İMAM-I MUHAMMED TAKİ (RA) HZ.LERİ'NİN BAZI MENKİBELERİ

 

Ebu Halid adında bir zat şöyle anlatıyor: “Irak’ta iken, Şam’da bir kişinin Peygamberlik davasında bulunduğu için zincirlere bağlanarak hapse atıldığını duydum. Delice konuşuyor ve acaip bir hikaye anlatıyor dediler. Ben merak ederek, o tutuklunun yanına gittim. Aklı yerinde idi. Başına gelenleri anlat deyince: ‘Ben Şam’da İmam-ı Hüseyin (RA) Hz.leri’nin mübarek başının bulunduğu söylenilen camide devamlı ibadet ederdim. Bir gece ibadet ederken, aniden mübarek yüzlü bir şahıs karşıma çıktı. Bana: ‘Kalk beni takib et!’ dedi. Az bir süre yürüdükten sonra Küfe camisinde kendimi gördüm. Bana: ‘Bu camiyi tanıyor musun?’ diye sorunca, ‘Evet, Küfe camisidir’ dedim. Doğrudur dedikten sonra iki rekat namaz kıldık. Sonra o zat çıktı. Ben onu takib ettim. Kısa süre sonra kendimi Peygamber (SAV) Efendimiz’in Medine'deki mescidinde buldum. Peygamber (SAV) Efendimiz’e selam verdikten sonra o zat çıktı. Ben onu takip ettim. Kısa süre sonra kendimi Kabe'nin yanında gördüm. Kabe'yi tavaf ettikten sonra o zat bana yine: ‘Beni takib et!’ dedi. Bir müddet sonra o zat kayboldu.

Baktım ki, Şamdaki camideyim. Bu hale hayret ettim. Bir sene bunun tesirinden kurtulamadım. Bir sene sonra yine aynı gece, o zatı mescidde yanımda gördüm. Bir sene önce yaptığımız herşeyin aynısını yaptık. Benden ayrılacağı sırada kendisine: ‘Sana bu kuvvet ve kudreti veren Rabbin (CC) hakkı için siz kimsiniz?’ diye sorduğumda: ‘Ben Muhammed Cevad bin Ali Rıza bin Musa Kâzım bin Cafer Sadık'ım (RA)’ dedi ve ayrıldı. Daha sonra ben bu durumu anlattım. Şam’ın valisi olan Muhammed bin Abdülmelik duymuş, beni çağırdı. Bana bu hadiseyi sordu. Bende başından sonuna kadar anlattım. ‘Sen deli olmuşsun.’ diye beni buraya ellerimi ve ayaklarımı bağlayarak hapsetti’ dedi. Ben durumu valiye bir mektup ile bildirdim. Mektubun arkasına vali şunu yazmıştı: ‘Bir gecede o şahsı Şam’dan Kûfe’ye, Kûfe'’den Medine’ye, Medine’den Mekke’ye ve oradan Şam’a götüren kimse, onu bizim zindandan kurtarsın.’ Ben bunu okuyunca çok üzüldüm. Durumu o zata bildirmek için hapishaneye gittiğimde valinin adamları ve bekçiler telaş içindeydiler. Sebebini sordum. Bana: ‘Zincirlerle bağlı olan deli, bu gece hapishanenin hiç bir kapısı açılmadan, hiçbir duvarı delinmeden kaçmış. Kimin tarafından kurtarıldığı da bilinmiyor.’ dediler. Bunu duyunca Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine hamdü senalar ettim ve onu oradan, İmam-ı Muhammed Cevad Taki Taki (RA) Hz.leri’nin kurtardığına inandım.”

İmam-ı Taki Taki (RA) Hz.leri, halife Me’mun vefat edince: “Bizim kurtuluşumuz otuz ay sonradır.” buyurdu. Halife Me’mun’un vefatından otuz ay sonra zevcesinin amcası halife Mu’tasım ile görüşmek için Bağdat'a gittiği sırada vefat etti.

www.GAVSULAZAM.de

 

 

Hayatı

Şehadeti

Menkibeleri

Hikmetli Sözleri

 

 

 

İMAM-I ALİ (KV) HZ.LERİ

İMAM-I HASAN (RA) HZ.LERİ

İMAM-I HÜSEYİN (RA) HZ.LERİ

İMAM-I ZEYNEL ABİDİN (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUHAMMED BAKIR (RA) HZ.LERİ

İMAM-I CAFER-İ SADIK (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUSA-İ KAZIM (RA) HZ.LERİ

İMAM-I ALİ RIZA (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUHAMMED TAKİ (RA) HZ.LERİ

İMAM-I ALİ NAKİ (RA) HZ.LERİ

İMAM-I HASEN-İ ASKERİ (RA) HZ.LERİ

İMAM-I MUHAMMED MEHDİ (RA) HZ.LERİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

©2003-2004 GAVSULAZAM.de