Hz. İmam (RA) Medine'de bir
grup insanlarla oturmuştu. Mübarek başını önüne eğdi. Bir müddet sonra kaldırdı
ve: “Bir kişi, bir sene sonra Medine’ye gelecek, üç gün boyunca dört bin asker
bulunan ordusu ile çok kimseleri öldürecek. Bundan büyük zarar göreceksiniz.
Bundan sakınınız.” buyurdu. Buna bazıları inandı, bazıları da inanmadılar. Bir
sene sonra kendisine inananları alarak Medine’nin dışına çıktılar. Nafi b.
Erzak ordusu ile geldi. İmam-ı Muhammed Bakır (RA) Hz.leri’nin haber verdiği
zararları yaptı. Artık Medineliler “Bundan sonra İmam-ı Muhammed Bakır (RA)
Hz.leri’nin her sözüne inanırız. Her sözü doğrudur. Çünkü o, Resûlüllah (SAV)
Efendimiz’in evladındandır" dediler. İmam-ı Muhammed Bakır (RA) Hz.leri,
İmam-ı Azam Ebu Hanife (RA) Hz.leri’ne
bakıp: “İslâmiyet’i bozanlar çoğaldığı zaman, sen onu canlandıracaksın. Sen
korkanların kurtarıcısı, şaşıranların sığınağı olacaksın. Sapıkları doğru yola
çevireceksin. Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri yardımcın olacak.” buyurdu.
..........................................
Bir gün Esbab-ı Kiram’dan
Cabir b. Abdullah'ın (RA) yanına gitti. Hz. Cabir'in (RA) gözleri kapalı bir
halde idi. Selamını aldıktan sonra: “Sen kimsin?” diye sordu. O da, Muhammed b.
Ali b. Hüseyin’im! dedi. Hz. Cabir (RA): “Ey Resûlüllah’ın (SAV) torunu yanıma
gel!” diyerek yanına çağırdı. Müsafaha yaptıktan sonra dedi ki: “Resûlüllah
(SAV) bana: ‘Ey Cabir! Sen benim oğullarımdan birini görüp konuşuncaya kadar
yaşarsın. Oğlumun adı Muhammed b. Ali b. Hüseyin’dir. Allah-ü Teâlâ (CC) O'na
nur ve hikmet verecektir. O’na benden selam söyle’ buyurdu.” Cabir (RA), emanet
olan Resûlüllah (SAV)’ın selamını sahibine ulaştırdıktan bir müddet sonra vefat
etti.
..........................................
Zamanında bulunan biri
anlatıyor: “İmam-ı Muhammed Bakır (RA) Hz.leri ile beraber Halife Hişam b.
Abdül-Melik’in evine uğradık. ‘Bu ev harap olacaktır, hatta toprağı başka yere
nakledilip taşları açıkta kalacaktır.’ buyurdu. Bu söze çok hayret ettim.
Halife Hişam’ın evini kim yıkabilir ki? diye düşündüm. Nihayet Hişam vefat edip
yerine oğlu Velid geçti ve bu evin yıkılmasını emretti. Hakikaten ev yıkıldı,
toprağını başka yere naklettiler.”
..........................................
İmam-ı Muhammed Bakır (RA)
Hz.leri Mekke ile Medine arasında bir katıra binmiş gidiyordu. Yanında birisi
vardı ve o da rnerkeb üzerinde idi. Bir ara dağdan aşağı bir kurt inip geldi.
Hz. İmam’ın ayaklarına başını koydu. Kendi halince bazı sesleri çıkardı. Hz.
İmam’a birşeyler söylediği belli idi. İmam-ı Muhammed Bakır (RA) Hz.leri onu
dinledikten sonra: “Peki sen şimdi git. Ben arzu ettiğin gibi dua ederim”
buyurdu. Bana: ‘kurdun ne söylediğini biliyor musun?’ diye sordu. Ben: “Allah-ü
Teâlâ'nın (CC) Resulü (SAV) ve Resulü’nün torunu bilir.’ dedim. Buyurdu ki:
‘Kurt, eşim şiddetli bir ağrıya tutuldu. Dua buyurun da ondan kurtulsun ve
senin dostlarından hiç kimse benim neslime musallat olmasın. dedi ve ben de dua
ettiğimi söyledim.”
..........................................
İmam-ı Muhammed Bakır (RA)
Hz.leri gece geç vakte kadar ibadet eder, sonra Allah-ii Teâlâ Hz.leri’ne şöyle
yalvararak ağlardı: “Ya İlâhi! Ya Rabbi! Gece oldu herkes uyuyor. Ya Rabbi! Sen
dirisin. Her şeyi biliyor, yapılan her şeyi görüyorsun. Uyuman ve uyuklaman
olamaz. Seni böyle bilmeyen ihsanına kavuşamaz. Sen öyle kuvvet ve kudret
sahibisin ki, hiçbir şey senin olmasını dilediğin birşeyin olmasına mani
olamaz. Rahmetin o kadar çoktur ki, rahmet kapılarını herkese açmışsın. Sana
dua edenlerin, yalvaranların dualarını kabul edersin. Sana güvenen, kapına
gelen kimseyi döndürmeye kimsenin gücü yetmez.”
www.GAVSULAZAM.de
|