Habib-i Acemi (RA) Hz.leri'nin Tarikatı Telkin Alması      HABİB-İ ACEMİ (RA)  

Habib-i Acemi (RA) Hz.leri önceleri çok zengindi. Faizle para verirdi. Bir gün hanımı önüne yemek koydu, tam yiyeceği sırada kapıya bir derviş geldi: “Allah (CC) rızası için bir sadaka.” dedi. Habib-i Acemi (RA) Hz.leri bunun üzerine dervişin üzerine kapıyı çarptı. Derviş mahzun olarak gitti. Habib-i Acemi (RA) Hz.leri sofraya geldiğinde yemeğin kan haline geldiğini gördü. O anda kalbinde bir değişiklik duydu, yerinde duramadı. Bir Cuma günü Hasan-ı Basri (RA) Hz.lerinin evinin yolunu tuttu.

Habib-i Acemi (RA) Hz.leri Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nin evine giderken oyun oynayan çocuklar Habib-i Acemi (RA) Hz.leri’ni görünce birdenbire: “Kaçın kaçın! Faiz yiyen Habib geliyor. Ayağından kalkan toz bize gelir de, biz de onun gibi oluruz.” dediler. Habib-i Acemi (RA) Hz.leri bu sözleri duyunca çok müteessir oldu. Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nin meclisine gelip elini öptü. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin sonsuz olan lütfü ve ihsanı ile tövbe-i nasuh eyledi ve Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nin irfan mektebinde manevi talebe oldu. Önceki yaptıklarına çok pişman oldu. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne şöyle münacaatta bulundu. “Ya Rabbi (CC)! Ben çok günahkârım fakat senin mağfiretin kudretin sonsuzdur. Sen öyle büyüksün ki, dilediğini yaparsın, benim dermanım ancak sendedir. Ben ancak sana sığınırım. Ya Rabbi (CC)! Fermanına boyun eğdim ve sana teslim oldum, beni affet.”

Evine dönerken kendisine borcu olanlar alacağını ister diye kaçmak istediler. “Kaçmayın! Bugün benim sizden kaçmam lazımdır.” buyurdu. Yolda oynayan çocuklar birbirlerine: “Kaçın kaçın! Tövbekar geliyor üzerine bizden toz bulaşmasın, bulaşırsa Cenab-ı Hakk’a (CC) asi oluruz.” dediler. Çocukların bu sözlerinden çok duygulandı, yüreği sızladı ve: “Ya Rabbi (CC)! Bir tövbemle ismimi iyilerden eyledin.” diye şükretti.

Habib-i Acemi (RA) Hz.leri her tarafa tellallar çıkararak: “Her kimin Habib’e borcu varsa, bundan vazgeçti. Aldığı faizleri de geri dağıtacaktır.” diye ilan ettirdi. Servetinin hepsini fakirlere dağıttı.

Günün birinde bir kimse geldi. Dağıtacak malı kalmadığından, üzerindeki gömleği gelen kimseye verdi. Nihayet tasavvuf deryasından sonsuzluk incileri devşiren büyük veli, arifler katarının baş tacı Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nin huzuruna can attı. O eşi bulunmaz mana erinin mübarek ellerini tuttu, dudaklarına götürdü. O cennetten gül toplayan elleri öptü. “Ey din yolunda kendisine uyulan İmam! Artık kötülüklere veda ediyorum, bana Himmet ediniz.” dedi. Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri içinde denizlerin kaynaştığı ateşli gözlerle ona bir defa baktı. Öyle bir bakışla baktı ki, Habib-i Acemi (RA) Hz.leri birden kendini sonsuzluğa uzanan caddede buldu ve önünde yepyeni bir hayat belirdi ve bu vesile ile Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nin mübarek eli ile sonsuzluk caddesine iletilerek tasavvufu (tarikat) tevhid telkinini bu vesile ile Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nden aldı. Tasavvuf yolunda ilerledi. Devamlı olarak Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri’nin sohbetlerine gündüzleri devam etti. Şüphelerden kurtuldu.

Hasan-ı Basri Hz.leri’nin sözleri kalbine öyle tesir ederdi ki, kendinden geçmiş olarak dinlerdi. Daha sonra Fırat Nehri’nin kenarında bir kulübe yapıp orada ibadetle meşgul oldu. Geceleri de ibadet ederdi ve tasavvuf yolunun sultanı oldu. Bundan sonra mana vadilerinde öyle süratle at koşturdu ki, gönüller fatihi oldu. Ona kimsecikler yetişemedi. Tamamiyle muhabbet denizine gark oldu. Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne münacaatta bulundu: “Ey ezel mumunun fitilini yakan, ebedi bezmi aydınlatan Allah’ım (CC). Dertliyim, inlerim, hacetim var, medet eyle Ya Rabbi (CC)! Seninle barıştım. Beni bir günde taat ehli kıldın. Ya Rabbi (CC)! Çok hatalı işlerim oldu. Ben günahkâr bir kulum, suçumu bağışla. Benden hata, senden ata’ Ya Rabbi (CC)! Sen dilersen af edersin. Sen öyle büyüksün ki, kudretin sonsuzdur. Benim dermanım ancak seninledir. İltica makamım ancak sensin Ya Rabbi (CC)! Fermanına işte boyun eğdim ve sana teslim oldum. Huzuruna günahsız bîr kul eyle Ya Rabbi (CC)!”

Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri, Habib-i Acemi (RA) Hz.leri’ni çok sever ve ona çok iltifat ederdi. Hatta bazan meclisinde Habib-i Acemi (RA) Hz.leri’nin sohbet etmesini söyler, Habib-i Acemi (RA) Hz.leri de emredildiği için sohbet ederdi. Bazı kimseler bu durumu merak ederler: “Sİz burada bulunduğunuz halde, Habib’in sohbet etmesini istemenizin hikmeti nedir?” diye sual ederlerdi. Hasan-ı Basri (RA) Hz.leri: “Habib kalbinden konuşur ve konuştuğunu insanların kalbine yerleştirir, ben onun için onu konuşturuyorum.” buyururdu.

www.GAVSULAZAM.de

 

 

 

  Hayatı

  Tarikatı Telkin Alması

  Vefatı

  Menkibeleri

 

 

  SİLSİLE-İ KADİRİYYE

 

 

  Hasan-i Basri (RA)
  Habib-i Acemi (RA)
  Davud-i Tai (RA)
  Maruf-i Kerhi (RA)

  Seriyyi Sekati (RA)
  Cüneyd-i Behre (RA)

  Ebubekir Şibli (RA)
  Abdulvahid Et-Temimi (RA)

  Ebu'l Ferec Mehmet (RA)
  Aliyy-el Hokkeri (RA)

  Said Mubarek Mahzumi (RA)

  Abdulkadir-i Geylani (KSA)

 

 

 

 

 

 

 

 

©2003-04 Gavsulazam.de Her Hakkı Mahfuzdur.