Buyurdu ki: “Yaya olarak, Rum
diyarına gaza için gitmiştim, İstirahat ederken yorgunluktan sırt üstü yatmış,
ayağımı duvara dayamıştım. O esnada bir ses duydum. Bu ses bana: ‘Ya Sırrı,
köle efendisinin yanında böyle yatar mı?’ dedi. Bundan sonra, bir daha ayağımı
hiçbir şekilde uzatarak yatmadım.
..........................................
Buyurdu ki: “Allah-ü Teâlâ
(CC) Hz.leri”ni görmekten mahrum kalmak, cehennem ateşinden daha çok azap
verir."
..........................................
“Cehennemlik olanlar,
cehennemde iken Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ni görmekle şereflenebilselerdi,
hiçbir zaman cenneti hatırlarından geçirmezlerdi.”
..........................................
“En kuvvetli, kudretli insan,
kendi nefsini yenendir.”
..........................................
“Kendi nefsini terbiye
edemeyen, başkasınınkini hiç terbiye edemez.”
..........................................
“Yarın kıyamette herkesi,
Peygamberi ile çağırırlar. Ey Musa (AS) Ümmeti, Ey İsa (AS) ümmeti, Ey Muhammed
(SAV) ümmeti derler. Ancak Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin kullarına: ‘Ey
Allah'ın (CC) Evliya kulları, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin katına geliniz’
denir. Bunun üzerine onların gönülleri, sevinçten yerinden çıkacakmış gibi
olur.”
..........................................
“Gerçekten Allah-ü Teâlâ (CC)
Hz.leri’nden korkan halinin ne olacağını ve nereye varacağını bilinceye kadar
yemesini ve içmesini terkeden ve uykuyu bırakan kimsedir.”
..........................................
“Salih bir kul olmak isteyip
de yarın yaparım diyerek günlerini geçiren kimse aldanmıştır.”
..........................................
“Günahlara ağlamak, ayıpları
ıslah etmek, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’ne ibadet etmek, nefsinin arzu ve
isteklerine boyun eğmek, korkan kalb ınü'min için ne güzeldir. Bir adam için de
Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin yarattığı her türlü ağacın bulunduğu ve her
çeşit kuşun bulunduğu bahçeye girse bu bahçedeki kuşlar ona: ‘Ey Allah’ın (CC)
velisi, sana selam olsun’ deseler. Nefs de bundan gururlanırsa, bu kimse
nefsinin elinde esir olur.”
..........................................
“Kul, nafileleri yaparken
farzları yapmayı unutursa ve bedeni ile ibadet ederken, kalbi Allah-ü Teâlâ
(CC) Hz.leri’nden gafil olursa, Hak Teâlâ (CC) Hz.leri’nden uzaklaşır.”
..........................................
“Farzları yapmak, haramlardan
kaçmak, gafleti terketmek, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin kendilerini çok
sevdiği evliyasının ahlâkındandır.”
..........................................
“Dil kalbin tercümanı, yüz
kalbin aynasıdır. Kalbde gizli olan, yüzde meydana çıkar.”
..........................................
“Bir kimsenin ahmak olduğuna
alamet, kendi ayıbını bırakıp, başkasının ayıbıyla meşgul olmasıdır.”
..........................................
“İyi huy başkalarını
incitmemek ve onlardan gelen sıkıntılara katlanmaktır.”
..........................................
“Şu üç şey Allah-ü Teâlâ (CC)
Hz.leri’ni çok üzer. Vakti boşa geçirmek, insanlarla alay etmek ve gıybet
etmek.”
..........................................
“Gençler, gençliğinizin
kıymetini biliniz. Güç kuvvet elde iken, çok ibadet ediniz. Bizlerden
(yaşlılardan) ibret alınız da, zayıf ve güçsüz duruma düşmeden evvel, çok
ibadet yapınız.” O, bu sözü söylerken, gençlerden çok ibadet ediyordu.
..........................................
“İhtiyaç kadar yemek, ihtiyaç
kadar elbise, ihtiyaca yetecek kadar bir ev ve doğru ilim sahibi olmaktan
başka, dünyada herşey boş ve faydasızdır.”
..........................................
“Edep, güzel kalblilik ve
akıllılık alametidir.”
..........................................
“Bir kimse bir nimete kavuşur
da bunun şükrünü yapmazsa, o nimet elinden gider de, o kimsenin haberi bile
olmaz.”
..........................................
“Sünnete uygun olarak yapılan
az bir ibadetin sevabı, bidat işlenerek yapılan çok amelden kat kat daha
fazladır.”
..........................................
“Çok istiğfar etmek, alçak
gönüllü olmak ve çok sadaka vermek, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin kendilerini
çok sevdiği, evliyasının ahlâkından olup, Allah-ü Teâlâ (CC) Hz.leri’nin
rızasına kavuşturur.”
..........................................
“Kul dört şeyle yükselir.
Bunlar: îlim, Edeb, Emanet ve İffettir.”
..........................................
Seriyyi Sekati (RA)
Hz.leri’nde, Allah korkusu, kendini küçük görme hali o derece fazla idi ki:
“Bağdat’ta ölmek istemem. Çünkü bu insanlar benim hakımda iyi zan sahibidirler,
korkarım ki, toprak beni kabul etmez de herkese rezil olurum.” buyurmuştur.
..........................................
“Bir kimse zühdle işe başlar,
sonra hadis yazarsa ayağı sürçer, fakat ilk defa hadis tahsil eder
de sonra zühd ve tasavvufa intisab ederse, sağlam bir görüşe sahip olur.”
..........................................
“Sabrın anlamı, sırtında
dağları ve insanoğullarını taşıyan toprak gibi olman demektir.”
..........................................
Şeyh Sekati (RA) Hz.leri:
“Muradım halkla oturup, halka olmak, şehirde gezinip şer’i ikamet ile Hakkın
rızasını kazanmaktır. Yoksa tenhaya çekilip mağarada havassın tutmak kuvvesini
can ve gönüle bağlamak kolaydır.” derdi.
..........................................
Gönlü 40 yıl hurma istedi.
Nefsine karşı çıkıp istediğini vermedi. “Halkın gönlünde olan gam, benim
gönlümde olaydı da halk kurtulsaydı” diye Hakk’a (CC) devamlı niyaz eylerdi.
..........................................
Kıymetli sözlerinden biri
şöyledir: “Ademoğlu üç kısma ayrılır; Biri dağ mesabesindendir. İkinci ağaç
mesabesindedir. Üçüncüsü ise ot mesabesindedir. Birincisi: şiddetli rüzgar ve
demir gibi şeylerin vuruşları onun birliğini bozamaz. İkincisi: En şiddetli
rüzgarlardan dahi müteessir olmaz. Ama kaza ve kader okunun değmesinden korkup,
titremekten uzak duramaz. Üçüncüsü ise ot mesabesinde olup her hava ile
etkilenir. Savrulup dağılır, bazen da kopup rüzgarın önünde sürüklenir ve
rüzgara hükmedemez.”
..........................................
“Kabahatlerimden dolayı
yüzümün kararacağından korkarak, hergün bir kaç defa aynaya bakarım ve ‘Keşke
bütün insanların kalblerindeki sıkıntı ve üzüntüler bende olsa ve insanlar hep
rahat olsalar’ derim” buyururlardı. Üçüncü asırda yaşamış olan evliyaların
hepsi, Seriyyi Sekati (RA) Hz.leri’nden feyz almışlardır.
www.GAVSULAZAM.de
|