh hakkında şöyle
dedi:
- Ruh, Allah (CC) katında
meleklerin en şereflisidir.
Mukatil’den başkaları dahi
şöyle dediler:
- O bir melektir. Yüzü insan
suretinde olup vücudu dahi melek suretindedir.
Arşın yanında yaratılmışların
en büyüğü olarak bir saf olarak durur. Melekler dahi, ona karşı ayrı bir saf
olarak dururlar.
Anlatılan manâda, Allah-ü
Teala (CC) şöyle buyurdu:
- “O gün, ruh ve melekler saf olarak ayakta duracaklardır.”
Kadir sûresinin açıklamasına
devam edelim:
- “Onda.”
Yani: Kadir gecesinde. Bununla
ruhu ve meleklerin inişi anlatılmaktadır ki; sonrası şöyledir:
- “Rablarının (CC) emri ile ve her türlü hayırla.”
Yani: Her türlü hayn ve
iyiliği getirirler. Bu sûrenin sonu şöyle bitmektedir:
- “Taa, tan yeri ağarıncaya kadar selâm vardır.”
Yani: Kadir gecesinde. Daha
açık manâsı ile şu demeğe gelir:
- O gece afet halinde gelen
bir hastalık zor olur. Kehanet olmaz.
- “Selâm”
Üzerine şöyle bir manâ
verilmiştir:
- O gece melekler,
yeryüzündekilere selâm verirler. Melekler, yeryüzündekilerden hemen her birine:
- Selâm. Selâm. Der geçerler.
|