RECEB-İ ŞERİF


Orucun Edebleri Ve İşlenmesi Yasak Olan Günahlar

Oruç tutan kimse için yerinde olur ki: Orucunu günahlardan yana temiz tuta; Yüce Allah'a karşı takva sahibi olmakla da tamamlaya.

Anlatılan manâda haber, bize şu raviler yolu ile ulaşmıştır:

Şeyh Hibetüllah.

Hasan b. Ahmed b. Abdillah Fâtih Hanbelî.

Muhammed b. Ahmed Hafız.

Hüseyin b. Câfer Vaiz.

Ahmed b. İsa b. Seken.

Hüsam lakabı ile bilinen İbn-i İshak.

İshak b. Rezin Rasinî.

İsmail b. Yahya.

Atıyye’den naklen Müs’ir b. Kidam.

Bunların rivayetleri, en sonunda, ashaptan Ebu Said-i Hudrî’ye (RA) ulaşmaktadır ki; O da (RA) Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:

- “Receb, Allah (CC) için saygı gösterilmesi, hürmet edilmesi gereken haram aylardandır. Onun günleri, semanın altıncı kapısında yazılıdır.

Bir kimse receb ayında oruç tutar ise, orucunu, takva ile kötülüklerden arınmış bir hale getirir ise, o gün ve o kapı dile gelir; Yüce Allah’a (CC) şöyle yalvarırlar:

- Ya Rabbi (CC), onu bağışla.

Şayet o kimse, orucunu takva ile, (kötülüklerden korunarak) tamamlamaz ise, o kimseye şöyle derler:

- Sen kendini aldattın.”

A’rac’ın Ebu Hüreyre’den (RA) naklen anlattığı rivayete göre, Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

- “Oruç bir kalkandır. Sizden biri, oruç tuttuğu zaman, cahillik etmesin. (Yani: Kendini bilmezlik etmesin.)

Şayet bir kişi ona sataşır veya dövüşmek isterse şöyle desin:

- Ben, orucum.”

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

- “Bir kimse, yalan sözü ve yalan işi bırakmaz ise, Allah-ü Teala’nın (CC) aç ve susuz kalıp yemeyi içmeyi bırakmasına ihtiyacı yoktur.”

Hasan-ı Basrî (RA), Ebu Hüreyre’den (RA) naklen, Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:

- “Oruç cehennem ateşinden bir kalkandır; ama delinmezise.”

Soruldu:

- Ya Rasulellah (SAV), o nasıl delinir?

Şöyle buyurdu:

- “Yalan söyleyip gıybet etmekle. (Yani: Onu bunu çekiştirmekle)”

Ebu Hüreyre (RA) Rasûlüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:

- “Oruç, sadece yemeyi ve içmeyi bırakmakla olmaz; asıl oruç, boş sözü ve kötü sözü bırakmakla olur.”

Bir başka hadis-i şerif dahi, şu râviler yolu ile bize ulaşmıştır:

Şeyh Ebu Nasr Muhammed b. Bena.

Şeyh Ebu Nasr’ın babası Şeyh Ebu Ali b. Ahmed b. Abdillah b. Bena.

Muhammed Hâfız.

Abdullah.

Câfer b. Muhammed Hammal.

Said b.Utbe.

Muhammed b. Haccac.

Hakan.

Netice rivayet, Enes b. Malik’e (RA) ulaşmaktadır ki; Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:

- “Sayılacak beş şey var ki, bunlar orucu açarlar; abdesti bozarlar:

a) Yalan

b) Nemime (Söz gezdirmek)

c) Gıybet (Birini arkasından çekiştirmek.)

d) Kötü şehvet isteği ile birine bakmak.

e) Yalan yere yemin etmek.”

Ebu Nasr’ın babasından bize verdiği habere göre; Enes. b. Malik, Rasulüllah (SAV) Efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:

- “İnsanların etini yiyip duran kimsenin orucu yoktur.”

Yani: Gıybet edenin. Onu bunu çekiştirenin. Ebu Nasr’ın, babasından naklen bize verdiği habere göre; Huzeyfe b. Yeman şöyle demiştir:

- Bir kimse, oruçlu iken, bir kadının elbisesinin altındakini düşünür ise, onun orucu batıl olur.

Ebu Nasr, Süleyman b. Musa’dan naklen, Cabir b. Abdillah’ın r.a. şöyle dediğini anlattı:

- Oruç tuttuğun zaman; kulağına, gözüne, diline yalandan ve harama bakmaktan, haram dinlemekten oruç tuttur.

Halka eziyet etmeyesin.

Sende bir sükûnet ve vekar olmalı.

Oruç gününü, oruç bozma günü etmeyesin.

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

- “Niye oruç tutan var ki; oruçlarından kendilerine kalan ancak açlık ve susuzluk kalır.

Nice gece namazına kalkanlar vardır ki; yanlarına ancak uykusuzluk kalır.”

Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:

- “Bunun için arş titrer; Rabbın (CC) gazabı taşar.”

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, böyle buyururken, şu manâyı anlatmak istemiştir:

- Yapılan amelle Yüce Allah’ın (CC) rızası istenmez; halkın arzusu murad edilir ise.

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, Allah-ü Teala’nın (CC)  şöyle buyurduğunu anlattı:

- “Ben, hayırlı ortağım. Bir kimse, ameline benden başkasını ortak eder ise, onu kabul etmem. Zira, ancak, benim için temiz olan ameli kabul ederim.

Ey âdemoğlu, durup gözetenin hayırlısıyım. Benden başkası için işlediğin amele bakarım.

Mükafatın, kimin için amel işliyorsan, ona göre verilir.”

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, şöyle duâ ederdi:

- “Allah’ım (CC), dilimi yalandan; kalbimi nifaktan; amelimi gösterişten; gözümü hıyanetten sakla.

Sen gözlerin hâinliğini kalblerde gizleneni bilirsin.”

Oruç tutan kimseye düşer ki: Başta edepli ola.

Oruç halkın görmesinden ve bilmesinden korunmalıdır; gösteriş yapmamalıdır.

Bu işi, yalnız oruçta değil; tüm ibadetlerinde yapmalısın. Ta ki dünyada ve âhirette eliboşlardan olmayasın.

Şeyh Ebu Nasr, babasından naklen, Ebu Feraş’tan anlattığına göre; Abdullah b. Ömer’in (RA) şöyle dediğini anlatmıştır:

- Rasulullah (SAV) Efendimizin, şöyle buyurduğunu dinledim:

- “Nuh aleyhisselâm, ramazan ve kurban bayramı günleri hariç; bütün sene oruç tutardı.

Davud aleyhisselâm, senenin yarısını oruç tutardı.

İbrahim aleyhisselâm, her ayda üç gün oruç tutardı. Böylece bir seneyi hem oruç tutmuş, hem de bir seneyi yemiş gibi olurdu.”

Bize, Şeyh Ebu Nasr anlattı. O da babasından almış ki: Muhammed b. Münkedir, Cabir b. Abdillah’ın (RA) şöyle dediğini bildirmiştir:

- Bir kimse, çölden Rasulüllah (SAV) Efendimizin huzuruna geldi. Şöyle sordu:

- Ya Rasulellah (SAV), bana kendi orucundan haber ver.

Onun bu sorusuna, Rasulüllah (SAV) Efendimiz, kızar gibi oldu. Hatta, yüzü kıpkırmızı oldu.

Bu durumu gören Ömer b. Hattab (RA) o kimsenin üzerine yürüdü onu tartakladı; azarladı ve susturdu.

Bundan sonra, o kimse, Rasulüllah (SAV) Efendimizin huzurundan çıkıp gitti.

Sonra, Hz. Ömer (RA) Rasulüllah (SAV) Efendimize şöyle sordu:

- Allah-ü Teala (CC), beni sana feda eylesin. Bana, senenin tümünü oruçlu geçiren kimsenin durumunu bildir.

Rasulüllah (SAV) Efendimiz, onun için şöyle buyurdu:

- “O kimse, ne oruç tutmuştur; ne de oruç açmıştır.”

Daha sonra şöyle sordu:

- Ya Rasulellah, her aydan üç gün oruç tutan kimsenin durumunu bildir.

Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:

- “Bu kimse, senenin tümünü oruçlu geçirmiştir.”

Daha sonra şöyle sordu:

- Ya Rasulellah, bana pazartesi ve perşembe günleri oruç tutan kimsenin durumunu anlat.

Bunun üzerine, Rasulüllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:

- “Perşembe günü, Ameller Yüce Allah’a (CC) yükselir. Pazartesi ise, benim dünyaya geldiğim gündür; bana vahyin gelmeye başladığı ilk gündür.”

Her Hakkı Mahfuzdur © www.Gavsulazam.de 2003-2006