KONULAR

 

Hayatı

Tarikatı Telkin Alması

Vasiyyeti

Vefatı

Menkibeleri

Hikmetli Sözleri

Müridlerine Olan Şefaati

Evrad-ı Kadiriyye

Öğütleri

HU DESTUR EFENDİM

 

Bize Ali gülü derler

Kadiri bülbülü derler

Aşk narının külü derler...

Kadiriyiz şan bizimdir

Bu gece meydan bizimdir...

 

Aman saki doldur doldur

Dolan nur, dolduran nurdur

İçmeyenler Hak’tan durdur

Kadiriyiz şan bizimdir

Bu gece meydan bizimdir...

 

 

 

8. Sohbet - Mürailik

 

Bu Konuşma, Hicretin 545. yılında, Şevval ayının ondokuzuncu günü, Salı akşamı dergahta yapılmıştır.

 

Mürainin elbisesi temizdir. Fakat kalbi pistir, necistir. Mubah olan, yani yapılmasında da yapılmamasında da herhangi bir mahzur bulunmayan hususlarda zahidlik gösterisinde bulunur. Buna karşılık, çalışması gereken yerlerde çalışmaz, tembellik eder. Dinini satarak geçinir. Takva sahibi olmaz. Şüpheli şeylerden sakınmaz. Açıkça haram yemekten çekinmez. Yaptıklarını avam tabakasından gizli tutar. Buna karşılık, seçkinlerden (havas) bir şey gizlemez. Bütün zühdü ve taatı görünüştedir, zahirdedir. Dışı mamurdur. İçi ise harapdır…

 

Yazık sana! İzzet ve Celal sahibi Allah’a (CC) kulluk, gerçekte kalb iledir, kalıpla yani bedenle ve şekille değildir. Allah (CC) dostluğu ile alakalı ne varsa hepsi de kalbe, öze ve manaya taalluk eder. İçinde bulunduğun halden sıyrıl. Ta ki, İzzet ve Celal sahibi Allah’tan (CC) sana bir elbise alayım. Öyle bir elbise ki, onu hiç bir şey eskitemez. Sen, halihazırda içinde bulunduğun elbiseyi soy, at ki, O (CC), seni giydirsin. Sen, İzzet ve Celal sahibi Allah’a (CC) karşı olan vazifelerin hususunda tembelliği bırak, bu hususdaki tembellik elbisenden soyun. Halk ile beraber bulunma elbiseni çıkar, onlarla Allah’a (CC) şirk koşma elbiseni çıkar. İhtiras elbisesini, ahmaklık - gevşeklik elbisesini, ucüb - kendini beğenmişlik elbisesini, nifak - ikiyüzlülük elbisesini çıkar, at. Halk arasında muteber insan olma hevesini at. Onların sana teveccühlerini, sana hediyyeler vermelerini, izzet-i ikramlarda bulunmalarını arzu etme. Bu duyguları üzerinden soy, at. Dünya elbisesini çıkar, at. Ahıret elbisesini giy. Kuvvetinden, kudretinden, gücünden,  izzetinden,  kereminden,… sıyrıl. Kuvvetsiz - kudretsiz olarak, sebeplere dayanmayarak, mahlukattan hiç bir şeyi ortak koşmayarak, şirk koşmayarak,… kendini İzzet ve Celal sahibi Allah’ın (CC) huzuruna bırak…

 

Bunları yaptığın an, Allah’ın (CC) lutuflarının senin etrafına gelmeğe başladığını, rahmetinin seni sardığını, nimeti ile minnetinin seni bürüdüğünü ve seni Allah’ın (CC) bütün bu lutuflarına bağladığını görürsün.

 

Allah’a (CC) koş. Sensiz ve senden gayrisiz O’na (CC) dön, O’na (CC) var. Masivadan tamamen kopmuş ve sıyrılmış olarak O’na (CC) git. Yalnız başına ve masivadan tamamen ayrılmış olarak O’na (CC) git. Ta ki, seni toplasın ve zahir ve batın kuvvetlerine ulaştırsın, zahir ve batın kuvvetlerinle seni birleştirsin. Tek başına ve masivadan sıyrılmış olarak O’na (CC) git. Ta ki, eğer bütün mümkünler alemini senin üzerine kapar ve bütün ağırlıkları üzerine yüklerse bunların hiç biri sana zarar vermesin. Bilakis, bu durumda seni korusun…

 

Kim ki tevhid eliyle insanları, zühd eliyle dünyayı, rağbet eliyle de masivayı yok eder ve bunlara güvenip bağlanmaktan kendini korursa, behemehal kurtuluşa ermiş, dünyanın da ahiretin de hayırlı nasibini almış demektir…

 

Siz, ölmeden önce nefslerinizi, hevai arzularınızı, şeytanlarınızı,… öldürmelisiniz. Size, bilinen ve herkese şamil olan ölümden önce hususi ölüm gerek. Siz, ruhun bedenden ayrılması manasındaki ölümden önce, kendinizde mevcut bazı kötü hasletleri öldürmelisiniz. Nefslerlnizi, hevai arzularınızı, şeytani heves ve duygularınızı öldürmelisiniz…

 

EY AHALi! Geliniz, benim söylediklerime icabet ediniz. Zira ben, İzzet ve Celal sahibi Allah’ın (CC) davetçisiyim. Sizi O’nun (CC) kapısına çağırıyorum. O’na (CC) itaata çağırıyorum. Kendi nefsime çağırmıyorum. Münafık, halkı hiç bir şekilde İzzet ve Celal sahibi Allah’a (CC) çağırmaz. O (CC), hep kendi nefsine çağırır. O (CC), hep nazların talibidir, Zevklerin talibidir. O (CC), hep almağa talibdir. Hep dünyalık peşindedir, dünyaya talibdir…

 

Ey cahil, sen, bu söylenenlere kulak asmaz, kendi nefsin ve hevai arzularınla yine kendi köşende başbaşa oturursun. Halbuki sen, önce şeyhlerin - mürşidlerin sohbetine muhtaçsın. Nefsini, hevai duygu ve arzularını, masivayı (Allah’tan cc. başka her şeyi) öldürmeğe muhtaçsın, önce onların, yani şeyhlerin, mürşidlerin, büyüklerin,… kapısına git. Oradan alacaklarını aldıktan sonra gel. Kendi köşende, İzzet ve Celal sahibi Allah (CC) ile başbaşa kal. Bunları tamamen yaptıktan sonra, artık sen, İzzet ve Celal sahibi Allah’ın (CC) izniyle, insanlar için bir deva, bir hidayetçi, bir mürşid,… olursun. Halbuki şu anda senin dilin takva sahibi, fakat kalbin facir, kötü. Dilin, İzzet ve Celal sahibi Allah’a (CC) hamdediyor, kalbin ise O’na (CC) itirazlarda bulunuyor. Dışın müslüman, için kafir, imansız. Dışın muvahhid - tevhid ehli; için müşrik, Allah’a (CC) eş - ortak tarayıcı. Zahidliğin görünüşte. Dindarlığın görünüşte. İçin ise harap, perişan. Tıpkı; duvarlarının dışyüzü bembeyaz bir hela yahut mezbele (çöplük) üzerine yığılmış bir yemek gibi…

 

Sen böyle olmakta devam ettiğin müddetçe şeytan senin kalbinde çadır kurar ve orayı kendisine mesken edinir…

 

Mümin, önce batınının iman ile işe başlar, önce içini düzeltir. Sonra da dışını. Tıpkı ev bina etmekte olan bir kişi gibi ki, o, önce evin içini düzene koyar. Masrafları ve emeği oraya harcar. O sırada kapı henüz bakımsız ve haraptır. İçini tamamen düzene koyup güzelleştirdikten sonra ise sıra kapıya gelir. Bu sefer onu yapar, düzene koyar ve güzeli eştirir.

 

İşte bu bahiste de durum aynıdır. Önce İzzet ve Celal sahibi Allah (CC) ile ve O’nun (CC) rızasıyle işe başlanır. Daha sonra da, O’nun (CC) izni ile, diğer insanların irşadına dönülür. Başlangıç, ahiretin tahsili ile başlar. Ondan sonra da dünyevi kısmetlerin nailiyetine yönelmek gelir…

 

Kaynak: Fethurrabbani, Vel Feyzurrahmani

www.GAVSULAZAM.de

 

HOME              İNDEX        DERVİŞ

YOLUMUZ

       MAİL          NOT BIRAK
 
2003-2004, GAVSULAZAM.de.        Her Hakkı Mahfuzdur.