Ebubekir Şibli (RA)
Hz.leri’nin tasavvufa intisab etmesine sebep olan hadise şöyle anlatılır:
“Devamend emiri iken, Rey emiri ile Bağdat’tan kendisine bir mektup geldi.
Bunun üzerine hemen Bağdat’a halifenin yanına gitti. Halife kendisine hila’tler
verdi. Geri döndükten sonra bir gün, aksırdıktan sonra, halifenin verdiği
hilat’ın kolu ile ağzını ve burnunu sildi. Bu durum derhal halifeye
bildirildiğinde, o da hila’tin çıkarılması ve emirlikten azledilmesi emrini
verdi. Bunun üzerine Ebubekir Şibli (RA) Hz.leri kendi kendine: “Bir kulun
hil’atini ve elbisesini mendil yerine kullanan bir kimse, eğer bu görevden
alınırsa, acaba âlemlerin padişahı olan Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin
hil’atini mendil olarak kullanan kimse hangi muameleye müslehak olur?” diye
düşündü. Hemen halifenin huzuruna varıp vazife verilmemesini istedi. Halife
sebebini sorunca: “Ey halife! Sen bir kul olduğun halde, kıymeti önemsiz olan
bir hil’ate yapılan saygısızlığı hoş karşılamıyorsun, âlemlerin sultanı olan
Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin ihsan etmiş olduğu marifet ve muhabbet hila’tini
bir mahlukun hizmetinde mendil olarak kullanmamı hiç hoş karşılar mı?” dedi.
Halifenin huzurundan ayrılıp
zamanın büyük alimlerinden olan Hayrünnessac (RA) Hz.leri’ne giderek, onun
talebesi olmak istedi. Hayrünnessac (RA) Hz.leri: “Ey Şibli (RA)! Sen, Hz.
Cüneyd’in (RA) yakınlarındansın. Senin nasibin ondadır.” diyerek Cüneyd-i Behre
(RA) Hz.leri’ne gönderdi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri onu sıradan biriymiş gibi
karşıladı ve ona önce: “Git çıra sat!” buyurdu.
Bunun üzerine, bir sene çıra
satar. Sırtında küfe, tozlu sokaklar, alay eden çocuklar, istihza ile bakan
kadınlar... Bir sene sonunda tekrar huzurlarına çıktıklarında, Cüneyd-i Behre
(RA) Hz.leri: “Daha düşüncelerinde dünyaya muhabbet var.” buyurarak bir sene de
başka bir iş verdiler. Ebûbekr Şiblî şadırvanı temizler, bulaşıkları yıkar,
bahçeyi sular. Bir sene sonra tekrar huzurlarına çıktıklarında bu sefer: “Bir
sene de burada hizmet et.” buyurdular. Bu hizmetten sonra efendisi: “Şimdi
halin nasıldır?” diye sordu. Şibli (RA) Hz.leri: “Artık kendimi insanlardan
üstün tutmuyorum.” dedi. Bunun üzerine Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri: “İşte şimdi
kendini kurtardın.” buyurdu. Daha sonra Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’nin
derslerine devam ederek tasavvufta (tarikat) yüksek mertebelere kavuştu.
Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri’nden sonra O’nun (RA) yerine geçip, yüzlerce talebe
ve derviş yeliştirdi.
Ebubekir Şibli (RA) Hz.leri
takva sahiplerinin tacı birçok riyazatları ve kerametleri ile evliyanın reisi,
akıl âleminin meşalesi idi. Cüneyd-i Behre (RA) Hz.leri O’nu (RA) çok sever,
O’na (RA) ziyade önem verirdi. O’nun (RA) için: “Her kavmin bir tacı vardır. Bu
kavmin tacı da Şibli’dir (RA). Ebu Bekri Şibli’ye (RA) birbirinize baktığınız
gözle bakmayın. O (RA) müstesna bir kimsedir.” buyururdu.
www.GAVSULAZAM.de
|
|
Hayatı
Tarikatı Telkin Alması
Vefatı
Menkibeleri
Hikmetli Sözleri
SİLSİLE-İ
KADİRİYYE |
Hasan-i Basri (RA)
Habib-i Acemi (RA)
Davud-i Tai (RA)
Maruf-i Kerhi (RA)
Seriyyi Sekati (RA)
Cüneyd-i Behre
(RA)
Ebubekir Şibli (RA)
Abdulvahid Et-Temimi (RA)
Ebu'l Ferec Mehmet (RA)
Aliyy-el Hokkeri (RA)
Said Mubarek Mahzumi (RA)
Abdulkadir-i Geylani
(KSA)
|
|