İlmiyle, İman ve ahlâkıyle,
Sahâvetiyle ve islâmın beyan ettiği
bütün emir ve yasaklarını bilerek amel edip örnek insan vasfını hâiz ve ümmeti
Muhammede de durmadan hakkı tavsiyede bulunan, Evliyâ-i Ârifin, Ulemâ-i Âmilin,
Sulehâi Sâlihin, Ağniyâ-i Sâkirin ve Fukarâ-i Sabirin vasıflarını kendilerinde
toplayan evliyaullah, Allâh (CC) Hz.leri'nin sevgili dostları meselesi,
Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif'lerde açıkca beyan edilmiş ve bu hükümler
üzerinde icmâi ümmet ile kıyâsı fukaha da takarrur etmiştir.
İslâmın esas kaynakları olan
Kur’anı Kerim ayetlerinde velinin varlığı ve tarifi şu âyeti kerimelerde beyan
edilmiştir: “Haberiniz olsun ki, Allah'ın (CC) velileri için (Allah'a (CC) itaatle marifetinde istiğrak
ile yaklaşan) asla korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. Onlar
(veliler) imân edip takvâya ermiş olan kimselerdir. (O veliler) dünya hayatında
da, ahirette de onlar için müjdeler vardır. Allah'ın (CC) sözlerinde asla
değişme imkanı yoktur. Bu en büyük saadetin tâ kendisidir.”
Bu âyeti celilelerde beyan
edildiği üzere, birinci Âyet-i Celile'de bütün insanlara Allah (CC) Hz.leri'nin
dostu ve sevgilileri olan evliyalar hakkında dikkat çekiyor ve: “Cenâbı Hakk'ın
(CC) veli kulları hıfzu emanındadır. Onlar için selâmet ve mes'utluk vardır.”
diyerek kıymetlerini beyân ediyor. Zira
Cenâb-ı Hak (CC) Hz.leri kullarından sevdiklerini dünyada ve ahirette lutfu
merhameti ile taltif eder ve edecektir de.
Bir hadisi Şeriflerinde de
Resülûllah (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Allâh-ü Tealâ (CC) Hz.leri
bir kulu severse, o kula günah zarar vermez.”
Yâni Cenâb-ı Hak (CC)
Hz.leri bir kulunu severse, onu hıfzu emanında kılar, hiç bir günah ve zarar ona
isabet etmez. O kimse, daima Allah (CC) Hz.leri'nin hıfzu emânında muhafaza
edilir.
Bu hususu, Peygamberimiz
(SAV) hakkında nazil olan şu âyeti
celile teyit etmektedir: “Muhakkak ki biz sana
muazzam ve aşikâr bir fetih ve zafer verdik. Bu sana verilen fetih, geçmiş
ve gelecek günâhları, senin üzerindeki nimetini tamamlaması (ve bu sâyede) doğru
yola iletmesi içindir.”
Bu âyeti celilede beyan edildiği üzere
Cenâb-ı Hak (CC) sevgilisi HZ. Muhammed Mustafa (SAV) Efendimiz hakkında, geçmiş ve
gelecek günahlarının affı ilâhisine uğradığını veya uğrayacağını beyân
buyurmaktadır. Alemlerin Sultanı (SAV) Efendimiz Evliyalar hakkında şöyle
Buyuruyor: “Evliyâlar öyle zatlardır ki, görüldükleri zaman Allâh (CC)
Hz.leri'nin zikri yad olunup, hatırlanır.”
Yâni, Hak Tealâ (CC)
Hz.leri'nin has kulları veliler görüdüğü zaman, onlardaki Allah (CC)
Hz.leri'nin zikri ve Haktan korkulan ve Hakkın rahmetine sığınma gibi
zikrullahla meşkûliyet halleri, onları gören kimselere intikal eder ve o gören kimselerde de aynı haller tecelli
eder.
Alim, Kâmil ve mütteki
kimseler, halk tarafından görüldüğü zaman, insanlarda bir çeki düzen ve Allâh
(CC) Hz.leri'nin zikri görünür. İşte bu hâlin görülmesi o görülen kimselerin
Allâh (CC) Hz.leri'nin has kulları evliyadan olduklarının alâmetidir.
Yukarıdan beri naklettiğimiz
gerçekler gereğince velilerin varlığı ve üstün insanlardan oldukları Kur'anı
Kerim ve Hadisi Şerifle beyan olmuş oluyor. Binaenaleyh her müslüman bu
hükümlere inanmak ve kabul etmek zorundadır. Zira ilâhi hükümlere inanmak
imanın şartlarındandır. Aksi halde islâmlıkla
alâkası kalmaz imansız olur. Yani velilik müessesesi Kur’an ve sünnetle
sâbittir. Kur'anla sabit olan hükümleri
inkar etmek ise küfrü mûcibdir.
Cümle veli kullara selam
olsun.
www.GAVSULAZAM.de
|