RAMAZAN-I
ŞERİF
Kadir Gecesi Ve Ramazan Ayının Tümü
Üzerinedir
Allah-ü Teala (CC) şöyle
buyurdu:
- “O gece, melekler ve ruh iner.”
Bu Ayet-i Kerimede anlatılan:
- “Ruh”
Lâfzı ile Cebrail aleyhisselâm
anlatılmaktadır. Kendisi ile beraber gelen yetmiş bin melek vardır.
Cebrail (AS) onların başında
kumandandır.
Yeryüzüne indikleri zaman;
Cebrail aleyhisselâm oturanlara selâm verir. Diğer melekler dahi, uyuyanlara
selâm verirler.
Yüce Sübhan Allah (CC) dahi,
ayakta durup namaz kılanlara selâm verir.
Yüce Sübhan Allah’ın (CC) cennet
ehli olan mümin kullarına selâm vereceği:
- “Rahim Rabb’dan (CC) selâm sözü vardır.”
Meâline gelen Ayet-i Kerime
ile nasıl caiz görülmüş ise, dünyadaki iyi kullarına da öyle selâm vermesi caiz
görülmüştür. Zira, o kullara ezelde iyilik inayet, saadet yazılmıştır. Bunlar
halktan geçmişlerdir. Yüce Yaratıcı (CC) ile beka bulup gerçekle
yetinmişlerdir.
Kadir gecesi, yer
parçalarından hemen her yerde bir melek; ya ayakta, ya secdede kadın ve erkek
müminler için duâ eder.
Ancak şu yerlere melekler
girmezler: Kilise, Nasara tapınağı, Mecusîlerin tapınağı, puthane, pislik
doldurulan yerler.
Anlatıldığı üzere, bütün gece
melekler; durmadan kadın ve erkek müminlere duâ ederler.
Cebrail aleyhisselâma gelince.
O da (AS): Selâm vermedik el sıkışmadık hiç bir Müslüman bırakmaz. Rasladığı
her birine şöyle der:
- Eğer taatta isen; selâm
sana, iyilik sana, taatın makbul olsun. Eğer masiyet işinde isen; selâm sana.
Allah (CC) seni bağışlasın. Eğer uykuda isen; selâm sana, Allah’ın (CC) rızası
sana. Eğer kabirde isen, selâm sana rahatlık sana hoşluk sana.
Üstte anlatılan manâ, şu Ayet-i
Kerimede belirtilmiştir:
- “Hemen her işten selâm.”
Denilmiştir ki:
- Melekler taat ehli olanlara
selâm verirler; masiyette olanlara selâm vermezler.
Bilhassa şu kimselere selâm
vermezler:
a) Allah’ın (CC) kullarına zulmedenlere. Meleklerin
selâmından bunların nasibi yoktur.
b) Haram yiyenler. Bunların da meleklerin selâmından
nasipleri yoktur.
c) Akrabalık bağlarını koparanlar.
d) Koğuculuk yapanlar. Yani: Kötülük için söz gezdirenler.
e) Yetim malı yiyenler.
Bu anlatılan zümreden hiç
birine, melekler selâm vermezler. Acaba bu musibetten daha büyük bir musibet ne
olabilir ki?
Evveli rahmet, ortası
mağfiret, sonu dahi, cehennemden kurtuluş olan bu ayda asilerin ve iyilerin
Rabbı (CC) tarafından gelen meleklerin selâmından sana bir nasib olmaz. Bu ne
musibettir?
Böyle bir şeye uğrarsan;
bilesin ki:
Rahman Allah’a (CC) uzak
kalışındandır.
Şeytana uyup azgınlar arasına
karıştığın içindir.
Cehennem ehli kılığına
girdiğindendir.
Cennet ehli yolundan ayrılıp
onlardan uzak durmandır.
Zarar da, ihsan da elinde olan
Yüce Zâtın taatından ayrı kalmandır.
Ramazan ayı, safa ve vefa
ayıdır.
Ramazan ayı, zikredenlerin ve
sabredenlerin ayıdır; özü sözü doğru kulların ayıdır.
Bu ay, senin kalbinin islâhına,
Rabbına (CC) karşı masiyet işlerinden sökülüp çıkmana, kötülük ehli kimselerden
ve günahkârlar arasından sıyrılıp çıkmana bir tesir etmez ise, senin kalbine ne
tesir edebilir?
Ve, senden ne gibi bir hayır
beklenir? Sende ne gibi bir hayır bakiyesi kalır? Felâhına dair nasıl bir ümit
beslenir?
Ey yoksul, uyan! Sana gelen bu
ayda uyan; ibret al. Uyuklamandan ve gaflet halinden uyan. Karşına çıkana bir
bak.
Hiç olmazsa, ramazan ayının
kalan kısmını tevbe ile Yüce Allah’a (CC) dönüşle tamamla.
Bu ayda, istiğfar ve taat
hazırlığı yap. Ola ki: Bu sayede , rahmete ve şefkate erersin.
Ramazan ayını akan göz yaşları
ile uğurla.
Ah ederek vah ederek,
inleyerek uğursuz nefsine ağla. Nice oruçlu vardır ki: Bir daha oruç
tutamayacak hale gelecektir. Nice namaz kılan vardır ki: Kıldığından başka
namaz kılamayacaktır.
Çalışan kimseye, işini
bitirince ücreti verilir. Biz amelimizi bitirdik. Keşke bileydim: Orucumuz ve
namazımız makbul mü olacak, yoksa ikisi de yüzümüze mi vurulacak?
Keşke bileydim: Aramızda
makbul olan kim? Kendisini tebrik ederdik. Red olunan kimdir? Onun da
tâziyesine giderdik.
Rasulüllah (SAV) Efendimiz
şöyle buyurmuştur:
- “Nice oruç tutan vardır ki: Bu orucundan kendine kalan açlık ve
susuzluktur.
Nice namaza kalkan vardır ki: Kendisine kalan uykusuzluktur.”
Selâm sana, ey oruç ayı. Selâm
sana, ey namaz ayı. Selâm sana, ey iman tazeleyen ay. Selâm sana ey Kur’an-ı
Azim’in geldiği ay. Selâm sana, ey nurlarla dolu ay.
Selâm sana, ey Yüce Allah’tan (CC)
mağfiret ve ğufran getiren ay.
Selâm sana, ey alt
bataklıklardan çıkarıp yüksek derecelere ulaştıran, diplerden kurtaran ay.
Selâm sana, ey tevbekârlara ve
ibadet ehline bir ganimet olan ay.
Selâm sana, ey irfan
sahiplerini sevinidiren ay. Selâm sana, ey Allah (CC) yolunda daha fazla
çalıştıran ay.
Selâm sana, ey her kötülükten
yana emniyet veren ay. Sen asilere bir hapisane, müttakilere bir gönül arkadaşı
oldun.
Selâm: Yanan kandillere,
parlayan lambalara, düşen göz yaşlarına, nurlu mihraplara, gözlerden dökülen
yaşlara, yanık kalblerden yükselen nefeslere.
Allahım,
Bizi, namazını ve orucunu
kabul buyurduğun kimselerden eyle.
Bizi, kötülüklerini iyiliğe
çevirdiğin; rahmetinle cennetlerine koyduğun kimselerden eyle.
Bizi, derecelerini
yükselttiğin zümreden eyle. Ey merhametliler merhametlisi.
|