RAMAZAN-I
ŞERİF
Ramazan Ayına Has Faziletler
Bu manâdaki bir rivayet, şu
raviler yolu ile bize ulaşmıştır:
Babasından naklen Ebu Nasr.
İbn-i Faris.
Ebu Hamid Ahmed b. Muhammed b.
Celudî Nisaburî.
Muhammed b. İshak b. Huzeyme.
İbn-i Hacer Saadî.
Yusuf b.Ziyad.
Hümam b. Yahya.
Ali b. Zeyd b. Cedean.
Said b. Müseyyeb.
Bütün bu raviler,
rivayetlerini, Selman-ı Farisi’ye (RA) ulaştırmaktadırlar; o da şöyle
anlatmıştır:
- Rasulüllah (SAV) Efendimiz, Şaban
ayının son gününde bize bir hutbe okudu. Bu hutbesinde şöyle buyurdu:
- “Büyük bir ay olan ramazan ayı, size yaklaştı. Bu ay, uğurlu bir aydır.
Bu ayda, öyle bir gece vardır ki; bin aydan hayırlıdır.
Allah-ü Teâlâ (CC), bu ayın gündüzlerinde oruç tutmayı farz kıldı. Gece
ibadetlerini nafile eyledi. Bu ayda, her kim hayırlı bir hasletle Hakk’a (CC) yakınlık
kazanır veya farzlardan bir farzı eda eder ise, diğer aylarda yaptığı yetmiş
farz ibadete bedeldir.
Bu ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir.
Bu ay, bolluk ayıdır. Bu ayda, mümin kulun rızkı artar.
Bu ayda, bir kimse, bir mümin kula iftar ziyafeti verir ise günahlarının
bağışlanmasına sebeb olur; boynunu cehennem ateşinden kurtarmış olur. İftar
ziyafeti verdiği kimsenin ecri kadar kendisine ecir verilir ki: Öbürünün
ecrinden de bir şey eksilmez.”
Bu arada, Sahabe-i Kiram (RA) şöyle
dedi:
- Ya Rasûlellah (Sav), bizden
hemen her kesim oruçluya iftar ziyafeti vermeye gücü yetmez ki?.
Rasulüllah (SAV) efendimiz
buna karşılık şöyle buyurdu:
- “Oruçluya bir hurma veren de bu sevabı alır. Oruçluya bir bardak su
veren, bir tas süt veren de bu sevabı alır.”
Daha sonra, Rasulüllah (SAV)
efendimiz şöyle devam etti:
- “Bu ay, öyle bir aydır ki: Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem
azabından kurtulmaktır.
Bu ayda, bir kimse kölesinin (hizmetini görenin) yükünü hafifletir ise.
Allah (CC) onu bağışlar; cehennemden azad eder.
Bu ayda, şu dört huyu çoğaltınız ki: Onların ikisi ile, Rabbınızın (CC) rızasını
alırsınız. Kalan ikisine de mutlaka ihtiyacınız vardır.
Şunlarla Rabbınızın (CC) rızasını kazanırsınız:
a) Lâ ilâhe illallah. (Allah’tan CC. başka ilâh yoktur.)
b) Allah’tan (CC) günahlarınızın bağışlanmasını isteyeceksiniz.
Muhtaç bulunduklarınız da şunlardır:
a) Yüce Allah’tan (CC) cenneti istemeniz.
b) Cehennem azabından da Allah’a (CC) sığınmanız.
Her kim, bu ayda bir oruçlunun karnını doyurur ise. Allah-ü Teala (CC) ona
kevser hazvundan içirir ki ondan içtikten sonra bir daha susamaz.”
Kelbî, Ebu Nadra, Ebu Said-i
Hudrî yolu ile gelen bir rivayette; Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle
buyurduğu anlatılmıştır:
- “Ramazan ayının ilk gecesinde; sema kapıları ve cennet kapıları açılır.
Bu açılış taa, son gecesine kadar devam eder; kapanmaz.
İster kadın olsun ister erkek; ramazan gecelerinden birinde kıldığı namazın
her secdesi için bin yedi yüz sevap yazar. Onun için cennette bir saray yapar
ki: Kırmızı yakuttandır. Her kapının dahi, kırmızı yakut işlemeli iki kanadı
vardır.
Ramazan ayının ilk gününde oruç tutmaya başlayan kimsenin; ramazan ayının
son gününe kadar olan günahlarını bağışlar. Oruç tuttuğu her gün için de,
cennette kendisine bir saray yapar. Bu sarayın bin kapısı vardır. Yetmiş bin
melek o kimsenin sabahtan akşama kadar Allah’tan (CC) bağışlanmasını dilerler.
Ramazan ayında oruç tutan kimse; gece olsun, gündüz olsun ettiği her
secdesi için cennette bir ağaç dikilir ki: Onun gölgesinde bir altı yüz sene
yol alsa dışarı çıkamaz.”
Ebu Nasr, babası, A’rac yolu
ile gelen rivayette; Ebu Hüreyre (RA) Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle
buyurduğunu anlatmıştır:
- “Ramazan ayının ilk gecesi oldukta; Allah-ü Teala (CC) halkına bakar.
Yüce Allah (CC), bir kuluna bir kere bakınca, artık ona azab etmez.
Allah-ü Teala (CC), ramazan ayının hemen her gününde, bir milyon kimseyi
cehennemden azad eder.”
Ebu Nasr, babası, Sehl ve
babası yolu ile bana ulaşan rivayette; Ebu Hüreyre (RA) Rasulüllah (SAV) Efendimizin
şöyle buyurduğunu anlatmıştır.
- “Ramazan ayı geldiği zaman, cennet kapıları açılır; cehennem kapıları
kilitlenir; şeytanlar dahi bağlanıp içeri tıkılır.”
Nâfi’ b. Bürde, Ebu Mes’ud
Gıfari’den anlattığına göre; Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu
dinlemiştir:
- “Hangi kul, ramazan ayında bir gün oruç tutar ise onun için gözde
hurilerden biri zevce olarak verilir. Hem de, içi oyulmuş inciden çadır içinde.
Allah-ü Teala (CC) onları şöyle anlattı:
- Çadırlar içine konmuş gözde huriler vardır.
Bu hurilerden her birinin üzerinde yetmiş hülle vardır; bir hüllenin rengi
diğerine benzemez.
Onlardan her birinin yetmiş çeşit kokusu vardır ki; biri diğerine benzemez.
O hurîlerden her biri için, yetmiş taht verilir ki; hemen her biri, kırmızı
yakutla ve inci ile süslüdür.
Her taht üzerinde yetmiş yatak olup her yatak üzerinde dahi, bir yastık
vardır.
Her huriye kendisi için yetmiş bin,
her hurinin kocası için yetmiş bin hizmetçi vardır.
Her hizmetçinin elinde altından bir tepsi olup her birinde bir başka tat
vardır.
O tepsiden her aldığı lokma, bir evvelkinden daha lezzetlidir. Bu lezzeti,
hem hurî güzeli, hem de kocası alır. Hem de yakuttan tahtları üzerinde.
Bu anlatılan, ramazan ayında oruç tutanın, her gün tuttuğu oruç için ayrı
ayrı verilir. Yaptığı diğer iyi amellerin sevabı da ayrı olacaktır.”
|