RAMAZAN-I
ŞERİF
Allah-ü Teala'nın (CC) Rasulüllah
(SAV) Efendimize İhsan Eylediği Beş Gece
Allah-ü Teala (CC), Rasulüllah
Efendimiz Mustafa’ya (SAV) beş gece ihsan eylemiştir.
Birinci gece
şudur: AYIN İKİYE AYRILDIĞI GECE.
Bu gecenin adı: Mucize ve
kudret gecesidir. Bu manâda, Allah-ü Teala (CC) şöyle buyurdu:
- “Kıyamet yaklaştı; ay, ikiye ayrıldı.”
Musa aleyhisselâma denizin
ikiye ayrılması, onun âsasını vurması ile oldu.
Rasulüllah (SAV) Efendimize
ayın ikiye ayrılması ise, onun parmak işareti ile oldu.
Ayın ikiye aynlması, Rasulüllah
(SAV) Efendimizin en büyük mucizeleri arasındadır; aynı zamanda büyük kudreti
gösterir.
İkinci gece
şudur: DAVET VE KABUL GECESİ.
Bu durum, Rasulüllah (SAV) Efendimizin
cin tayfasını dine davet etmesi; onların bu daveti kabul etmesi ile olmuştur.
Bu manâda gelen Ayet-i Kerime
şudur:
- “Şu günü yad et: Kur’an’ı dinlemeleri için, sana cinden bir tayfayı
yollamıştık.”
Üçüncü gece: HÜKÜM
VE KAZA GECESİ.
İşbu gece beraat gecesi olup Allah-ü
Teala (CC) o geceyi şöyle anlattı:
- “Biz onu, mübarek bir gecede indirdik. O gece, her hikmetli iş ayırd
edilir.”
Dördüncü
gece: VARIP YAKLAŞMAK GECESİ.
Bu gece: Mîrac gecesi olarak
bilinir.
Bu geceyi, Allah-ü Teala (CC)
şu Ayet-i Kerime ile anlattı:
- “O Allah (CC) Sübhandır;
kulunu gecenin bir kısmında Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürdü.”
Beşinci gece: SELÂM
VE SAYGI GECESİ
Bu da, kadir gecesi olup Allah-ü
Teala (CC) onun için şöyle buyurdu:
- “Biz onu, kadir gecesinde
indirdik.”
O surenin tamamı aynı manâyadır.
İbn-i Abbas’ın (RA) şöyle
dediği anlatıldı:
- Kadir gecesi olduğu zaman, Allah-ü
Teala (CC) Cebrail aleyhisselâma yere inmesi için emir verdi.
Cebrail (AS) yere indiği
zaman, sidre-i münteha melekleri onunla beraber inerler. Onların sayısı: Yetmiş
bin melektir.
Bunların ellerinde nurdan
sancaklar da vardır.
Hepsi yere indikten sonra;
Cebrail (AS) kendi sancağını, diğer melekler de kendi sancaklannı şu dört yere
dikerler:
a) Kabe-i Muazzama’ya.
b) Rasulüllah (SAV) Efendimizin mübarek kabrine.
c) Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya.
d) Tur-u Sina’daki mescide.
Sancaklarını diktikten sonra;
Cebrail (AS), diğer meleklere şu emri verir:
- Çevreye dağılın.
Dağılırlar. Mümin erkeğin ve
mümin kadının bulunduğu her eve, hücreye, odaya, gemiye girerler.
Ancak bir evde: Köpek, domuz,
şarap (alkollü içki), haram yoldan cünüb olan, heykel var ise, oraya girmezler.
Oralarda tesbih, takdis,
tehlil okurlar; Muhammed (SAV) ümmetinin bağışlanmasını dilerler.
Taa, tan yeri ağanncaya kadar
böyle devam ederler. Sonra semaya dönerler.
Semaya yükseldikleri zaman,
dünya semasında duran melekler onları karşılar ve sorarlar:
- Nereden dönüyorsunuz? Şu
cevabı verirler:
- Biz dünyada idik. Çünkü bu
gece Muhammed ümmetinin kadir gecesidir.
Dünya semasında duran melekler
tekrar sorarlar:
- Allah-ü Teala (CC) onlara ve
ihtiyaç duydukları şeylere karşı ne hüküm verdi?
Cebrail aleyhisselâm şu cevabı
verir:
- Allah-ü Teala (CC) onların
yararlı kimselerini bağışladı; yaramaz kimselerine de şefaatçi kıldı.
Bu haberi duyan dünya seması
melekleri sevinerek tesbih, takdis okuyup Âlemlerin Rabbına (CC) sena ederler. Allah-ü
Teala’nın (CC) bu ümmete ihsan eylediği mağfiret ve rızası dolayısı ile zatına
şükür ederler.
Daha sonra, yerden dönen
melekleri; dünya semasının melekleri ikinci semaya kadar uğurlarlar. Bunlara
diğer semanın melekleri de katılır.
Yedinci semaya vardıkları
zaman, Cebrail (AS) beraberindeki meleklere şöyle der:
- Dönünüz.
Bunun üzerine, her semanın
meleği, kendi semasına döner. Sidre-i münteha melekleri dahi, kendi yerlerine
dönerler.
Sidre-i müntahada inmeyip
duran melekler, dönüp gelenlere sorarlar:
- Nereden böyle? Neredeydiniz?
Onların bu sorusuna karşılık,
dünya semasındaki meleklere verdikleri cevabı verirler.
Bu haberi duyan oradaki
melekler; seslerini yükselterek takdis ve tesbih okumaya başlarlar.
Onların bu sesini önce me’va
cenneti duyar; sonra naim cenneti duyar: sonra adn, daha sonra firdevs cenneti
duyar.
Arş-ı Rahman dahi o sesi
duyunca, kendi tesbih, tehlil, sena sesini yükseltir. Âlemlerin Rabbını (CC) övüp
senaya başlar. Sebebi: Muhammed (SAV) ümmetine edilen ihsandır.
Yüce Allah’ın (CC) zâtı,
durumu en iyi bildiği halde, arşa sorar:
- Ey arşım, sesini neden
yükselttin? Arş şöyle demeye başlar:
- Allah’ım (CC), bana
ulaştığına göre; dün gece, Muhammed (SAV) ümmetinin yararlılarını bağışlamış ve
yaramazlarına da şefaatçi kılmışsın.
Allah-ü Teala (CC) şöyle
buyurur:
- Doğru söylersin ey arşım.
Muhammed (SAV) ümmeti için katımda öyle ikramlar vardır ki; onları bir göz
görmemiş, ne olduğunu kulak duymamış, şekli dahi hiç bir kalbe düşmemiştir.
Şöyle anlatıldı:
- Kadir gecesi, Cebrail
aleyhisselâm semadan indiği zaman; insanlardan hiç kimseyi ayırd etmeden
hepsine selâm verir ve el sıkışır.
Bunun alâmeti ise, insanın
cildinin ürpermesi, kalbinin yumaşaması, gözlerinin yaşarmasıdır.
Üstte anlatılan manâdan olarak
şöyle anlatıldı:
- Rasulüllah (SAV) Efendimiz, ümmetinin
durumunu düşünerek üzüntü duydu.
Bunun üzerine, Allah-ü Teala
(CC), Rasulüllah (SAV) Efendimize şöyle vahyetti:
- Ya Muhammed (SAV), üzülme;
ben ümmetine peygamberlerin derecelerini vermeden, onları dünyadan çıkarmam.
Şöyle ki:
Peygamberlere (AS) melekler,
ruh, risalet, vahiy ve ikram gelir.
Ümmetine dahi, kadir gecesi
melekler gelir; benden selâm ve rahmet götürürler.
|