Bu hususu Cenab-ı Hak Celle ve
Ala Hz.leri Kur’an-ı Kerim’inde şöyle beyan ediyor: “Allah’tan (CC), kulları
içinde, ancak (kudret ve azametimi bilen yani, Allah (CC) Hz.leri’ni iyi
bilenler) korkar.”
Allah (CC) Hz.leri’nden
korkmanın şartı, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni iyi bilmektir. Yani, Cenab-ı
Hakk’ın (CC) zatına, sıfatlarına alim olup kemal sıfatlarla multasıf, noksan
sıfatlardan münezzeh olduğunu bilmektir.
Yukarıdaki Ayet-i Kerimeden
anlaşıldığına göre Allah (CC) Hz.leri’nden ancak alimlerin korktuğu beyan
edilmektedir. Allah (CC) Hz.leri’nden razı olan kimselerin Allah (CC)
Hz.leri’nden korkmalarından dolayı beyan edilmektedir. Şu halde Allah (CC)
Hz.leri’ni iyi bilen, Cenab-ı Allah (CC) Hz.leri’nden korkar. Allah (CC)
Hz.leri’nden korkan kimseden de, Allah (CC) Hz.leri razı olur. Bir kuldan Allah
(CC) Hz.leri razı olursa, o kimse hem dünyada ve hem de ahirette en üstün
kimselerdendir. Öyle olunca da Alim, Kamil ve Mütteki olan bu kimse, Allah (CC)
Hz.leri’nin dostu ve velisidir.
Bazı büyüklerin buyurduğu
gibi: "Allah (CC) Hz.leri’nden korkmayan kimse alim değildir". Evet
hem bilginlik iddiasında bulunur ve hem de Allah (CC) Hz.leri’nden korkmaz ve
bildiği ile amel etmezse, işte o insan şeytani bir bilgiye vakıf ve bu ümmetin
en şerlilerindendir. Zira faydalı ve gerçek bilgiye vakıf olan müslüman, o
bilgisinin iktizası ile amel eder. Amel etmezse, o kimse alim değildir.
İnsanları yoldan saptıran bir zalimdir ve dünya ahiret şerlilerindendir. bu
hususta Yüce Allah (CC) Hz.leri şöyle buyuruyor: “Allah (CC) dilediğine faydalı
bilgi (hikmet) ihsan eder, kime ki hikmet verilmişse, muhakkak ona çok hayır
verilmiştir. Bu Ayet ve öğütleri ancak olgun akıl sahipleri düşünürler.”
Cenab-ı Hak Celle ve Ala
Hz.leri bütün müslüman kardeşlerimizle bizleri de böyle Kamil, fazıl muttaki evliya
kullarının faziletinden mahrum etmesin ve Edille-i Şer’iyye olan kitap, sünnet,
icma-ı ümmet ve kıyası fukaha hükümlerini bilip amel edenlerden eylesin. (AMİN)
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin
velisi (dostu) olan bir zatın alametlerinden birisi, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri
tarafından korunmuş olmasıdır. Veli olan zat, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin
çeşit çeşit lütuflarına kavuşmuş olarak O’nu (CC) istemekte, O’nu (CC) aramakta
ve O’nun (CC) aşkıyla yanmaktadır. O’nun alametlerinden birisi de, duasının kabul
edilmesidir. Başka bir alameti de ismi azamın kendisine verilmiş olmasıdır.
Evliyalardan her birine Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin isimlerinden bir ismi
azam (büyük isim) verilir. Veli de o isimle dua eder ve duası kabul olunur.
Evliyalar, nefis ve şehvetlerine
muhalefet ederler. İşte böyle kimseler, Allah (CC) Hz.leri’nin en sevgili kulu
ve ahirette de cennet ve Cemalullaha nail olacak mutlu kimselerdir. Nefislerine
göz açıp yumuncaya kadar fırsat vermemesi için Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne daima
niyaz ederler. Bu hususta Nebiler Nebisi (SAV) buyuruyor: “Ey Allah’ım (CC)!
Göz açıp yumacak kadar benim nefsime fırsat verme.”
Aziz kardeşim! Ayet ve
hadislerde beyan edildiği üzere, Allah (CC) Hz.leri’nin en üstün kulları masum
Peygamberler (AS) ve Onların varisleri evliyalar, kendi nefislerinin şerrinden
Allah (CC) Hz.leri’ne sığınırlarsa sen ey müslüman nefsinden nasıl emin
oluyorsun? Kendi kendine nefsini terbiye edeceğini mi zannediyorsun? Hakk’a
(CC) vasıl olmak isteyenler nefislerini ıslah edebilmek için mana yolu
(tasavvufa) can attılar ve nefislerinin illetini bilip Hakk’a (CC) bu vesile
ile vasıl oldular. Sen de ey irşad talebinde bulunan kardeşim! Hiç durma
nefsinin illetini bilebileceğin evliya yolu olan tasavvuf (tarikat) yoluna
intisap et ve dünyada iken rıza bariye ve Şefaat-i Resülullah’a (SAV) nail
olmaya bakasın.
Hak (CC) aşığı evliyaların, Allah’ın (CC)
rızasına, Ebedi Saadette Cemalullahın olduğunu düşünerek kulluk vazifelerine
bihakkın devam ettikleri gibi akıllı, baliğ, mükellef ve müslüman olan kişinin
de dünyada böyle bir hayat geçirebilmesi için olanların (evliya izamının yolu
olan tasavvuf tarikat yoluna) talip olması lazımdır. Ayet-i Kerime ve Hadis-i
Şerif’lerde beyan edildiği gibi Peygamber (SAV) Efendimiz ve O’nun (SAV) varisi
evliya izamı da dini mübini İslama hizmet ederken, hiçbir karşılık ve ücret
istememişler ve kimseden karşılık olarak madde beklememişler. Bu hususta Yüce
Allah (CC) Hz.leri buyuruyor: “(Ey Resulüm) de ki: “Ben tebliğime karşı sizden
bir ücret istemiyorum.”
“Uyun sizden bir ücret
istemeyenlere ki, onlar hidayet üzeredirler.”
Evet dünyadan ahirete tertemiz
gitmek isteyen insan Rıza Bari için hizmet eden Evliya İzamına talip olup
böylelikle kibir ve gurur hastalığına kapılmaz ve en güzel yolu seçmiş olur.
Cenab-ı Hak (CC) Hz.leri biz müslümanların da Peygamberlerin (AS) ve Ulema-i
Amilin, Suleha-i Salihin, Ağniya-i Şakirin ve Fukara-i Sabirin vasıflarını
kendilerinde toplayan Evliya-i Arif Hz.leri’nin, yoluna girip hulusi kalp ile
itibar gören amellerle yaşayıp, ahirete irtihal ederek onların şefaatlarına ve
Ali himmet nazar ve muhabbetlerine nail eylesin. (AMİN)
Hasılı kelam Allah-ü Teala
(CC) Hz.leri’nin Peygamberleri, Evliya-i İzamı ve sevilmesi gerekenleri beyan
edilen ölçüler dahilinde sevmek lazımdır. Allah (CC) Hz.leri’ni sevenler, Allah
(CC) Hz.leri’nin yolunda giden sevgili kullarını da severler ve onların yolunda
daim olurlar vesselam.
Aziz kardeşim! Evliyaların
derece ve mertebeleri Resülullah (SAV) Efendimiz tarafından beyan edilmiştir.
Öyle ise, mümin kardeşim! Evliyalar hakkında konuşurken çok dikkatli ol! Her
ümmetin ve her asrın ve hatta her topluluğun bir evliyası vardır ve kıyamete
kadar da devam edecektir. Eğer inancın varsa yukarıdan beri evliya ile alakalı
olan Ayeti Kerime ve Hadisi Şeriflere dikkat eder, ona göre hareket edersin.
Burada falanın filanın sözü geçerli olmaz, olamaz. Ancak Allah (CC) Hz.leri’nin
ve O’nun (CC) Resulü’nün (SAV) sözleri geçerli olur, bunu da bilmiş olasın.
Cenab-ı Hak Celle ve Ala
Hz.leri bütün müslümanlarla beraber bizleri, Allah (CC) Hz.leri’nin dostları
evliyaları sevip yolunda daim etsin ve dünyaya gönderiliş gayesini bu vesile
ile yerine getirip huzuruna iman-ı kamil insanı kamil sınıfında temiz pak
olarak rucu etmemizi nasip eylesin. (Amin) Yoksa Allah (CC) Hz.leri’nin ilim
sıfatını kazanmış, Mucizel Beyanında buyurulan veli sınıfına nail olmuş, Allah
(CC) Hz.leri’nin adamları evliyalara kalbinizde kin bulunmasın, zira Cenab-ı
Hakk’ın (CC) kahrına uğrar, dünya ve ahiret hayatın helak olur. Çünkü onlar
Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin emniyetinde olup onlara hiç korku yoktur.
Onlara düşmanlık edenler
hakkında Yüce Mevla buyuruyor ki: “Benim veli kuluma düşmanlık edenlere elbet
Ben ona harp ilan ederim.” buyurdu.
Ey aciz insan! Sen Yüce Allah (CC) Hz.leri ile harp edebilir misin? O halde Hak
dostlarını inkar etme ve onlara dil uzatma. Allah’ın (CC) hakiki kulları olan
evliyaları, daima huzurda olurlar ve dünyada kedere düşmezler. Ahiretteki büyük
ecir ve ebedi saadeti düşünürler. Sanki kendilerini ölmeden ölmüş sayarak, fani
dünyanın cilve ve hayaline asla gönül vermezler. Nebiler Nebisi’nin (SAV) ve
O’nun (SAV) varisleri evliya-ı izamın hayatı ve sözleri, Sahabe-i Kiram (RA)
Efendilerimiz’in ve Silsile-i Saadât (RA) Efendilerimiz’in dünya ve ahiret
görüş ve yaşayışları Ayet-i Kerime, Hadis-i Şerif ve büyüklerimizin sözleri ile
gayet açık şekilde meydana çıkmaktadır. Yukarıdan beri nakletmeye çalıştığımız
gerçeklere göre ebedi saâdet, Allah-ü Teala Hz.lerini en iyi şekilde bilip
emirlerine sımsıkı sarılan dünyaya ve nefsine tapmayan ve kendini Hakk’ın (CC)
huzurunda eğip, talip olanları Yüce Allah (CC) Hz.leri’ne vasıl etmeye gayret
eden evliya izamına talip olup rıza bariyi tahsil etmeye çalışan insanlar
içindir.
Nebiler Nebisi (SAV)
Efendimiz: “Bazı insanlar Zikrullahın anahtarlarıdır. Bunlar görülünce Allah
(CC) Hz.leri anılır.” Buyurunca, Ashab-ı Kiram (RA) sordular: “Ya Resulallah
(SAV)! Zikre anahtar mesabesinde (ayarında) olan kimseler kimlerdir? Bunları
nasıl bilelim?” Buyurdu ki: “Zikre anahtar olan kimseler şu kimselerdir ki,
görüldükleri vakit Allah (CC) Hz.leri hatırlanır, yadedilir, zikrolunur. İşte
bu salih ve nurlu kimseleri görünce Allah (CC) Hz.leri’ni anıyorsanız, onlar
Zikrullahın anahtarıdır.”
Şu halde insanları Allah (CC)
Hz.leri’nin yolunda irşad eden faziletli zatlar, bu Hadis-i Şeriflere mazhar
olan bahtiyarlardır. Çünkü onları gören herkes, derhal Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri’ni hatırlar ve anar (zikreder). Esasen bu zatlar devamlı (zikirde)
olurlar. Böylece bu kişiler, Zikrullahın anahtarı olmak şerefini ihraz
etmişlerdir.
Resul (SAV) Efendimiz Yine
buyurdu ki: “İnsanlar uykudadır, öldükleri zaman uyanırlar. Ancak ölümden sonra
uyanabilen kişinin hali ne kötüdür.”
Ey nefsinin esiri olmuş
biçare! Nebiler Nebisi’nin (SAV) sözüne bir kulak ver: “Her sanatı ehlinden
öğreniniz.”
Ey aziz dostum! Sen ahiret
ekimini bir kenara atmış, yalnızca dünya ekimi ile meşgul oluyorsun.
Bilmezmisin ki, ahiret ekimini bırakıp sırf dünyaya talip çıkan ahirette felaha
eremez! Aziz kardeşim! Sen şayet ilmini parayla değişen istismarcıların sözüne
gidersen dünyada iken iflas edersin ve aleme gönderiliş gayesini yerine
getiremezsin. İlmini yaşayıp başkalarına anlatmayan ve ilmiyle amil
olmayanların halini Yüce Allah (CC) Hz.leri’nin ayeti kerimelerinde
bulabilirsin. Bu Ayet-i Kerimenin biri de şudur: (Bak Cuma S.A.5) Bu Ayet-i
Kerime’de beyan edildiği gibi sırtında yük taşıyan eşek misali olan kişinin
hali bellidir. Eşek ilim kitaplarından faydalanabilir mi? Kendisi de
faydalanamaz ve başkalarını da faydalandıramaz. Onları taşımakla onun yanına
yorgunluk ve meşakkatten başka bir şey kalmaz.
Az bir avuç toprak olan insan!
Sen ilmiyle amil olmayan, yukarıdaki Ayet-i Kerime’ye muhatap olan, dünya
çıkarına göre konuşan kişilere bel bağlıyorsun. Şayet sen aleme gönderiliş
gayesini yerine getirmek istiyorsan yukarıdaki Hadisi Şerif’te beyan edilen o
bahtiyar kullara (Mürşidi Kamillere) tabi ol ve gayeyi öğren, yoksa son
pişmanlık çare vermez.
Nebiler Nebisi’nin (SAV)
gerçek varisliğini kazanmış olan bu zatı muhteremlere git talib ol ve asıl
gayeyi yerine getirmeye bak. Yoksa ölümünden sonra kabirde uyanıp da: “Eyvah!
Ben ölmüşüm! Yarabbi! Beni tekrar dünyaya çıkar!” diye orada feryad edersin
bilmiş ol.
Nebiler Nebisi (SAV)
Efendimz’den sordular: “Ya Resulallah! Evliyaullah kimlerdir?” Efendimiz
saadetle buyurdular: “(Edamüzikrallah) yani daima Allah-ü Teala Hz.leri’ni
zikredenlerdir.”
Bir diğer Hadis-i Şerifte de
buyurur ki: “Muhammedin (SAV) canı elinde olan Allah (CC) Hz.leri’ne yemin
ederim ki, Allah (CC) Hz.leri katında en değerli kişiler, insanları Allah’a
(CC), Allah-ü Teala (CC) Hz.lerini de insanlara sevdirenler ve yeryüzünde
dolaşanlardır.”
Resülullah (SAV) Efendimiz’in
bu Hadis-i Şerif’lerinde Mürşid-i Kamillerin ve insanları Allah (CC)
Hz.leri’nin yoluna davet edenlerin mertebelerini belirtmiş ve herkesin
kendisine bir Şeyh (Mürşidi Kamil) bulması gerektiğine işaret etmiştir. Çünkü
kişiyi Allah (CC) Hz.leri’ne, Allah (CC) Hz.lerini de kişiye sevdirenler
mürşidlerdir. Mürşid-i Kamillerin vazifesi sadık müridlerini Resülullah (SAV)
Efendimiz’in yoluna bağlamaktır. Öyle olanları Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin
de sevdiği Ayet-i Kerime ile sabittir. Alemlerin Halikı (CC) buyuruyor: “Ey
Muhammed! De ki: ‘Eğer gerçekten Allah’ı (CC) seviyorsanız bana uyunuz. Böylece
Allah’da (CC) sizi sevsin.”
Veliler yeryüzünde Allah (CC)
Hz.leri’nin erleridir. Hak Teala (CC) Hz.leri onlar vasıtasıyla gerçek
müridleri irşad buyurur. Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz buyurur ki: “İnsanlar
uyumaktadırlar, onları uyandıracak birisi lazımdır.”
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri her yüz yılın başında bu ümmete dinini yenileyecek
bir kimse gönderir. Şu halde Mürşid-i Kamiller Allah’ın (CC) yeryüzündeki
kılavuzlarıdırlar. Onun için onlara uymak gerekir. Şayet uyulmazsa din yolunda
bir sapma olacaktır.
Bazı arifler demişlerdir ki:
“Her kim Şeyh terbiyesi ile terbiyelenmezse, Allah (CC) Hz.leri ve Peygamber
(SAV) sözü ile edeblenmez.” Bütün bunlardan da anlaşılmaktadır ki, evliyaya
bağlanmak onların edebleri ile edeblenmek onları sevmek lazımdır. Çünkü şeyhler
bir noktada taliplerin (talep edenlerin) çobanı gibidirler. Siz de bilirsiniz
ki çobansız sürü kurdun inine düşer.
Velileri görmek derhal
ahireti, ahiret işlerini hatıra getirir. Bu bahtiyar kullar hakkında Yüce Mevla
(CC) şöyle buyurur: “Secde izinden (meydana gelen) nişanları yüzlerindedir.”
Aziz kardeşim! Yüce Allah (CC)
Hz.leri’nin sevdiği ve Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz’in varisi olan yol
gösterici bir irşadcı Mürşidi Kamili ara bul ve hizmetine gir ki ahiret
hazırlığını tamamlayasın. Aziz kardeşim! Sen “inandım” diyorsun amma inanan
inandığını yaşamalı. “Amentü”ye iman eden bir insanın (Allah (CC) Hz.leri’ne
inandım, Meleklerine, Kitaplarına ve Resullerine inandım demektir) Sadece
inandım demekle olmaz. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin kitabına, kitabındaki emirlerine
inanıp onunla da amel etmedikçe iman etmiş olamazsın. İman, amel etmekle tamam
olur. Resülullah (SAV) Efendimiz’e iman ettim diyen Hadis-i Şerifleri ile
emirlerine inanıp kabulden sonra dediklerini tutmakla olur. İman ancak böyle
tamam olur. Allah (CC) Hz.leri’ne ve Resul-ü Azam’ına (SAV) inandım deyip
söylediklerini ve sözlerini tutmazsan, gerçek manada iman etmiş olmazsın. Eğer
inandım deyip inandığını yaşayıp tatbik etmezsen o zaman yalancılar safına
dahil olursun.
Ey hakikati öğrenmek
isteyen kul! Yüce Allah (CC) Hz.leri Peygamber devamı olan Evliya kullarını,
gaflette olan kullarına acıdığı için, irşada memur kıldığı kullarını yeryüzünde
kıyamete kadar devam ettirecektir. Nebiler Nebisi (SAV) Efendimiz bu hususta
buyurur ki: “Kim öğrenir, öğrendiklerini öğretir ve bununla amel ederse,
Melekler aleminde azim dile çağrılır.”
Bu kimse, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni ve ahiretini bilen kimsedir. Allah-ü
Teala (CC) Hz.leri onun kalbine ince bilgileri koymuş, onu gizli sırlarına
muttali kılmış, onu kullarının arasından seçerek yakın kulları arasına
almıştır. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri bu kulunu derin alim, insanları Allah-ü
Teala (CC) Hz.lerine davetçi, onları korkutucu, insanlara doğru yolu gösterici
ve Peygamberlerine varis kılmıştır. Bu mertebe, Peygamberliğin dışındaki
mertebelerdendir. Böyle kimselere yapış, onlara Mürşid-i Kamillere muhalefet
etme. Onlara düşmanlık yapma, onlardan uzaklaşma, onların nasihatini terk etme.
Çünkü kurtuluşun, onların söylediklerindedir. Helak ve delalet onun sözünün dışındaki
sözlerdedir. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri dilediğine ilim vereceğini Mucizel
Beyanında beyan ediyor. Bu cahiller bunu bilemiyorlar. Allah-ü Teala (CC)
Hzleri’nin öyle kulları vardır ki, Allah (CC) Hz.leri bunlara sırlarını ilham
melaikesi vasıtası ile öğretir ve böylece başka zahir ulemasının bilemedikleri,
Kur’an ve Hadis-i Şerif’lerin sırlarını esrarlarını anlarlar. Hakiki Alim,
Allah-ü Teala (CC) Hz.leridir ve böylece Ehlullah hazeratı hakikatlara
işaretler koyarak, nefislerini bu cahillerin taarruzlarından korumuşlardır. O
münkirler inkarcılar işaretleri göremez ve anlayamazlar. Anlasalardı, bu kadar
Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerif’lerden sonra emanet edilen Kur’an-ı Kerim’e ve
Sünnet-i Resulullaha (SAV) tabi olurlardı.
www.GAVSULAZAM.de
|