Kelime-i
Tevhide Ait Hadis-i Şerifler
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
Buyuruyor ki: “Bir kimse, günde yüz kere (Lailaheillallah) derse, Kıyamet
gününde, Allah'ü Teala (CC) Hz.leri, o kulunun yüzünü ayın ondördüncü bedir
gecesindeki parlaklığı gibi ba's ve haşr edecek ve sevab cihetinden onun ameli
derecesine, hiç kimsenin ameli ref olunmayacaktır. (Ancak onun kadar ve daha
ziyade diyenlerinki müstesnadır)”
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’e:
“Ya Resûlellah (SAV)! Kıyamet gününde Şefaat-i Seniyyelerinize en ziyade layık
olanlar kimler olacak?” diye sordular. Sualine cevaben: “Sahih bir i'tikadla
evamiri ilahiyyeye ittiba ve nevahiden ictinabla beraber, Şer'i Şerifle Amil ve
müştekim olduğu halde bütün kalbiyle (Lailaheillallah) diyenler kıyamet günü
şefaatımla en bahtiyar olacaklardır buyurmuşlardır.”
“Bir kimse (Lailaheillallah)
diye şehadet getirirse, Allah'ü Teala (CC) Hz.leri o kimse üzerine cehennemi
haram kılar.”
Diğer Hadisi Şeriflerinde ise,
Nebiler Nebisi (SAV) şöyle buyurmaktadır: “Zikrin efdali Lailaheillallah'tır.”
Ey aziz. Ehlullah demişlerki:
“ Kim Lailaheillallah veya Allah derse, O’nun (CC) ismini çok anar ve buna devam
ederse, dil ve kalbi birleşir, gönlündeki paslar silinir. Bu ismi zikretmek
kötü fikirleri temizler, her türlü pislikleri yakar mahveder. Kalbin
kazandığını aydınlığa çevirir. Zikirle kalp temizlendikçe Allah’ın (CC) nuru
ile dolar, ilahi aşk görünür ve o aşkla cezbeye tutulur.”
Diğer bir Hadis-i Şerifinde
alemlerin Fahr-i Ebedi'si (SAV) Efendimiz buyururlar ki: “Bir Müslüman kul
(LAİLAHEİLLALLAH) deyince, bu tevhid kelimesi gökleri yarar, Allah’ın (CC) huzuruna
varıp durur. Allah-u Teala (CC) Hz.leri ‘Sakin ol, sakin ol!’ der. Kelime-i
Tevhid cevap verir: ‘Nasıl sakin olayım. Beni söyleyen kişi mağfiret
olunmadıkça sakin olamam. Heyecan ve ızdırabım dinmez.’ deyince Cenab-ı Hakk da:
‘Daha o kulumu lisanından seni akıtıp söylettiğim zaman onu mağfiret etmiştim.’
buyurur. Ve Kelime-i Tevhid rahatlaşır.”
Kelime-i Tevhidin bu fevkalade
üstünlüğü ve fazileti dolayısıyla cehri (sesli) tarikatlarda nefsi emmareyi
(vahşi hayvan sıfatlıdır) katletmek için salike (sülük eden) bu telkin edilir.
Hadis-i şeriflerde
buyurulmaktadır ki: “En değerli, en faziletli zikir, Kelime-i Tevhiddir. Yani
(Lâilâheillallah) demektir.”
Başka bir Hadis- Şerifte Resul
(SAV) Efendimiz şöyle buyurdu: “İbadetlerin hayırlısı, (Lâilâheillallah)
diyerek Kelime-i Tevhid çekmektir.”
“Kelime-i Tevhid bütün
günahları temizleyip yok eder.”
“Ölüm döşeğinde olan hastanıza
son söz olarak, Kelime-i Tevhid'i söyletiniz. Böyle olunca bin sene de yaşasa
günahlarından korunur.”
“Cennet'in bedeli
(Lâilâheillallah) demektir. Yani bu kelime-i Tevhid Cenneti satın alır.”
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
diğer bir Hadis-i Şeriflerinde buyuruyorlar ki: “Bir kere inanarak halisen
kalben (Lailaheillallah) diyen cennete girer.”
“Bu nasıl mümkün olur?” diye kısa
görüşlüler hayret ederler. Bunlar bu Kelime-i Tayyibenin berakatına vakıf
değillerdir. Allah'ım (CC)... Bizleri bu Kelime-i Tayyibenin bereketinden
mahrum etme ve bu iki kelime üzerinde bizi sabit kıl! Bizleri bu kelime-i tayyibeyi
tasdik üzere öldür ve bunu tasdik edenlerle haşreyle. Bu kelime hürmetine ve bu
Kelime-i Tayyibbeyi tebliğ eden Peygamberler (AS) ve Nebiler Nebisi (SAV) hürmetine
cennet ve cemaline dahil et. (Amin)
Fahr-i Kainat Aleyhi Ekmelüt-tahiyyat
(SAV) Efendimiz şöyle buyurur: “Bu beratlar tartıldıktan sonra Hak Teala (CC) ümmetimden
bir kişiyi seçer. Ortaya getirirler. Onun için doksan berat açarlar. Her berat
göz ayrımı kadar olur, fakat hiç birisinde bu kulun salih bir ameli görülmez.
Bütün beratları günahlarla doludur. Bu kişi utanarak başını önüne eğer, hayran
ve aciz öylece kalır. Hak Teala (CC) Hz.leri buyurur: ‘Ey kulum!... Şu
beratlarda yazılanları inkâr edebilir misin? Sana hiç zulmettim mi? Bir özrün
var mı?’ diye sorar. O kişi titreyerek cevap verir: ‘Ya Rabbi (CC)!... Haşa ki
sen kuluna zulmedesin.’ Hak Teala (CC) buyurur: ‘Benim kullanma zulmüm yoktur.
Senin benim katımda 'Hüsn-ü İtikatın vardır' diye bir berat daha olacak’. Derhal
o berat bulunur ve kulun eline sunulur. O beratta da (LAİLAHEİLLALLAH)
yazılıdır. Hak Teala (CC) Hz.leri buyurur: ‘Ey kulum!.. O günah beratlarını bir
kenara bırak, var imdi bu beratı teraziye koysunlar.’ O kişi inleyerek teraziye
gider. Hak Teala (CC) Hz.leri’nin buyurduğu gibi bu beratta tartılır. Üzerinde
(Lailaheillallah) yazılı bulunan bu berat, diğer günah beratlarından ağır
gelir. Zira o kul inanarak ve ihlas itikat içerisinde bir kere
(Lailaheillallah) demiştir. Hak Teala (CC) Hz.leri irade buyurur: ‘Ey
kulum...Bir kere ihlas ile (Lailaheillallah) demen sebebiyle bütün günahlarını
affettim. Yürü cennetime. Ye iç, rahat et’.”
Ey İnsan... Bir kere ihlas ile
(Lailaheillallah) diyen cennete nail olursa, ahir ömrünü Tevhidle geçiren kulun
halini bir düşün ibret al...
Kainatın efendisi (SAV)
Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurur: “İnsanlarla (Lailaheillallah)
dedikleri ana kadar savaşmakla emrolundum. Bu tevhidi söylerse kanlarını ve
mallarını bu tevhid sayesinde benden korurlar. Fakat hesaplarını bilen
Allah'tır (CC). (Samimiyet derecelerini kalplerinin içini Allah (CC) bilir.)”
Yine Resulüllah (SAV)
Efendimiz: “Ehl-i Tevhide ölüm anında da kabir hayatında da korku yoktur.” buyurmaktadır.
Resulüllah (SAV) Efendimiz bir
gün Ashab-ı Kiram’a (RA): “İmanınızı tecdid ediniz (yenileyiniz)” dediğinde
Ashab (RA): “Nasıl tecdid edelim Ya Resulallah (SAV)?” diye sordular. Resulullah
(SAV) Efendimiz de cevaben: “(Lâilâheillallah) zikrine devam ediniz. Çünkü buna
devam etmek kalbi nurla doldurur ve mü'minin yakinini artırır.”
buyurmuştur.
İki cihan güneşi yüce
Peygamberimiz (SAV) bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyuruyor: “Her kim
harflerininin hakkını vererek ve çekerek (Lâilâheillallah) derse, büyük günahlardan
4000 günahı yıkılır.”
Bazı Ekabir demişler ki: “Cem'ü
Himmet ve Huzur-u kalble 100 defa (Lâilâheillallah) derse bunu bir zalime
gönderirse Allah-u Teala (Hzleri) onun mahv-u helakini ta'cil eder. (Acele
ettirme ve çabuklaştırma) Yine kim her sabah abdestli olarak 1000 defa
(Lâilâheillallah) derse nzık sebeplerini Allah (CC) kolaylaştırır ve uyuyacağı
zaman (uyumadan) 1000 defa (Lâilâheillallah) derse, ruhu arşın altında geceler.
O alemden gıdalanır.”
Peygamber Efendimiz (SAV) bir
Hadis-i Şeriflerinde: “Mü'minlerin 3 kal'ası vardır. Birincisi: Zikrullah; İkincisi:
Kur'an okumak; Üçüncüsü: Mescid
(yani namaz kıldığı yer ister evi olsun, ister mescitte veya harici olsun.)”
Hasan-i Basri (RA) Hz.leri buyuruyor
ki: “Kalplerinizi Zikrullah ile daima tazeleyip parlatın. Çünkü kalp çabuk
kirlenir.”
Bir başka Hadis-i Şerifte: “Berat
ve diğer gecelerde bir kimsenin ağzından çıkan (Lâilâheillallah) zikrinin,
Allah’ın (CC) huzuruna kadar yükselmesine ve varmasına hiç bir şey mani olamaz
ve perde olamaz.” buyurulmuştur.
Nebiler Nebisi (SAV) başka bir
Hadis-i Şerifte'de şöyle buyurmuştur: “(Lâilâheillallah) sözünü ve istiğfarı
çoğaltınız. Çünkü şeytan diyor ki ‘Ben insanları günahlarla helak ettim.
Onlarda beni (Lâilâheillallah) ve istiğfarla helak ettiler. Bunu görünce o
insanları nefis ile, yani dünya arzu ve hayalleri ile helak ettim. Bunun
farkına varamadılar. Hidayete devam ettiklerini zannederek istiğfar etmediler’.”
“(Lailahe) deyince kalbden
masiva boşalır; (illallah) deyince de kalb cilalanır.”
Yine alemlerin Fahr-i Ebedisi (SAV)
diğer bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Dört şey var ki, bunlar
kimde bulunursa Allah-u Teala (CC) Hz.leri onun için cennette bir ev yapar ve
Allah'ın (CC) A'zam nurunda olur.
1- Cehennemden ebedi muhafaza eden ve koruyan
(Lâilâheillallah) zikrini çokça söyleyen;
2- Bir sevaba nail olunca (Elhamdülillah) diyen;
3- Bir günaha duçar olunca (Estağfirullah) diye tevbe eden;
4- Bir musibet'e maruz kalınca (İnnalillah ve innaileyhi
raci'un) diyen.”
“Sıdk-ı ihlas ile
(Lâilâheillallah) diyen kimseden, bu kelime 99 belayı defeder. (Bu belaların en
küçüğü gam, hüzün ve kederdir)”
Nebiler Nebisi (SAV) şöyle
buyuruyor: “Kıyamette şefaat etmekte ve şefaatimin kabul edilmesinde devam
ederim. Ta ki: ‘Ya Rabbi (CC)!... Ömründe bir kere bile olsa, Sıdk-u Sadakatle
(Lâilâheillallah) demiş kimseler hakkında bile şefaatimi kabul eyle.’ derim.
Cenab-ı Hak (CC) cevaben buyurur ki: ‘Bunlara şefaat etmek ne sana ne de senden
evvel gelen Peygamberlere (AS) ait değildir. Bu bana aittir. (Lâilâheillallah)
diyen hiç bir kimse kalmaz, hepsini cehennemden çıkarırım’.”
Rasul-i Ekrem (SAV) Efendimiz
şöyle buyuruyor: “(Lâilâheillallah) diyen mü'minlerden bir kısmı günahları
sebebiyle cehenneme girerler. Bunu gören müşrikler onlara: ‘(Lâilâheillallah)
demeniz size fayda vermedi. Sizde bizimle beraber cehennemde yanıyorsunuz.’
derler. Onların bu sözünden Allah-u Teala (CC) Hz.leri gazaba gelir ve
(Lâilâheillallah) deyip de cehennemde yanan mü'minleri cehennemden çıkarır.
Onları hayat nehrine atar. Onların yanıkları iyileşir, sonra cennete girerler.”
Kainatın Fahr-i Ebedisi (SAV) bir
Hadis-i şeriflerinde: “İman 60 veya 70 küsur şubedir. Bunların efdali
(Lâilâheillallah)'tır. En aşağısı da yoldan halka eziyet veren bir şeyi
kaldırmaktır. Utanmak da imandan bir şubedir.” buyurmuştur.
“Her kim çarşıya girerse
(Lâilâheillallahü vahdehü la şerikeleh, lehul mülkü velehul hamdü yuhyi ve
yümitü ve huve hayyün la yemütü biyedihil hayri ve hüve 'ala külli şeyin kadir)
zikrini okursa, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri ona 1000 defa 1000 sevap yazar, 1000
defa 1000 günahını mahveder ve 1000 defa 1000 derecesini yükseltir. Ve o kişiye
cennette bir de ev yapar.”
Bu Hadis-i Şerifin şerhinde
deniyor ki: “Çünkü çarşı gaflet yeridir. Allah'ın (CC) zikrini unuturlar.
Ticaretle meşgul olurlar. Böyle yerler, şeytanın saltanat kurduğu ve
askerlerini faaliyete geçirdiği ve ordusunu topladığı yerlerdir. Onun için
burada zikir yapan kimse şeytanla harb eder, şeytanın ordusunu hezimete
uğratır. Bu sebeple vaad buyurulan bu mükafatlara layık olur.”
Tevhid-i Hakikinin (Zikrullah
ehlinin) tarik-i zikrullahtır. Yani lisan il Esmaullaha iştigaldir (meşgul
olmaktır). Ve Esmaullah 99 dur ki en efdali (Lâilâheillallah)tır. Zikrolunan
isimlere “Esmai Lafziyye-i Mecaziyye” derler ki, esmaul esmadır. Zulüm ve zikri
unutmaktan Fesad-ı Arz (yer fesadı) hasıl olur. Melaikeden bir sınıf var ki,
onlara Seyyar Melekler derler. Adem oğullarının nefeslerinden yaratılmışlardır.
Onlar daima yeryüzünde sefer ve seyahat eyleyip zikir meclislerini ararlar. Her
nerede zikir cemiyeti bulurlarsa, birbirlerini oraya davet edip orada hazır
bulunurlar. Onun için zikir ehline karşı edebe riayet lazımdır ve Ehl-i zakire
(zikir Ehli'ne) muraatı ibadet vaciptir. Zira; Celal-i Hakk'a (CC) ve şanı
melaike ve esfıyaya layık olmayan, veçhile muamele ve tenfir (Nefret ettirmek)
hazır olan melaikeyi tenfirden maadaü o meclise Allah (CC) Hz.leri’nin
gazabının girmesine sebep olur. (Lâilâheillallah) kelimesi, Peygamberimizin
Şehadet'i ve Zikirlerin hayırlısı oldu. Zira, 4 kelimedir. Şimdi bir kimse bu 4
kelime sırrı üzerine (Lâilâheillallah) derse, o kimse alemin dili olur ki;
bütün eşyaların dilinden Tevhid etmiş olur. Veyahut nutkanda naip (vekil) olur.
Hak dilinden zakir (zikreden) olur. Beka-i Vücud, Ke-lime-i Tevhid ile
hasıldır. Dünyanın bekası da Kelime-i Tevhid'in bekasına bağlıdır. Ve yine (Lâilâheillallah)
iki alemi cem etmekle Hayrul Ezkar (zikirlerin hayırlısı) oldu. Onun için bu
ismin gece ve gündüzden vakti mahsusu yoktur. Gece ve gündüz unutmadan daima
zikretmek, Zikr-i Enbiya kümmeli evliyadır ki, Canib-i Ula'ya Ali'dir. Bir
veçhile ki, onunla mezkur asla hail (perde) yoktur. Nitekim Hadis-i Şerifte: “Bizim
annemiz oldu. Pederimiz Adem'in hemşiresi gibi olmakla Nahil (Hurma ağacı)
diğer ağaçlardan üstün kılındı. Kelime-i Tevhidde diğer zikirlerden üstün
kılındı” buyurulmuştur.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
buyurdu ki: “Benim ve benden önce gelmiş Peygamberlerin söyledikleri sözlerin
efdali (Lâilâheillallah)'tır. Bu sebeple efdal efdale teşbih olundu. Kelime-i
tevhid, Kur'an şeceresi (ağaç) Şecere-i Tayyibe (Nahil hurma ağacına)
benzetildi kii Adem (as) Peygamber'in (SAV) yaratıldığı çamur artığından
yaratılmıştır.”
“(Lâilâheillallah) ehline ne
kabirlerinde ve ne de mahşerde vahşet (yadırgamak) olmayacaktır. İkinci sur'a
İsrafil (AS) üfürüpte mahşer olduğu zaman, bunların başlarından toprakları
saçarak kabirlerinden çıktıklarını ve yadırgamadan, ‘Allah-u Teala (CC)
Hz.leri’ne hamdolsun ki, bizden bu gün (mahşer günü) hüzün ve kederi defetti.
Rabbımız Gafur ve Şekurdur’ diyerek kabirlerinden çıktıklarını şimdiden görür
gibi oluyurum.”
Bu Hadis-i Şerifte,
(Lâilâheillallah) ehline büyük tebşirat vardır. (Lâilâheillallah) ehli demek,
bu Kelime-i Tevhid'i çok okuyan Ehl-i Zikir demektir. Bütün tarikatlarda
(Lâilâheillallah) zikri, bilhassa cehri (sesli zikir)de ilk derstir.
Yine bir Hadis-i Şerifte: “(Lâilâheillallah)
kelimesi, kıyamette tartılmaz. Her iyi amel tartılır da, bu tartılmaz. Çünkü
karşılığında bunu tartacak hiç bir şey bulunmaz. O sebepten her şeyden ağır
basar.”
buyurulmuştur.
Ahirette mizan'a en son
konacak olan, kulun dünyada iken söylediği (Elhamdülillah) sözüdür. Çünkü
Hadis-i Şerifte (Elhamdülillah) sözü teraziyi dolduruyor da, (Lâilâheillallah)
sözü doldurmuyor. Çünkü her hayr amelinin bir zıddı vardır ki, o amel zıddının
karşısına teraziye konur. (Lâilâheillallah) sözüne karşılık olarak ancak şirk
vardır. Tevhid ile şirk hiç bir zaman bir mizanda cem olamaz. Zira, bir kul
inanarak (Lâilâheillallah) derse, şirk etmemiştir. Şayet ederse
(Lâilâheillallah) sözüne inanmamıştır. Madem ki Tevhid ile şirk bir Terazide
cem olmuyorlar, o halde (Lâilâheillallah) sözü mizana girmez. Çünkü karşısına
buna muadil olacak karşılık yoktur. Diğer kefe'ye konacak yoktur, bulunmaz. Bir
kul 99 defteri günahla doldurmuş olsa, bunların karşısına (Lâilâheillallah)
gelince (Lâilâheillallah) ağır basar, 99 defteri yok eder. Binaenaleyh, Allah-u
Teala (CC) Hz.leri’nin ismine karşı hiç bir şey ağır gelmez.
Resulullah (SAV) Efendimiz
bize hutbelerinde buyurdu ki: “Her kim başka bir şey karıştırmaksızın
(Lâilâheillallah) ile gelirse, ona cennet vacip olur.” Bunun üzerine İmam-ı Ali
(RA) Hz.leri ayağa kalktı: “Anam babam sana feda olsun! Başkasını karıştırmamak
tabirini bizlere açıklar mısın, Ey Allah'ın (CC) Resulü (SAV)?” diye sordu.
Resul-ü Ekrem (SAV) Efendimiz cevaben buyurduki: “Dünyayı isteyerek ve ona tabi
olarak muhabbet etmektir. Çünkü bir kavim vardır ki, Peygamberlerin sözlerini
söylerler. Fakat amelleri kebabire (zorba) amelidir. Binaenaleyh, her kim ki
(Lâilâheillallah) ile gelir de onda bu sakıncalardan biri bulunmazsa, ona
cennet vacip olur.”
“(Lâilâheillallah) ehli ile
düşmanlıktan sakınınız. Çünkü Allah-u Teala (CC) Hz.leri’nin umumi velayeti (muhafazası)
altındadırlar. Ve onlar Evliyaullah’tır (RA). Arz dolusu günahlarla gelseler
de, Allah (CC) Hz.leri’ne şirk etmedikleri sürece Allah (CC) Hz.leri onların
günahlarını affeder, onun kadar mağfiretle karşılar. Veliliği sabit olanla
muhasebe haram olur.”
Kalbde zikir, müridler
(Allah'ı (CC) murad edenler)'in kılıncıdır. Onunla düşmanlarını öldürürler ve
kendilerine gelecek afetleri def ederler. Zira, bela kulu yakalar da o kul
kalbi ile Allah’a (CC) dönerse, derhal ona gelen her hoşa gitmeyecek şeyler yön
değiştirir. Bir kalbde zikir yerleşirse, ona yaklaşan şeytan sarsılır, sa’raya
tutulur. Başına diğer şeytanlar toplanıp da: “Buna ne olmuş?” diye sorarlar. O
zaman derler ki: “Buna insan dokunmuş.”
Yine bir Hadis-i Şerifte Hz.
Resul (SAV) Efendimiz şöyle buyuruluyor: “Bir melaike görevi icabı bir kişinin
azalarını yarıp hayırlı bir amel aradı, hiç bulamadı. Sonra kalbini aradı,
orada da bulamadı. Sonra sakalını çekti ve damağının bir tarafına yapışmış
(Lâilâheillallah) der buldu. Bu yüzden o kul mağfiret olundu.”
Rivayete göre 706.000 kere
Kelime-i Tevhid okuyanı Allah (CC) cehennemden korur, azad eder.
Sahabe'den (RA) rivayet
edilmiştir: “Her kim kalbinden halisen (Lâilâheillallah) derse, onu tazim ile
medhederse, yani çekerse, büyük günahlarından 4000 günahı mağfiret olunur.”
Zikrin daha başka hassalarının
izahına devam olunmuştur. Kelime-i Tevhid'in, Tevhid'i söyleyen kişi için
zikrettiğimiz şekilde zikrine devam eden kimseye maddi manevi, dünyevi ve
uhrevi çok fayda ve azim menfaatleri hasıl olur.
“Bu dünya 3 günlük bir
hayattan ibarettir: 1- Dün; 2- Yaşanılan gün (Bugün) 3- Yarınki gün.” buyurulmuştur.
Her güneşin doğduğu gün yaşanılan ikinci gündür. Üçüncü güne erişeceğini
bilemeyen biçare, sonsuzluk alemine hazırlığın nasıl? Allah (CC) Hz.leri’ne
karşı ibadet ve taatte misin? İbadetin nasıl? Adet hükmünde mi, ibadet hükmünde midir? Hiç düşündün mü? Adet, ibadet hükmü
nedir, nasıl bir şeydir? diye sorarsan, adet hükmünde ibadet eden bir insanın
yaptığı ibadeti (Namazı, orucu, zekatı, haccı, zikri, fikri ve şükrü) eğer
kendisini kötülük yapmaktan alıkoymuyorsa, Anasır-ı Erba'da (vücudunda),
yaşamında bir değişiklik yoksa, o kişinin yaptığı ibadeti adet hükmündedir. Bu
konuya ilişkin, Cenab-ı Hakk (CC) Hz.leri şöyle buyuruyor: “Artık şiddetli azap
olsun (nifak suretiyle) namaz kılanlara. Onlar, namazlarından gafildirler.
Onlar namazlarıyla insanlara gösteriş yaparlar.”
Gerçek manada inanarak ibadet hükmünde ibadet yapanlar ise, o yaptıkları
ibadetleri kendilerini kötülüklerden muhafaza eder. Ve bu vesile ile huzurdan
hiç ayrılmazlar. Dünyada iken daima ölümü anıp hazırlıklı olmaya gayret edip
Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin huzuruna alının akı ile gitmeye gayret gösterip
daima gözünden yaşı akıtanlardır. Nitekim Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri şöyle
buyuruyor: “Riya korkusu olmayan; tenhada bizin için, bizim Riza-i Şerifimiz
için gözyaşı döken gözü cehennemde yakmaktan haya ederiz.”
“Müminim, Allah’ı (CC) ve
Resulü (SAV) seviyorum!” diyen kişi, her daim Allah (CC) Hz.leri’ni zikreder.
Yüce Peygamberimiz (SAV), kendisine gelmiş ve gelecek günahlarının af edileceği
tebşir edildiği halde, yine Allah (CC) Hz.leri’ni en en çoğunlukta zikredeni,
en çok istiğfar edeni, en çok dua edeni, en fazla gözyaşları akıtanı, ahlakı
yaşamı ve her anı Kur'an-ı Kerim olan ve hep Allah (CC) Hz.leri’ne yalvaranıdır
kullar içerisinde... Hal böyle iken, “Mü'minim” diyen her kimseye en çok
yakışan şey, daima her nerede olursa olsun ve ne şartlar altında bulunursa
bulunsun, daima ve hiç unutmadan Yüce Allah (CC) Hz.leri’ni zikretmektir.
“Dünyayı sevmek, her günahın
başıdır.” Hadis-i Şerifi mucibince, yine salihleri andığı vakitte Allah (CC)
Hz.leri’nin dostlarını sevmekle Allah (CC) Hz.leri’ne yaklaşır. İşte bütün
bunlar, mahlukatın nefesleri sayısınca Allah (CC) Hz.leri’ne giden yollardır.
Yine buyuruluyor ki: “Yol, açıktır. Namaz, Oruç, Zekat, Hacc, Tevhid ve
Resulüllah (SAV) Efendimizin risaletine şehadettir kii erkanın evveli budur.
Haramlardan sakınmaktır ki, müminin Allah (CC) ile hali budur. Ve işte bu
tariktir. Müminin Allah (CC) ile halinden geçenler gibi, Allah (CC) Hz.leri’ni
çok zikir etmesidir.”
Ey Okuyucu kardeşlerimiz...
Size rahat vermeyecek şeylerle vakitlerinizi zayi etmeyiniz. Sizin geçen her
nefesiniz muhakkak sizin sayılı nefeslerinizdir. Kendisi ile mağrur olduğunuz
şeylerden, yani dünyevi mallardan sakınınız. Vakitlerinizi ve kalblerinizi
muhafaza ediniz. Çünkü en aziz şeyiniz vakit ve kalbinizdir. Eğer vaktinizi
ihmal eder, kalbinizi de zayi ederseniz, Allah (CC) Hz.leri’ni ve Resulü (SAV)
Efendimizi anmayı (zikretmeyi) unutursanız, münafıklığın alameti ile başbaşa
kalırsınız. Gerçekten o zaman dünyadan ebedi alem için faydalarınız gitmiştir.
Sonunda biliniz ki, Allah (CC) Hz.leri’niı ve Resulü (SAV) Efendimiz’i unutan
kalb kararır ve kötüleşir, hastalanır.
Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz:
“Kim ki, küçük bir çocuğu büyütüp terbiye eder, ona (Lâilâheillallah) demesini
öğretirse Allah (CC) o kulunu hesaba, sorgu suale çekmez.”
buyurmuştur.
Ey Cennet yolcusu, Müslüman
kardeşim... Bütün bu açıklamalar, sizlere bir nebzecik dahi olsa faydalı
olabilmek içindir. Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri kullarını ne kadar çok seviyor ve bize
acıyor ki, küçük bir bahane ile bizleri affetmek istiyor. Kullarını bağışlamak
için bahaneler yaratmış. Gerçekten ihlas ile Kelime-i Tevhid, Kelime-i Şahadet okuyan
kimseleri affedeceğini ve affettiğini bildirmektedir. Allah (CC) Hz.leri (Lâilâheillallah)
cümlesini söyleyen dili ve bu dilin bulunduğu cesedi yakmaz.”
Hz. Resul-i Sekaleyn (SAV)
Efendimiz şöyle buyurdu: “Kıyamet günü şefaatime mazhar olan bahtiyar, en mesud
kimse, canu gönülden sıdk ile (Lâilâheillallah) diyen kimsedir.”
Kelime-i Şehadet’de, Kelime-i
Tevhid’de şart olan, hulus-i kalb ile, candan, canu gönülden söylemektir.
Söylediğin zaman tüylerin ürperecek. “Seni yoktan vareden büyük Allah (CC)
Hz.leri’nin huzurunda olduğunun ve O’nun (CC) mübarek ismini söylediğinin
bilincinde olacaksın” demektir.
Peygamber (SAV) Efendimiz bir
Hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Tesbih çekerken, tekbir getirirken,
(Lâilâheillallah) derken yahutta (Elhamdülillah) derken ölen kimse kıyamet
gününde bunları söyleyerek dirilecektir. Kim de gaflet içinde ölürse, o gaflet
üzerinde diriltilir. Onun için uyurken kendinizi zikre alıştırın.”
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
Buyuruyor: “En faziletli, en değerli Zikir (Lâilâheillallah) kelimesidir. Yani
(Lâilâheillallah) diyerek Kelime-i Tevhid çekmek, Cenab-ı Hakk’a (CC) yapılan
ibadetlerin en makbulü, en üstünüdür.”
Yine Hz. Resul-i Kibriya (SAV)
Efendimiz: “İbadetlerin en hayırlısı, iyisi, (Lâilâheillallah) Kelimesidir.”
buyurmuşlardır. Allah (CC) Hz.leri’ni anmak, hatırlamak yadetmek, ve zikretmek
için, Allah (CC) Hz.leri’nin varlığını, birliğini, uluhiyyet ve rububiyyetini
ve birliğini ilan etmek için söylenecek en faziletli en şerefli sözün
(Kelimenin) (Lâilâheillallah) olduğunu Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’den
öğreniyoruz.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
bir başka Hadis-i Şerif’inde buyurdu ki: “Zikir, Allah ( CC) Hz.leri yolunda
yapılan hayırdan (harcanan paradan, sadakadan) yüz kat daha üstün, daha
faziletli ve daha sevablıdır.”
“Yapılan hiç bir hayır hiç bir
sadaka, Allah (CC) Hz.leri’ni zikretmekten (anmaktan) sevaplı ve faziletli
değildir.”
Ey dost! Zikirde, Allah (CC) Hz.leri’nin Varlığını, birliğini dile getirmek
vardır, onun, için değerlidir.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
Ashab’ıyla (RA) birlikte oturmuş sohbet ediyorlardı. Resul-i Ekrem (SAV) Ashab’ına:
“Ellerinizi kaldırın ve (Lâilâheillallah) deyin yani, Kelime-i Tevhid ile
zikredin buyurdu.”
Hadisi Şerifi rivayet eden zat diyor ki: “Ellerimizi kaldırarak bir saat kadar,
(Lâilâheillallah) diyerek zikrettik. Sonra Resul-i Ekrem (SAV) şöyle dua etti:
‘Allah'ım (CC)! Gerçek ki, Sen beni bu Kelime-i Tevhid ile gönderdin ve bana
onu emrettin. Cenneti de ona bağlı olarak vadettin. Şüphesiz sen vaadinden
dönmezsin.’ Ve Ashab’ına (RA): Ey Ashabım (RA)! Şimdiden sevinin ki, Cenab-ı
Hakk (CC) Hz.leri, sizleri mağfiret etti.’ müjdesini vermiştir.”
Bu Hadis-i Şerif’ten de anlaşılıyor ki:
Kelime-i Tevhid ferden olduğu gibi topluca da çekilebiliyor ve çekilmesinde de
çok büyük sevab ve fazilet vardır.
Bir çok Tasavvuf Tarikat
ehlinin toplu halde zikir tavsiye ve telkinleri bu Hadis-i Şerif’e dayanır.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
yine buyurdu ki: “Bir kimse, (inanarak) Lâilâheillallah sözünü söylerse cennete
girdi.”
“Bir kimse, (Lâilâheillallah)
derse, Allah (CC) Hz.leri o kimseyi cehennem ateşine atmaz.” Yani (Lâilâheillallah) diyen demeye devam eden kullarına cehennem yüzü
göstermeyecektir. (Lâilâheillallah) kelimesini, hiç bir amel geçemeyecektir.
Cenab-ı Peygamber (SAV): “Hiç
bir salih amel, hiç bir iyilik (Lâilâheillallah) kelimesini, geçemez.”
buyurmuşlardır.
“(Lâilâheillallah) hiç bir
günah da bırakmaz.”
Sevgili Peygamberimiz (SAV)
yine buyuruyor ki: “Kim ki, muhlis yani halisane olarak ihlas ile (Lâilâheillallah)
derse, cennete girdi (girecek).”
Ashab-ı Kiram (RA) Hz.leri sordular:
“Ya Resulallah (SAV)! bunun ihlası nedir?” Resulullah (SAV) Efendimiz: “Siz
Allah (CC) Hz.leri’nin haram kıldığı her şeyden men etmesi, alıkoymasıdır.”
buyurdu.
İşte bu özellikler ve bu
ölçüler çerçevesinde Kelime-i Tevhid olan (Lâilâheillallah) sözünü söyleyen,
söylemeye devam eden kimse, ebedi aleme göç edince cennete girecektir.
Alemlerin Fahr-i Ebedisi (SAV) Efendimiz buyuruyor: “Sıdku İhlas ile
(Lâilâheillallah) diyen kimse, yer dolusu günah ile de gelse, Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri onu mağfiret eder, günahlarını bağışlar.”
“Ey Ebu Hureyre (RA)! Ölüm
döşeğinde olanlara Kelime-i Tevhidi telkin eyle! zira Kelime-i Tevhid
(Lâilâheillallah) bütün günahları yok eder.”
“Ölmüşlerinizi
(Lâilâheillallah) diyerek rızıklandırınız. Yani, ölmüşlerinizin ruhları için
Kelime-i Tevhid çekerek sevabını onlara bağışlayın.”
“(Lâilâheillallah) diyen
kimselere ne ölüm anlarında, ve ne de kabirlerinde hiç bir korku ve yalnızlık
yoktur.”
Hz. Resul (SAV) Efendimiz: “(Lâilâheillallah)
diyen kimseler için kabirlerinde hiç bir korku ve yalnızlık yoktur ve tekrar
dirildiklerinde de hiç bir korku ve yalnızlık yoktur. Mahşer meydanında da
korku ve yalnızlık yoktur. Şu anda, ben (Lâilâheillallah) ehline başlarındaki
toprakları silkeleyip şu duayı: ‘Bizden üzüntü ve sıkıntıyı gideren Allah’a (CC)
Hamd olsun.’ okuyor okuduklarını görüyor gibiyim.”
buyurmuştur.
Ey “Allah” (CC) diyen, dost!
(Lâilâheillallah) ehlinin şu Hadis-i Şerifin bildirdiği korkulardan emin olması,
ne büyük bir devlet olduğunu düşünmeni isterim. Bu dehşet verici yerlerde ne
kasa, ne para ve ne de mevki ve şöhretin kıl kadar fayda vermediğini düşünürsen,
sanırım hidayete ereceğinin en büyük işaretidir.
Nuh (AS) oğluna şu vasiyeti yapmıştır:
“Ey oğulcuğum. Sana (Lâilâheillallah) demeni tavsiye (vasiyet) ediyorum. Çünkü
(Lâilâheillallah) terazinin bir gözüne (kefesin) gökler ve yerler diğer gözüne
(kefesine) konsa (Lâilâheillallah) onlardan ağır basar.”
Ey Mümin kardeş! Sen de evlatlarına
bu tavsiyeyi yapmalısın. Onların ölüm anında kabir hayatlarında korku ve
yalnızlık çekmelerine engel olmalısın. Mehşer günü herkesin “Nefsim, nefsim.”
dediği o dehşet verici ve yeniden dirilme anındaki korkulu anlarda onlara
yardım edebilecek, yardımına, imdadına yetişebilecek bir azık vermelisin ki, bu
(Lâilâheillallah) sözüdür. Bu sözü çok çok söylemeye alışsınlar. Yalnız sen bu
tevhidi söylemediğin halde onlara söyleyin demeye kalkarsan bu geçerli olmaz.
Hz. Peygamber (SAV) Efendimiz bu Hadis-i şerifleri biz ümmetlerine söylemiş ve
Hz Nuh’tan (AS) bize nakletmiştir.
Yine bir Hadis-i Şerif’te: “Kim
ki, canü gönülden (Lâilâheillallah) derse, cennete girdi (ölünce cennete
girmeye hak kazandı) demektir.”
Orada bulunan Ashab-ı Kiram (RA): “Ya Resulellah (SAV)! Herkese müjde verelim
mi?” diye sordular. Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz: “Bu amellerine güvenip başka
amel yapmamalarından korkarım.”
buyurdu. Bir müslüman, her gün nasıl ki, maddi yemesine, içmesine dikkat
gösterip her gün hiç bıkmadan, usanmadan yiyip içiyor yatıp uyuyor, istirahat
ediyor ve etmesi de gereklidir. Zikirler ibadetler de böyledir. Yani, devamlı
her gün yapılması, okunması lazımdır. Bir ömür boyu nizam ve intizam içinde
düzenli bir şekilde bu işler (ameller) yapılıp yerine gelecektir. Her gün bu
zikirlere aynı sayıda devam edenler bu Hadis-i Şerife mazhar olacaklardır.
Çünkü zikirler ruhun gıdasıdır. Vücudun gıdası maddi yemeler içmelerdir ruhun
gıdası da manevi gıda olan zikirlerdir her gün yapılması gerekli olan bir
ameldir. Bu Hadis-i Şerifde ona işaret vardır. Bunun için hem diğer ibadetlere
dikkat edilecek hem de ihlas ile Zikrullah ve Kelimei Tevhid çekilecektir. O
zaman talib, Allah (CC) Hz.leri’nin vaadiyle İnşaallah Cennete ve Cemalullaha
erecektir.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
buyurdu: “Lâilâheillallahü) demenin sevabı Uhud dağından büyüktür.”
“Ey amcacığım
(Lâilâheillallah) de. Bu öyle bir kelimedir ki, ben seni Allah (CC) Hz.leri
indinde ancak onunla müdafaa edebilirim (savunabilirim).”Sevgili Peygamberimiz (SAV), kendisini koruyan amcası Ebu Talib’i imana davet
ettiğinde böyle söylemişti.
Canab-ı Hakk (CC) Hz.leri, Hz.
Musa’ya (AS) vahyetti. Dünyada (Lâilâheillallah) diyen olmasaydı, ben cehennemi
dünya ehline musallat kılardım.”
Dikkat et, sana en kolay ve en
efdal olanı bildiriyorum. (Lâilâheillallah) kelimesidir. Cenab-ı Hakk, Hz. Musa’ya
(AS) vahyetti. “Muhammed (SAV) ümmetinden öyle kimseler var ki, her tepe ve
vadide oturup (Lâilâheillallah) kelimesini zikrediyor, onlara vereceğim mükafat,
Peygamberlere (AS) vereceğim mükafatın aynısıdır.”
Resul (SAV) Efendimiz şöyle
buyuruyor: “Ümmetimden birini cennetin kapılarına kadar gelmiş vaziyette
gördüm, cennet kapıları yüzüne kapanmıştı. Hemen (Lâilâheillallah) gelip
elinden tuttu ve onu cennete koydu.”
“(Lâilâheillallah) diyen kimse
mutlaka cennete girecektir. Çok günahı olup da cehenneme giren dahi cezasını
çektikten sonra yine (Lâilâheillallah) zikri hürmetine cennete girecektir.”
“Nebiler Nebisi (SAV)
Efendimiz Buyuruyor: “Bir kimse günde yüz kerre (Lâilâheillallah) derse,
kıyamet günü, Cenab-ı Hakk (CC) onu, yüzü ayın ondördü gibi olarak diriltir.”
Evet bu Hadis-i Şerifle günde en az yüz kerre Kelimei Tevhid okumanın sevab ve
faziletini de hatırlamış olalım.
Hz. Musa (AS) Cenab-ı Hakk’a (CC)
yalvarıyor: “Ya Rabbi (CC)! Bana bir şey öğret, onunla seni hatırlayıp anayım
ve sana onunla dua edeyim.” Cenab-ı Hakk (CC) Hz.leri Hz. Musa’ya (AS) şöyle
buyuruyor: “Ya Musa (AS)! (Lâilâheillallah) de!” Hz Musa (AS) yine yalvarıyor:
“Ya Rabbi (CC)! Bütün kulların bu kelimeyi söylüyor (hepsi Lâilâheillallah
diyor). Cenab-ı Hakk (CC) Hz.leri, Hz. Musa’nın (AS) bu yalvarmasına rağmen
yine: “Ya Musa (AS)! (Lâilâheillallah) de!” buyurdu. Hz. Musa (AS) tekrar şöyle
niyazda bulundu: “Ya Rabbi (CC)! Sadece bana has (bana özel) vereceğin bir şey
(özel bir dua, özel bir zikir) istiyorum.” Hz. Musa (AS) kendisi için ısrarla
böyle özel bir dua ve zikir istemesine rağmen Cenab-ı Hakk (CC) Hz.leri şöyle buyurdu:
“Ya Musa (AS)! Yedi kat gökler ve yedi kat yerler terazinin bir kefesine konsa,
(Lâilâheillallah) da diğer bir kefesine konsa, (Lâilâheillallah) ağır basar.” buyurdu.
Ey talib! Bu Hadis-i Şerif,
senin kulağına küpe olmalıdır. Cenab-ı Hakk (CC) Hz.leri, sevgili Peygamberi
Musa'sına (AS) bile tekrar tekrar özel bir dua istemesine rağmen, Kelime-i
Tevhidi (Lâilâheillallah) Kelimesini söylemesini tavsiye ve emir buyurmuştur.
Bunun içindir ki: En yüce zikir, (Lâilâheillallah) dır. Allah (CC) Hz.leri
indinde en sevimli söz (Lâilâheillallah) dır. Cenab-ı Hakk’ın (CC), en muhkem
Kalası (Lâilâheillallah) dır. Cenab-ı Hakk’ı (CC) hoşnud eden söz
(Lâilâheillallah)dır. Gönüllerden sıkıntıyı gideren söz zikir
(Lâilâheillallah)dır. İsmi Azam duası (Lâilâheillallah)dır. Dört kitabın manası
(Lâilâheillallah)dır. Bütün manevi hastalıklara şifa (Lâilâheillallah)dır.
Cehennem ateşine en güzel siper (Lâilâheillallah)dır. Bütün stres ve
bunalımlara derman (Lâilâheillallah)dır. Hülasa ey dost Kelimei Tevhid, senin
can yeleğin demektir.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
Buyuruyor: “Kim (Lâilâheillallah) derse, bu onu içinde bulunduğu sıkıntıdan,
kurtarır.”
Ey kardeş görülüyor ki, Kelime-i
Tevhidi zikretmek (okumak), insanı içinde bulunduğu bela ve musibetlerden,
sıkıntı ve bunalımlardan streslerden kurtarıyor. Bunu Resulullah (SAV)
Efendimiz söylemiştir. Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz ne söylemişse haktır ve
gerçektir. Bu niyyetle (Lâilâheillallah) sözünü söylemeye devam eden kimse tüm
sıkıntılardan emin olur.
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz
yine buyurur ki: “Allah-ü Teala, (CC) Hz.leri cennet kapılarını açar. Arşın
altından bir davetçi şöyle seslenir: ‘Ey cennet! Sende bulunan bütün nimetler
kimin içindir?’ Cennet: ‘Bende ve benim içimde bulunan tüm nimetlerle birlikte
biz (Lâilâheillallah) diyenler içiniz, biz (Lâilâheillallah) ehline müştakız ve
onları özlemekteyiz. Bize ancak (Lâilâheillallah) diyen girebilir.
(Lâilâheillallah) demeyenlere biz haram kılındık.’ diye cevab verir. Cehennem
de bu arada şöyle der: ‘Ben (Lâilâheillallah) diyemeyenlerle dolacağım. Bana
ancak (Lâilâheillallah) demeyenler girer. Ben (Lâilâheillallah) diyenlere haram
kılındım benim öfkem ancak (Lâilâheillallah) demeyen ve diyemeyenlere olacaktır’.”
Alemlerin Fahr-i Ebedi'si bir
Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor: “Cennetin fiatı (Lâilâheillallah)dır.
Halisane de ki ALLAH , O’ndan
başka yoktur ilah!
Fa’lem enne HU – LA İLAHE
İLLALLAH!
www.GAVSULAZAM.de
|