Ey Allah’ın (CC)
kulları!
Akıllı olun. Ölmeden önce, mâbudunuzu tanımaya çalışın. Gece ve gündüz bütün
ihtiyaçlarınızda O’nu (CC) kendinize vesîle edinin. Verse de, vermese de O’ndan
(CC) istemek bir ibâdettir. O’nu (CC) itham etmeyin. İsteklerinizde aceleci
olmayın. O’ndan (CC) istemekten usanmayın. O’ndan (CC) zül kademi üzerine
(tevâzu ile) isteyin. İsteğinize cevap gecikirse O’na (CC) îtiraz etmeyin. O (CC)
neyin hayrınıza olduğunu sizden daha iyi bilir. Bu sözü dinleyin ve anlayın. Bu
söz ile amel edin. Bu söz dosdoğru yolun sözüdür. Tecrübe edilmiş bir sözdür.
Siz yüzünüzden çektiğim hüzünlere vâh! Rabbinizi (CC)
tanımadan nasıl ölürsünüz? Yazık size!
Kendisini tanımadığınız, kendisiyle münâsebetiniz bulunmayan, konuk etmediğiniz
kimseye nasıl misâfir gidersiniz? Onun ziyâfetine nasıl katılırsınız? O’nunla (CC)
alış-verişte bulunun; kazançlı çıkarsınız. O’na (CC) gitmeden önce O’nun(CC) yanında bir eliniz (mevkîniz) olsun. Fakirlere
ve düşkünlere ikramda bulunun. Mallarınızdan fakirlere verip onlara yardım edin
ki, O’nun (CC) katında bir mevki
edinesiniz. Eğer böyle yaparsanız O (CC) size daha da cömert davranır, dünyâda
ve âhirette daha güzelini verir.
Elinizdeki mallar sizin değil; onlar size birer
emânettir. O (CC) sizinle fakirler arasında ortak. Sâhibi varken emâneti
mülkiyetinize geçirmeye kalkışmayın. Sonra onu elinizden alır. Biriniz bir
tencere bir yemek pişirdiğinde onu tek başına yemesin; ya komşusuyla, ya evine
gelen bir misâfir ile veyâ bir dilenci ile birlikte yesin.
Gücünüz bir şeyler vermeye yetiyorsa, dilenciyi boş
çevirmeyin. Onları boş çevirmeniz nîmetin elden gitmesine sebep olur. Hz.
Peygamber’den (SAV) şöyle rivâyet olunmuştur: “Hiçbir özür olmaksızın
dilenciyi kapısından boş çeviren kimsenin kapısına hafaza melekleri kırk gün
uğramaz.” Yanınıza bir dilenci geldiğinde ona: “Allah (CC) sana kolaylık
versin. Allah (CC) sana yardım etsin…” gibi sözlerle duâ edin. Gücünüzün
yettiği kadar bir şeyler vererek onu gönderin. Allah-ü Teâlâ’nın (CC) bir gün
onun rızkını genişletip sizin rızkınızı daraltacağından kim emin olabilir?
Yazık sana! Zerrece malı olmayan bir fakir değil
miydin? Allah-ü Teâlâ (CC) sana zenginlik verdi, hiç ummadığın kadar sana rızık
ihsan etti. Sonra sana bir fakir gönderdi, sana bahşettiğinden ona bir şeyler
veresin diye. Ve sen onu boş çeviriyorsun! Sana verdiği her şeyi çok yakında
elinden alır. Sana tekrar fakirlik verir. İnsanların kalbine senin hakkında
katılık ve sana sabretmeme duygusu ilkâ eder.
Allah’ım
(CC)! Ölümden önce uyanıklık ile, ölümden önce tevbe ve hidâyet ile, ölümden
önce mârifet ile, ölümden önce kapına dönmek ile, ölümden önce kurbiyet evine
girmek ile bizleri rızıklandır. (Âmin) “Bize dünyâda da, âhirette de
güzellik ver ve cehennem azâbından bizi koru.”
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Cilâü’l-hâtır
fi’l-bâtın
ve’z-zâhir
www.GAVSULAZAM.de
|