|
Sâlih amel işleyen kimsenin o ameli, onun önünü
aydınlatan bir nur, altında bindiği bir vâsıta olur. Onun kalp amelleri yüzünde
görünür. Yüzü ayın ondördü gibi olur. Kalbi, Allah-ü Teâlâ’nın (CC) kendisine
bağışladığı ikramları görmekten dolayı sevinç duyan bir melek gibi olur. Ameli
ona Allah-ü Teâlâ’nın (CC) kendisi için cennette hazırladığı nîmetleri
müjdeler. Sâlih amel bir sûret kazanarak ona şöyle der: “Ben senin ağlamanım,
sabrınım, takvânım, îmânınım, yakîninim, namazınım, orucunum, mücâhedenim,
Rabbine (CC) iştiyâkınım, mârifetullâhınım, ilmullâhınım, güzel amellerinim,
Rabbine (CC) karşı gösterdiğin edebinim.” Bunun üzerine ondan ağırlık gider,
korkusu sâkinleşir; endişesi emniyete, tedirginliği rehâvete döner.
Her kim de sâlih amel işlemez ve Rabbine (CC) büyük
günahlarla, sırtında mâsiyet yükleriyle gelirse: Açlık, susuzluk, içinde bir
korku ve önünde rüsvaylık… Melekler arkasından sürükleyip götürüyorlar… Ona
öyle bir cezâ veriyorlar, öyle bir çekerek götürüyorlar ki.. Nihâyet, Arasat’a
kadar gelir; başlarlar münâkaşaya, muhâsebeye, hesâba… Onu öyle şiddetli bir
hesâba çekerler ki.. Sonunda onun hakkında cehennem kaydı konur ve orada azâba
çekilir. Eğer tevhîd ehlinden ise suçu kadar cezâsını çeker, sonra Allah-ü
Teâlâ (CC) rahmeti gereği onu cehennemden alır. Fakat kâfirlerden olan kimse
kendi cinsleriyle birlikte, cehennemde sonsuza kadar kalır.
“Rabbimiz! Bize dünyâda da,
âhirette de güzellik ver ve cehennem azâbından bizi koru.”
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Cilâü’l-hâtır
fi’l-bâtın
ve’z-zâhir
www.GAVSULAZAM.de
|