Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz
buyururlar ki: “Muhammed’in (SAV) ruhu kudreti kabzasında bulunan Allah-ü Teala
(CC) Hz.leri hakkı içün, Muhakkak ki Allah-ü Azimüşşan’ın (CC) en sevgili
kulları, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni kullarına ve kulları da Allah-ü Teala
(CC) Hz.leri’ne sevdirenlerdir.”
Bir gün Resul-i Zişan (SAV) Efendimiz
yere kum üzerine kendilerine doğru düz bir çizgi çizdiler ve: “İşte bu yol
Allah (CC) Hz.leri’nin yoludur.” buyurduktan sonra o çizginin sağına ve soluna
birçok çizgiler daha çektiler ve: “İşte bunlar da her birinin başında şeytanın
oturduğu yollardır ki, bu yollara girenler de şeytana uymuş olurlar.”
buyurdular ve şu Ayet-i Kerimeleri irad buyurdular: “Şu emrettiğim yol benim
dosdoğru yolumdur; hep ona uyun. Başka yollara ve dinlere uyup gitmeyin ki,
sizi onun yolundan saptırıp parçalamasınlar. İşte Allah (CC) kötülükten
sakınasınız diye size bunları emretti.”
Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle
buyuruyor: “Biliniz ki Allah’ın (CC) velileri (şeriata tam olarak bağlı
kulları) için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. Veliler,
o kimselerdir ki, Allah’a (CC) iman edip emirlerine aykırı hareket etmekten
sakınırlar. Onlar için dünya hayatında da (Kur’an’ın ve Peygamberin
haberleriyle) ahirette de (cennette) müjdeler vardır. Allah’ın (CC)
kelimelerinde (verdiği sözlerde) asla bir değişme yoktur. İşte bu (cennetle
müjdelenme) en büyük kurtuluştur.”
Şeyhlerin (velilerin) Allah’ın
kullarını Allah (CC) Hz.leri’ne sevdirmelerinin sebebi sadık müridlerini muhlis
(halis) ve gerçek taliblerini Resul-i Zişan’a (SAV) ittiba edebilecek hale
getirmeleridir. Zira Yüce Allah (CC) Hz.leri buyuruyorlar ki: “(Resulüm), şöyle
de: - Eğer siz Allah’ı (CC) seviyorsanız, hemen bana uyun ki, Allah da (CC)
sizleri sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Zira Allah (CC) çok bağışlayıcı,
çok merhamet edicidir.”
Bilmiş ol ki, şeyhler
(mürşid-i kamiller) yeryüzünde Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin yiğitleridir. Hak
Teala (CC) Hz.leri onlar vasıtasıyla gerçek müridleri (zatını murad eden) irşad
buyurur.
“--Resulüm, şöyle de: -Ey
insanlar; size Rabbinizden hak (Kur’an ve Peygamber) geldi. Artık hidayeti
kabul eden, kendi nefsi için kabul etmiş olur ve sapıklığa düşen de kendi
aleyhine (zararına) sapmış olur. Ben de, sizin üzerinize vekil değilim.”
Sevdiği bahtiyar kulları
hakkında Yüce Allah (CC) Hzleri şöyle buyurur: “Doğrusu iman edip de salih
ameller işleyenler; işte bunlar da yaratıkların en hayırlısı olanlardır. Allah
(CC) onlardan razı olmuştur, onlar da
O’ndan (CC) hoşnud.”
Zira şeyhler taliblerin çobanı
gibidir, çobanı olmayan koyunu elbette kurt kapar. Bir başka delil de şudur: O
iki cihanın, fahri kainatın serveri, bütün yaratılmışların beyi, Allah-ü Teala
(CC) Hz.leri’nin Habibi (SAV) iken ve hassaten kendisi için yaratılmış, kendine
“Sen olmasaydın bu alemi yaratmazdım” demiş iken, Cebrail (AS) O’na (SAV)
Mürşid oldu ve O’na (SAV) kılavuzluk etti. Hz. Muhammed Mustafa (SAV) Efendimiz
de bu hak yolu mürşidsiz yürümedi. Cebrail (AS) geldi, O’nu (SAV) kendi
makamına kadar götürdü ve: “Ya Muhammed (SAV)! Ben makamıma kadar geldim,
bundan öteye bir adım atarsam yanar helak olurum.” dedi. Efendimiz de: “Ya ben
ne yapayım yolu bilmiyorum, nereye gideyim?” dedi. Bunun üzerine başka bir
melek geldi ve onu alarak ileri götürdü. Böylece birçok meleklerin kılavuzluğu
ile Kab-e Kavseyn makamına varıncaya kadar o iki cihan fahrine (SAV) nice melek
mürşid (yol gösterici) oldu.
Evet! Hz. Muhammed Mustafa
(SAV) Efendimiz Habib-i Kibriya iken Cebrail (AS) kendisine burak getirdi.
Sidret-ül müntehaya kadar götürdü ve kendisi daha yukarı geçmeye mezun
olmadığından orada kaldı.”
İki cihanın serveri, ins ve cinnin Peygamberi (SAV) de Mürşidsiz gidemediğinden
kendisine kılavuzluk edecek melekler gönderildi.
Ey “müslümanım” diyen kişi!
Senin ise ipin henüz nefsinin elindedir. O nefis seni her gün biraz daha haktan
uzaklaştırmaktadır. Böyle olduğu halde “Bana mürşid gerekmez” der durursun. Ne
zaman aklın başına gelecek de Ayet ve Hadis-i Şerif’lere tabi olacaksın? Böyle
bekleyip durursan bak ne olacak.
Alemlerin Halikı (CC) Nebiler
Nebisine (SAV) şöyle buyuruyor: “(Ey Resulüm) de ki: Hepimiz beklemekteyiz. Siz
de bekleyedurun. Çünkü doğru yol sahihleri kimler bulunduğunu ve doğru giden
kim olduğunu yakında bileceksiniz.”
Ey doğru yolu arayan kul! Bu
Ayet-i Kerime’lere artık bir kulak ver, hakikati ara bul. Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri’nin veli kullarının alametlerinin bazıları, onlar kendileri ile beraber
bulunup meclislerinde ve sohbetlerinde bulunan kimselerin en güzel bir şekilde
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni anmalarına (zikretmelerine) vesile olurlar.
Onların bu alametleri yüzlerindedir. Onlar gerçekten Yüce Allah (CC)
Hz.leri’nin veli kullarıdır. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin veli kulları talib
olanların kalbini Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin sevgisiyle doldururlar. Allah-ü
Teala (CC) Hz.leri’nin veli kulları karanlıklarda etrafı aydınlatan ve doğru
yolu gösteren kılavuzlardır.
Ey Aziz! Ehlullah demişler ki:
“Tarikata sülük, Peygamberlerin velilerin ve Allah (CC) Hz.leri’ne yakın
olanların ahlaklarındandır. Şeyhler (veliler) yeryüzünde Hak Teala (CC)
Hz.leri’nin askerleridirler. Onların vasıtasıyla Hak Teala (CC) Hz.leri gerçek
müridleri (zatını murad edenleri) irşad eder. Şeyhler sebebiyle Hak Teala (CC)
Hz.leri gerçek talihlere hidayet eder.
Şeyhler, Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri’nin kullarını Hak Teala (CC) Hz.leri’ne sevdirmeye sebeptirler. Sakın:
“Şeyhe ne ihtiyaç var?” diye kendini salıp koyverme. İyice inan ki, herkese bir
şeyh lazımdır. Mürşidsiz yola çıkan kimse için sonunda azgınlığa düşer. Şeyhler
din yolunun kılavuzlarıdır.
Ey “Mü'minim” diyen kişi!
Acaba sen kim oluyorsun da kendi başına rehbersiz “Ben hakka giderim.”
Diyorsun? Halbuki senin nefs-i emmaren olan kötü sıfatların seni ellerine
geçirmişler. Nefsin islahı için elbette bir Mürşid-i Kamile ihtiyaç vardır.
Zira Şeyhler, Mürşid-i Kamiller, Resülullah (SAV) Efendimiz’in Naibleridirler.
Hz. Allah (CC) Hz.leri
Kur’anında, “Evliyanın korkusu ve üzüntüsü yoktur.” der. Halbuki sen: “Korkmak
gerektir! dersin. Bu hangi korkudur? Evliyaullahın gönlünden silinen korku,
dünyanın ve ondakilerin (yani insanların) ekserisinin cehennem ve cennete girip
girmeme korkusudur. Evliyaların yaşadıkları müddetçe korkulan bu gibi bir
şeyler olmayıp ancak Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri’nin rızasını kazanamama,
Resulullah’a (SAV) ünsiyet edememe (yakınlık kuramama) ve uzak kalma
korkusudur. Evliyaullah Haktan başkasına gönül vermez. Dünyada Allah (CC)
Hzleri’nden ayrılmaz, ancak O’ndan (CC) korkarlar.
Yüce Allah (CC) Hz.leri
yukarıda beyan eylediği ayetlerinde: “Benim veli kullarıma korku yoktur, onlar
mahrum olmazlar.” buyurması bunun içindir. Zira bu hususta Yüce Mevla şöyle
buyuruyor: “Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.- Ve
Muhakkak onun ameli yarın (kıyamette) görülecek. Sonra ona en değerli mükafat
verilecek.”
Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin
veli kulları, dünyada ve ahirette mahrum olmazlar ve onlarla beraber olup
kötülüklerden uzak kalıp rızaya, cemalüllaha nail olmaya gayret edenleri Yüce
Allah (CC) Hz.leri mucizel beyanında medhü sena ediyor.
“-Ey müminler! Allah’tan (CC)
korkun! (fenalıklardan sakının) İmanda ve sözünde doğru olanlarla beraber
olun.”
Bu sadıklar kimlerdir? Şeriat
ve tarikat ile doğru çalışan Meşayıhlardır. Çünkü şeriatsız tarikat, tarikatsız
da şeriat olmaz. Şeriat siyeç ve surdur. Tarikat içinde bahçedir. Şeriat olmasa
tarikat bahçesini şeytan mahveder. Tarikat olmasa şeriatı şeytan mahveder.
Şeriat ve tarikatle amel eden,
Resulullah’ın (SAV) izinden gider. Yukarıdaki Ayet-i Kerime’de evvela iman
etmeyi, sonra Allah (CC) Hz.leri’nden korkmayı emrediyor. Sonra da “sadıklar ve
doğrular ile beraber olun” diye buyuruyor. Şeriatle amel, tarikatla sülük
etmeyenler, sadıklardan olamaz. Ancak şeriatı, tarikatı beraber edenler,
sadıklardan olurlar. Bunların başı da, doğru olan alimler ve meşayihlerdir.
İşte Cenab-ı Hak Teala (CC) Hz.leri “bunlarla beraber olunuz” diyor. Yoksa dini
parayla satan ve Ayet-i Kerime’leri işine geldiği gibi konuşup, konuştuklarıyla
amel etmeyen din düşmanlarıyla değil. Bu hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri ne
buyuruyor: “Benim ayetlerimi, dünya menfaati karşılığında birkaç paraya
değişmeyin ve ancak benden korkun. (Kitabıma iftira ve tahrif yapma hususunda
yalnız benden korkun).”İşte böyle olanlarla da
beraber olunmaz. Bu gibilerin şerrinden Allah (CC) Hz.leri’ne sığınırız.
Peygamberimize Cebrail (AS)
delil olmuştur. Hz. Adem’e (AS) Cebrail (AS) ekmeyi, biçmeyi un etmeyi
öğretmiştir. Her şey için sebep vardır. Allah-ü Teala’ya da (CC) kavuşmak için
sebepler vardır.
Ey hak yolcusu! Sen Yüce Allah
(CC) Hz.leri’nin sevdiği kulları olan veli kulları vasıtasıyla rızasını
kazanmak istemez misin? İstersen durma! Onların (velilerin) nişaneleri vardır,
ararsan bulursun.
İlim ikidir, biri Fıkıh İlmi,
biri de Maneviyat ilmidir. Fıkıh şeriattır. Maneviyat ise tarikattır. Bunların
yalnız şeriat ilmini bilen Ulema-i Fıkhiyye’dir. Hem şeriat hem tarikat ilmini
bilen Ulema-i Billah, Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin en çok sevdiği Mürşid-i
Kamillerdir.
İşte bu yolda yukarıda Ayet-i
Kerime’lerde beyan edilen Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin sevdiği kulları hem
şeriatla ve hem tarikatla suluk eden ve bu huzuru bulanlar, Yüce Allah (CC)
Hz.leri’nin kullarını Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne sevdirirler.
İrşad edicilerin var olduğu
tefsirlerde geçmektedir. Hz. Musa’nın (AS) kavminden bir taife haklı olarak
naşı irşad ederler ve adaletle muamele ederler. Hüküm verirler. İşte Hz.
Musa’nın (AS) ümmetinde bunlar var olunca Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz
müteessir oldu. “Benim ümmetimde böyle irşadcılar yok mu acaba?” deyince Yüce
Allah (CC) Hz.leri şu Ayet-i Kerime’yi inzal buyurdu: “Yine bizim
yarattıklarımızdan bir ümmet de vardır ki, rehberlik ederler ve Hak ile hüküm
verirler.”
Bu Ayet-i Kerime gelince
Resulü Ekrem (SAV) Efendimiz çok sevinmiş ve bunun üzerine: “Elhamdülillah benim ümmetimde de
Musa’nın (AS) ümmetinde Peygamberler nasıl irşad ve Hakk’a (CC) hidayete vesile
oldular ise, benim ümmetimde de öyle irşad sahibi olurlar.” diye buyurmuştur.
İşte yukarıdaki Ayetlerde
vesile arayınız. Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine yakınlık için dediği bunlardır.
Bunlar Ulema-i Ümmet’tir. Bunlar Arif-i Billah’tır. Bunlar her zamanda vardır.
“Nerede bulayım? deme. Sen cidden Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne yakınlık
dilersen ya O’nu (CC) sana getirir ya da seni O’na (CC) götürür kavuşturur.
Bunlar yeryüzünde her zaman bulunur. En az kırk veya üçyüz, yediyüzdürler.
Çünkü Kur’an-ı Kerim’in zahiri var, batını var. Batınının batını var. Hatta
yedi batına kadar batını var. İşte o kör olanlar, Kur’an’ın yalnız zahirinde
kalırlar. Batınına girişemezler ve anlayamazlar. Bunun için batınını bilenlerle
mücadele ederler.
Ey İrşad talebinde bulunan
talib! Bu hakikatlara çok dikkat et! Gerçek gözüyle gör ki, hakikatların
sırrına erebilesin. Hakbeyn olanlar hakkı görürler, onlar gözlüdürler. Hutbeyn
olanlar ise, Hakk’ı (CC), haklıyı haklı göremezler. Onlar da onun için
kördürler.
Ayetler demek, alametler
demektir. Peygamberlerden (AS) zuhur eden mucizat, evliyalardan zuhur eden
keramet hep Allah (CC) Hz.leri’ndendir. Her birinin yaratıcısı Allah-ü Teala
(CC) Hz.leri’dir ve her biri Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin alametidir. Kuldan
ne olur, ne olabilir. Onların hepsi Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin alametidir
ki, Enbiyasından, Evliyasından zuhur eder. Fakat hepsi O’nun (CC) nişanıdır,
varlığına işarettir, yapan O’dur (CC). Layığına göre yapar.
Enbiyaları görmedinizse
evliyaları gördünüz. Onlar kıyamete kadar vardır. Bunlardan (evliyalardan)
neler gördük, dertliler deva buldu, hastalar şifa buldu, kalbi ölüler dirilip
maksuduna erdi, rızaya Cemalüllaha nail oldu. Çünkü Allah-ü Zülcelal (CC)
Hz.leri Mucizel Beyan’ında emretti. Bu manevi yoldan zatına kavuşacaklarını
buyurdu ama yol kesici olanlar: “Böyle bir şey yoktur.” derler. Allah-ü Teala
(CC) Hz.leri’nin evliyaları Allah’tan (CC) gelen her şeye inanırlar ve
sakınılması lazım gelen her şeyden de sakınır ve sakındırırlar. Onlar
(evliyalar) için dünyada sağ iken müjdeler gelir ve ahirette de gelir. Bu
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin vaadidir. Yalan yoktur. “Bu müjde büyük
kurtuluştur.” buyuruluyor.
Ne yazık ki bu müjdeyi
dünyada almanın yolunu ve erkanını bilmeyenler ve hatta bu müjdenin ne olduğunu
bilmeyenler var. Aksine inkar edenler var. İşte Yüce Allah (CC) Hz.leri
yukarıdaki Ayet-i Kerime’lerinde beyan ediyor. Şeriatle amel ve tarikatle sülük
edenler hakikat sırrına erenlere marifetullah verilir, ve Arif-i Billah olur.
www.GAVSULAZAM.de
|