Hadis-i şerifde, “Lezzetlere son veren
şeyi çok hatırlayınız” buyuruldu. Hadis-i şerifde, “Ölümden sonra olacak
şeyleri bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan
bulamazdınız” ve “Gece ve gündüz ölümü hatırlayan kimse, kıyamet günü şehidler
yanında olacaktır” buyuruldu. Tul-i emel sahibi, hep dünya malına ve mevkiine
kavuşmak için ömrünü harcar, ahıreti unutur. Yalnız zevk ve safasını düşünür.
Çoluk çocuğunun bir senelik gıdasını hazırlamak, uzun emel olmaz. Bir senelik
nafakaya “Havayıc-i aslıyye” denir. Lüzumlu eşyadan sayılır. Nisab hesabına
katılmaz. Buna malik olan, zengin sayılmaz. Buna malik olmayan bekar kimsenin
kırk günlük gıda maddesi saklaması caizdir. Daha fazla saklamaları tevekkülü
bozar. Hadis-i şerifde, “İnsanların en iyisi ömrü uzun ve ameli güzel olan
kimsedir” ve “İnsanların en kötüsü, ömrü uzun, ameli kötü olandır” ve “Ölmek
istemeyiniz. Kabr azabı çok acıdır. Ömrü uzun olup islamiyyete uymak, büyük saadettir”
ve “Müslümanlıkta beyazlaşan kıllar, kıyamet günü nur olacaktır” buyuruldu.
Tul-i emelin sebebleri, dünya zevklerine
düşkün olmak ve ölümü unutmak ve sıhhatine, gençliğine aldanmaktır. Tul-i emel
hastalığından kurtulmak için, bu sebebleri yok etmek lazımdır. Ölümün her an
geleceğini düşünmelidir. Sıhhatin, gençliğin ölüme mani olmadıklarını
unutmamalıdır. Çocuklardaki ve gençlerdeki ölüm sayısının yaşlılardaki ölüm
sayısından çok olduğunu istatistikler göstermektedir. Çok hastaların iyi olup
yaşadıkları, çok sağlam kişilerin çabuk öldükleri her zaman görülmektedir.
Tul-i emel sahibi olmanın zararlarını ve ölümü hatırlamanın faidelerini
öğrenmelidir. Hadis-i şerifde, “Ölümü çok hatırlayınız. Onu hatırlamak, insanı
günah işlemekten korur ve ahırete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebeb olur”
buyuruldu.
Eshab-ı Kiram’dan Bera bin Azib (RA) diyor ki, bir cenazeyi götürdük.
Resulullah (SAV), kabr başına oturdu.
Ağlamaya başladı. Mübarek
gözyaşları toprağa damladı. Sonra, “Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hazırlanınız”
buyurdu.
Ömer bin Abdülaziz (RA), bir alimi
görünce, nasihat istedi. O da, “şimdi halifesin, istediğin gibi emr edersin.
Yarın öleceksin”, dedi. “Biraz daha söyle” deyince, Adem aleyhisselam’a kadar,
bütün dedelerin ölümü tattı. Şimdi sıra şana geldi”, dedi. Halife, uzun zaman
ağladı.
Hadis-i şerifde, “İnsanlara vaiz olarak
ölüm yetişir. Zenginlik isteyene, kaza ve kadere iman etmek yetişir” buyurdu ve
“İnsanların en akllısı, ölümü çok hatırlayandır. Ölümü çok hatırlayan insana,
dünyada şeref, ahırette yüksek dereceler nasib olur” ve “Allah-ü Teala’dan (CC)
haya ediniz. Başkalarına kalacak olan şeyleri toplamakla vaktinizi gayb
etmeyiniz. Kayuşamıyacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayınız.
İhtiyacınızdan fazla binalar yapmakla hayatınızı harcamayınız” ve “Evlerinizi
haram malzeme ile yapmayınız. Dininizin ve dünyanızın harab olmasına sebeb olur”
ve çok sevdiği Üsame bin Zeyd’in (RA) bir ay sonra ödemek üzere yüz altına bir
köle satın aldığını işitince, “Siz buna hayret etmediniz mi? Üsame tul-i emel
sahibi olmuş” buyurdu.
İhtiyaç maddelerinin veresiye de
alınmaları caizdir. Bir hadis-i şerifde, “Cennete gitmek istiyen, uzun emel
sahibi olmasın. Dünya işleri ile uğraşması ölümü unutturmasın. Haram işlemekte
Allah’tan (CC) haya etsin” buyurdu. Haram olan lezzetlerin içinde yaşamak için
uzun emel sahibi olmak haramdır. Mubahlarla lezzetlenmek için tul-i emel sahibi
olmak, haram değil ise de, iyi değildir. Çok yaşamayı değil, sıhhat ve afiyet
ile yaşamayı istemelidir.
www.GAVSUALAZAM.de
|