Cenab-ı Hakk
(CC) Hz.leri şöyle
buyurur: “Sonra Allah (CC), mümin kimseye şöyle buyurur: ‘Ey (imanda sebat
gösteren Allah’ı CC. anmakla huzura kavuşan) itaatkâr nefis, dön Rabbine (CC),
(cennette sana hazırladığı nimetlere) Sen O’ndan (CC) (sana verdiklerinden
ötürü) razı, O (CC) da senden (imanın sebebiyle) razı olarak... Haydi gir
(salih) kullarımın içine... Gir Cennetime.”
Bu sıfat ancak Ehli Tarik’a (tarikat
ehline) mahsustur. Züht-ü takva ehlinin nefislerinin bu sıfat ile
sıfatlanmasına imkân yoktur. Züht-ü takva sahipleri bir yabani ağaca benzerler.
Bunlar her ne kadar “Ben Züht-ü Takva ehliyim, Takva ile hakkı bulurum, Mürşidi
Kamile ihtiyacım yoktur” derlerse de hallerine bakılınca yabani armut, elma,
kiraz veya vişne gibi meyvalar görünür. Şu var ki, yabani meyvanın batını
acıdır ve onu yiyenler burukluğundan ekşiliğinden başka bir lezzet bulamazlar.
Bu yabani ağaçlar nasıl aşılanır ve iyi meyve verirse bir mümin de gerçek mümin
olabilmesi için hamlığını bir Mürşidi Kamile intisab ederek olgunluğa kemale
erişebilir. Zira Yüce Allah (CC) Hz.leri bu hususta şöyle buyuruyor: “Allah (CC)
onları sever, onlar da Allah’ı (CC) severler. Müminlere karşı yumuşak gönüllü, kâfirlere
karşı onurlu ve başları yukardadır. Allah (CC) yolunda mücadele ederler, dil
uzatanın kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın (CC) ihsanıdır. Onu dilediği
kimseye verir. Allah’ın (CC) ihsanı geniştir, her şeyi bilendir.”
Ey müslümanım diyen kişi. Sen de
vakit kaybetmeden Yüce Allah (CC) Hz.lerinin razı olduğu ve sevdiği ve Yüce
Allah (CC) Hz.lerini seven bir yol gösterici bir irşatçı Mürşid-i Kamil bul.
Mezheb imamımız İmamı Azam Ebu Hanife (RA) Hz.leri de vefatına iki sene kala
maneviyata can atmış, İmam-ı Caferi Sadık (RA) Hz.lerinin Sadık müridi olmuş ve
“Levlessenetani, Leheleke numani” yani o iki sene olmasaydı numan helak
olmuştu buyurdu. İmam-ı Azam (RA) Hz.leri bu sözü ile İmam-ı Cafer-i Sadık (RA)
Hz.lerinin manevi büyüklüğünü dile getirmek içindir.
Büyük alim İmam-ı Gazali (RA)
Hz.leri de şöyle buyurur: “Allah (CC) Hz.lerine ulaşmaktan başka kurtuluş yolu
yoktur. Muhabbet ve Marifet ise Yüce sevgiliyi çok anmakla (zikretmekle) hasıl
olur.”
İmam-ı Gazali (RA) Hz.leri maneviyata
girmeden evvel insan olmadığını ve zahiri ilimle Yüce Allah (CC) Hz.lerine
vasıl olunmayacağını beyan ediyor.
Ey Ahiret yolcusu. Sen kendini ne zannediyorsun.
İmam-ı Azam (RA) ve diğer mezhep imamlarının hepsi Mürşid-i Kâmilin eteğine
sarılmışlar. Eğer aklıselim sahibi bir insan isen bu kadar Ayet-i Kerime ve
Hadis-i Şerifleri okuyunca insafa gelir, bir irşatçıya teslim olursun.
Ey yolcu! Bil ki şeriat bir ceviz
gibidir. (Temsil) Cevizin dışı
şeriattır. (Allah CC. Hz.lerinin emirlerinin tümü) tarikat (gidilen yol)
cevizin kabuğudur, biraz çetindir. Cevizin dış kabuğunu kırmadan iç kabuğa
erişilmez. İç kabuktan sonra gelen öz de hakikattir.
O özü yemek ise marifettir. Bu yolda
takva sahibi Allah (CC) Hz.lerini ve O’nun (CC) Rasulünü (SAV) en iyi şekilde
bilen Cenab-ı Rasülullah (SAV) Efendimizin gerçek varisi Mürşid-i Kamillerdir.
Ey Müslüman! Bu yol çetindir,
meşakkatlidir. Bu yol kılavuzsuz aşılmaz. Bir yol göstericiye ihtiyaç vardır.
Bu kadar Ayet-i Kerime ve Hadisi Şeriflerden sonra hâlâ ben Kurana uyarım,
başka şey tanımam dersen biz de deriz ki, eğer şayet sen Kurana ve Sünneti
Seniyyeye gerçek manada uysan böyle inkâra çelişkilere düşmezsin. Yüce Allah (CC)
Hz.lerinin Mucizel Beyanında müteaddit defalar “Ehli muttakilerle, sadıklarla,
ehli zikirle olunuz. Müşkülünüzü ehli zikirden sorunuz” mealindeki birçok
buyurmaktadır. Kuranı Kerime gerçek inanıp sarılan, Nebiler Nebisinin (SAV)
Hadisi Şeriflerine gerçek manada uyan bir müslümanın; namazını, orucunu,
gerektiğinde Haccını, Zekâtını, manada inanarak yerine getiren bir müslümanın
tasavvuf yoluna ve bu yolun manevi erleri olan, bu yola canını başını vermiş
olan Mürşidi Kamillere karşı cahilane olarak inkâra kalkışıp karşı gelmesine
inkân ve ihtimal yoktur.
Aziz Mümin kardeşim! Âlemlerin efendisi
Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz âlemlerin efendisi olarak şu âleme gönderildiği
halde Ayeti Kerimeler karşısında ne kadar titiz davranıyor. Âlemlerin Efendisi
Nebiler Nebisinin (SAV) nurlu yolunu Yüce Allah (CC) Hz.lerinin emirlerini
kullarına gösteren, elbette ki Allah’a (CC) ve Rasülüne (SAV) Mucizel Beyana
gerçek manada inanmış teslim olmuş bahtiyar bir kuldur. Yüce Allah (CC) Hz.leri,
O’nun (CC) Rasül-ü Azamı (SAV) ne emretmiş ise ona inanıp yerine getiren veli
kulları hakkında şöyle buyuruyor: “O saygı gösterip korkanlar o kimselerdir
ki, Rablerine (CC) kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakinen
bilirler.”
Bu bahtiyar insanlar Yüce Allah (CC)
Hz.lerinin Mürşid-i Kamilleridir. Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine muhabbetin
alameti, O’nun (CC) Rasulü Hz. Muhammed Mustafa (SAV) Efendimize tabi
olmaktır. Kul Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine ancak onun yardımıyla kavuşur. Bütün
işler ve Rasülüne tabi olabilmek de onun yardımıyladır. Kim Rasülullah (SAV) Efendimize
tabi olmadan Allah-ü Teala Hz.lerine kavuşmak isterse muhakkak ki sapıtır,
delalete düşer. Halbuki o kendisini doğru yolda zanneder, tasavvuf yoluna girip
de bu yoldan dönen kimse nefsine düşkün olup onun rahatlığını istemesinden
dolayı bu yoldan dönmüş (Allah-ü Teala CC Hz.lerinin rızasından) uzaklaşmıştır.
Çünkü bu tasavvuf yolu Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine deli gibi âşık olup ve
sıkıntılardan sonra gönül rahatlığına ermeyen yani sıkıntı çekmeye alıştırmayan
kimse için (nefsin arzularından tamamen vazgeçmeyen kimse için çok zordur.
Allah-ü Teala Hz.lerinin bir kuluna
(imandan sonra) verdiği nimetlerin en büyüğü takvadır. Muttaki olan kimse takva
ile bütün hayır ve iyilikleri Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine yaklaşma ve
yaklaştırma sebeplerini yani ibadetleri ve insanlara doğru yolu göstermeyi
kendinde birleştirir. Takvanın aslı ihlâstır. Hakikati ise kendisinden ittikâ
etmen (korkman), Allah-ü Teala (CC) Hz.lerinden başka her şeyden yüz çevirmendir.
Nefse hakim olan en büyük kuvvet
şehvettir. Şehvet ancak Allah-ü (CC) Teala Hz.lerinin korkusu ve sevinçli
anlarda ondan utanmakla giderilir. Yakin tevhidin neticesidir. Kimin tevhidi
saf temiz ve tam olursa onun yakini saf olur. (Sıdk) dinde doğru yolda (ehli
sünnet yolunda) olmak ve amellerde de Peygamberimizin (SAV) sünnetine tabi
olmaktır. Yüce Allah (CC) Hz.lerine inanıp onun Habibi Kibriyasının (SAV) nurlu
yolunda olduğunu iddia ediyorsan, O’ndan (CC) başkasına tapma, yolunda bulun
ve Mucizel Beyanı öğren. Emirlerine sımsıkı sarıl ki, kıyamet gününde perişan
olanlardan olma.
Aziz dostum, dünyada iken rızaya Cemalüllah’a
ermek istersen, aleme gönderiliş gayesini yerine getirmek istiyorsan, muhakkak
Yüce Allah (CC) Hz.lerinin sadık muttaki kulları ile beraber olmaya, evliya
kuluna tabi olmaya bak. Bu hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle buyurur: “Ey
müminler; Allah’tan (CC) korkun (fenalıklardan sakının), imanda ve sözünde
doğru olanlarla (sadıklarla) beraber olun.”
Ey müslüman kardeşim. Bilmediğin bir
şeyi öğrenmek için dünya işlerinde bir bilene gidiyorsun, öğreniyorsun. Hâlbuki
bu dünyada ebedide kalmayacaksın. Ebedi âlemde ise sonsuz olarak kalacaksın.
Sonsuzluk âlemini niye ihmal ediyorsun? Mucizel Beyana uyan doğru sözlü olan
Yüce Allah (CC) Hz.lerinin veli kuluna gidip Mucizel Beyanı yaşamayı niye ondan
öğrenmiyorsun? Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle buyuruyor: “Ben gerçek
müslümanlardanım deyip salih amel işleyerek Allah’a (CC) (ibadete) çağıran
kimseden daha güzel sözlü kim var?”
Aziz dostum! Âlemlerin efendisi (SAV)
uyulması gereken iki şey bırakmıştır, biri Kur'an-ı kerim, ikincisi Sünneti
Seniyyesi. Delalette kalmaman ve dünyada iken ebedi saadete erebilmen için Kuran'a
ve Sünnete teslim ol. Bak Kâinatın Halikı (CC) bu hususta ne buyuruyor: “Sonra
bir şey hakkında çekiştiniz mi, hemen onu Allah’a (CC) ve Rasulüne (SAV) arz ediniz.
Eğer Allah’a (CC) ve ahiret gününe inanıyorsanız.. Bu müracaat hem hayırlı, hem
de netice bakımından daha güzeldir.”
Ey Müslümanım deyip gafletle ömrünü
boş geçiren bir çare. İnandım diyorsan müracaat edeceğin şey Mucizel Beyan ile
Sünneti Seniyyedir. Niye hem inandım diyorsun da Kuran-ı Azimin emirlerine
uymuyorsun? Kuran’ın emirlerine uymayan ve Yüce sözleri duymayan ve âlemlerin
efendisinin (SAV) Hadisi Şeriflerini duymayan gafiller hakkında Yüce Mevlamız
(CC) buyuruyor: “Çünkü Allah (CC) katında yerde yürüyen canlıların en kötüsü,
(gerçeği) anlamayan ve kabul etmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.”
Aziz dostum! Ayeti Kerime de beyan
edilen doğru sözlü olan Allah (CC) Hz.lerinin Veli kullarına teslim ol. Kur’an-ı
Kerimi menfaat karşılığında satanlarla beraber olursan, aleme gönderiliş
gayeni yerine getiremezsin. Menfaate yönelik olarak Kuranı istismar eden o
zalimlerle beraber olma. Sana da çirki dokunur. Gerçek inandım dersen şu Ayeti
Kerimeye kulak ver. Bak Yüce Mevla ne buyuruyor: “Benden korkun. Benim
ayetlerimi birkaç para menfaat karşılığında değişmeyin.”
Aziz Kardeşim sen Kur'an-ı Kerime
Sünneti Seniyyeye bağlı olan ve Yüce Allah (CC) Hz.lerinin emirlerini sadece
rıza bari için hiç karşılık beklemeden yaşayıp yaşatan Mürşidi Kamile teslimi ol
ve âleme gönderilişinin gayesini yerine getirmeye gayret et.
Ey ilim irfan sahibi! Nefsine uyup
da Kuran-ı Kerim’in ve Rasül-ü Azamının (SAV) emirlerini madde karşılığında
inkâra kalkışma. Şayet bilmediğin mesele olursa bilenden öğren. Yoksa indi
ilahide cevap vermen çok zor olur ve büyük mesuliyetten ve sorumluluktan
kurtulamazsın. Bu insanları Yüce Allah (CC) Hz.lerinin emrini yerine
getirmekten alıkoyma, onların ellerinden yakanı kurtaramazsın. Yoksa Yüce Allah
(CC) Hz.lerinin şu Ayeti Kerimesine muhatab olursun: “Ey Habibim, onlara söyle:
‘Peygamberlerin dinini siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah (CC) mı? Allah
tarafından gelen kitap vasıtasıyla bildiği ve kendince sabit gördüğü şeyin
şahitliğini gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah (CC) yaptıklarınızdan
gafil değil’.”
Ey nefsinin esiri olmuş gafil insan.
Daha ne zamana kadar gafletin içinde kalacaksın? Artık gaflet uykusundan uyan da
uzun yolculuğuna hazırlanmaya bak. Bu gidişin artık dönüşü yok, altmış yetmiş
seksen yaşına giren o gafil ihtiyarlara bak. Derler ki ah gençliğim nerede kaldı,
gençliğimi verseler her şeyimi verirdim derler. Ey gafil insan, o gençliğinde
aklın nerede idi? Elbette o zaman aklın vardı, şeytanın esiri, şehvetinin
kölesi idin. Sana şayet gençliğini verseler yapacağın şey yine aynıdır, aynı
olacaktır.
Ey genç kardeşim! Gençliğinin,
sağlığının-sıhhatinin, boş vakitlerinin, sayılı nefeslerinin kadrini bil. Sonra
ihtiyarlık sana da müyesser olursa, sen de aynı akıbete uğrarsın bilmiş olasın.
İrşat talebinde bulunan aziz
kardeşim! Şu âleme ne için gönderildin bir düşündün mü? Âleme gönderilişinin
gayesini ancak Nebiler Nebisinin (SAV) devamı olan Evliya İzamına teslim olmakla
yerine getirebilirsin. Yüce Allah (CC) Hz.leri kullarını Cilve-i Rabbaniyyesi
ile af ve mağfiret etmek için kullarının arasından seçkin kullarını kullarına irşat
için görevlendirmiştir. Bu hususta Yüce Mevla şöyle buyurur: “İçinizden insanları
hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk
bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”
“Allah’a (CC) ve ahiret gününe
inanırlar, iyiliği emrederler ve kötülükten vazgeçiriirler, hayır işlerinde de
yarışırlar. İşte bu özellikleri taşıyanlar Allah (CC) katında salihlerdendir.”
İşte bu salihler Yüce Allah (CC)
Hz.lerinin sadık ve Evliya kullarıdır. Mucizel Beyanda Yüce Allah (CC)
Hz.lerinin medh-ü senasına mazhar olmuşlardır. Bunlar her zaman mevcuttur.
Yüce Allah (CC) Hz.leri bu sadık kulları vasıtasıyla sevdiği ve zatını seven
kullarını delaletten hidayete mazhar kılıyor. Yüce Allah (CC) Hz.lerine kavuşmak
ve rızasına mazhar olmak isteyen insan vakit kaybetmeden o manevi askerlerin
gemisine binmeye bak ve dünyada iken bu vesile ile ölülükten kurtulmaya bak.
Ahir ömrünü Allah (CC) Hz.lerinin dostlarına hizmet ederek âleme gönderiliş
gayesini öğrenip tatbik etmeye gayret et.
Yüce Allah (CC) Hz.lerinin dostları
daima gözyaşı dökerler. Gaflet içerisinde olanlar için Yüce Mevlaya niyaz
ederler. Nesillerinden ümmeti Muhammede hizmet edip önderler vermesi için Yüce
Allah (CC) Hz.lerine dua ederler. Bu hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle
buyuruyor: “Onlar ki: ‘Ey Rabbimiz (CC)! Bize zevcelerimizden ve
nesillerimizden gözlerimizin sürürü (sevinci) olacak iyi kimseler ihsan et ve
bizi takva sahiplerine imam (önder) yap derler.’ İşte bütün bu kimseler, Allah
(CC) yolundaki sabırlarına mukabil Cennetin yüksek mevkileriyle
mükafatlanacaklar ve orada (melekler tarafından) sağlık ve selametle (dua ile)
karşılanacaklardır. Orada ebedi
kalacaklar. O ne güzel bir karargâh, ne güzel bir makamdır.”
Yüce Allah (CC) Hz.leri âlemlerin
efendisi Nebiler Nebisine (SAV) nurlu yolunda bulunan kullan için Mucizel
Beyanında müjdeler veriyor.
“Ey Peygamber (SAV)! Allah (CC) sana
ve müminlerden senin izinde bulunanlara yeter.”
Ey mümin kardeşim. Sen Yüce Allah (CC)
Hz.lerinin gerçek kulluğuna talib olup Mucizel Beyanına gerçek inanıyorsan sana
müjdeler olsun. İki dünyada hiç mahrum olmazsın. Bu hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri
şöyle buyuruyor: “Allah (CC) dilediğine faydalı bilgi (hikmet) ihsan eder. Kime
ki hikmet verilmişse muhakkak ona çok hayır verilmiştir. Bu Ayet ve öğütleri
ancak olgun akıl sahipleri düşünürler.”
Aziz mümin kardeşim. Yüce Allah (CC)
Hz.lerinin bütün emirlerini kabul edip tatbik edebiliyorsan dünyada ve ahiret âleminde
hiç mahrum olmazsın.
Ey gaflet içinde kalmış olan mümin
kardeşim, sen Ümmeti Muhammedden misin? Eğer Ümmeti Muhammedden isen Yüce Allah
(CC) Hz.lerinin gönderdiği Kuranına uymaya gayret et. Yüce Allah (CC) Hz.leri
Mucizel Beyanında iyiliği emreden kötülüklerden alıkoymaya gayret eden
bahtiyar kullarını bak nasıl anlatıyor: “(Ey Muhammed SAV. ümmeti) Siz
beşeriyet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz, iyiliği emreden,
fenalıktan alıkorsunuz ve Allah’a (CC) imanınızda devam edersiniz.”Ey aziz kardeşim Yüce Allah (CC)
Hz.leri bu Ayeti Kerimesindeki emirlerini kullarına tebliğ eden hidayetine
mazhar kıldığı veli kullarını böylece medh-ü sena etmiştir. Her sözü Yüce
Allah (CC) Hz.leri olan ve zatını hiç unutmayan talib olan Yüce Allah (CC) Hz.lerine
vasıl eden vasılı ilellah yapan o bahtiyar kulu (Yüce Allah CC Hz.lerinin veli
kulunu) ara ve hizmetinde kusur etme. Bu
vesile ile ancak Rızaya Cemalüllaha nail olursun. Çünkü onlar korkudan
emindirler, zira Cennet Cehennem korkulan yoktur. O bahtiyar sadıkların korkusu
sadece Cenabı Hak Celle ve Ala Hz.lerinin rızasından mahrum olma korkusudur.
Sözüm
onlara bazı gafil ilim sahibiyim zanneden kişiler vardır. Cemaate hayırı
hasenatı ve mübaret gecelerde Yüce Mevlayı zikretmeyi anlatırlar. Yalnız kendi
nefislerinde cemaate anlattıklarını tatbik edip yaşamazlar. Yaşamaya
çalışanları ve Mürşidi Kamil arayışı içerisinde olan insanların da yolunu
keserler. Sanki kendileri ilim sahibi olmakla anlattıklarından kendileri muaf.
“Bu zamanda Mürşidi Kamil nerede var? Bu asırda Mürşidi Kamil nerede?” diyerek
bu husustaki Ayeti Kerimeleri ve Hadisi Şeritleri de alaya alır. Hâlbuki
kıyamete kadar Yüce Allah (CC) Hz.lerinin Veli Mürşidi Kamil kulları yeryüzünde
bulunacaklardır.
Bu gibiler sözde ilim sahibi insanlar ilmiyle amil olmayan bu
sapık insanlar kendileri perişan oldukları gibi arkalarından giden cemaati de mahv-ü
perişan ederler. Bunların şerrinden Allah (CC) Hz.lerine sığınırız. Bu ilmiyle
amil olmayan kişiler her ne yaptılarsa hepsi maddeye dayanır. Ey ilmiyle amil
olmayan aciz kişi, bu arayış içinde olan insanların vuslat yolunu kesme sen
perişan oluyorsun. Bari cemaati de perişan yapma, Kuranın bir harfini inkâr
eden dinden çıkar. Sen durmuş hâlâ bu günde Mürşid-i Kamil mi var diyorsun. Bu
sözü söylerken imanının nereye gittiğini biliyor musun? İnsafa gel, yoksa Yüce
Allah Hz.lerinin Tevbe Suresinin 119. Ayetinde bahsi geçen imanda ve sözünde
doğru olan sen misin? Eğer imanın kuvvetli ve sözün doğru olsa idi, o zaman
Yüce Allah (CC) Hz.lerinin “Benim Veli kullarım kıyamete kadar devam edecektir”
derken ve Resulü Azaminin Ümmetinin Abdalları beş yüz ve yedi yüz civarında
kıyamete kadar devam edeceklerini beyan ederlerken sen neye dayanarak bu günde
Mürşid-i Kamil yoktur diyorsun? Senin ilmin menfaate dayanıyor. Evliyanın “Vehbi
Ledünnü Gayyibi” ilmi ise sadece rıza bariye dayanıyor. Aradaki farkı artık
sen kıyasla ve ilminle amil olmaya gayret et ve cemaate anlattıklarını evvela
kendin tatbik et, kendin yaşa ki, anlattığın vaaz-ü nasihat cemaate tesir
etsin. Aksi halde bu cemaatin elini Ebedi Âlemde Yüce Allah (CC) Hz.lerinin
huzurunda yakandan kurtaramazsın!
www.GAVSULAZAM.de
|