1: Bu yola giren bir Müridin sıdk ve samimiyet üzere olması gerekir, böylece Tasavvuf yoluna girmesini sağlam temeller üzerine inşa etmesi mümkün olur.

 

2: Bir Talib (taleb eden) bu yolda, gayeye merhale merhale ulaşmak istiyorsa ve bu yolun ehli ise Mürşidi gayba ait sırlarından ne kadar hisse ayırmışsa ona razı olur.

 

3: Müride, Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine bağlılığını sağlamlaştırdıktan sonra İslam ilimlerini tahsil etmek ona Vacib olur.

 

4:  Yüce Allah (CC) Hz.lerinin Rızasını, Resulullah (SAV) Efendimizi şefaat isteyen talibin bir Mürşidi Kamile teslim olup edeb öğrenmesi Vacibtir. Mürşidi olmayan insan ebediyyen felah bulamaz, nefsinin arzu ve isteklerine kapılır, kurtuluş yolunu bulamaz.

 

5:   Manevi mertebelerde ilerlemek isteyen talib yukarıdaki hususlardan sonra bütün günah ve hataları için Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine canı günülden tevbe etmesi ve O’ndan (CC) af dilemesi lazımdır.

 

6:   Mürid daha sonra dünya ile alâkalarını ortadan kaldırmaya çalışır. Çünkü dünyevi arzu ve isteklerden uzaklaşmak Takva Tasavvuf yolunun esasıdır.

 

7:   Bir Talib için halkın onu kabul etmesiyle red etmesi eşit olmalıdır. Böyle olmazsa o Talibden hayır gelmez, bir mürid için halkın kendisini değerli bir kişi olarak görmesinden daha zararlı bir şey yoktur.

 

8:   Dünya ihtiraslarını kalbinden çıkaran bir Müridin Allah-ü Teala (CC) Hz.lerine yaptığı ibadette itikadına ve ahdine dikkat etmesi bağlı olduğu mürşidine hiç bir hususta muhalefet etmemesi lâzımdır.

 

9:   Müridin kimden gelirse gelsin eza ve cefaya tahammül etmek, fakirliğe sabretmek, kendi menfaatları için halk ile münakaşayı terk etmektir.

 

10: Talibin başına gelen felaketlerden birisi dostlarına karşı içinde hased ve kıskançlık duymaya başlaması ve Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin dostlarına ihsan ettiği nimetlerden, kendisini mahrum bırakmasına üzülmesidir. (Talib her işin bir nasip işi olduğunu bilmesi lazımdır.)

 

11: Talibin adabından biri de; baş olma sivrilme sevdasından uzak olmaktır.

 

12: Talib, derviş kardeşlerinden gelen eza ve cefalara katlanmalı onlarla bir arada olmaya Rıza Bari için sevişmeye ve bütün benliğiyle onlara hizmet etmesi gerektiğine ve onların kendini medh etmelerinin gerekmediğine inanmalıdır.

 

Hacı Halil Hilmi Efendi (RA) Hz.leri buyurdu ki: “Hizmet bütün İhvanlarımızın hakkıdır, başkaları bize hizmet etsin diye bakmayın kendi evinizde hizmet etmek mümkün değilse diğer hizmet edilen yerlere bir paket çay, bir paket şeker götürün, eğer bir paket çay veya şekeri almaya gücünüz yetmiyorsa biz size alalım.”[1]

 

13: Tasavvuf yolunun esası: İslam dininin adab ve erkanına uymaktan elini harama veya şüpheli olan şeylere el uzatmaktan sakınmaktan ibarettir.

 

14: Kanaat sahibi olmak Talibin hali olmalıdır,eğer bir talib aklının ermediği şeyleri merak eder, ileriye ait bir takım ümitlere sahip olursa ondan hayır gelmez.

 

15: Dünyaya bağlı olanlardan uzak durmak Talibe çok lazımdır, zira bu ınsanlarla sohbet etmek ve arkadaşlık etmek öldürücü bir zehirdir.

 

16: Bir Talibin (Talebe taleb eden talib olan) az dahi olsun (zaruretin haricinde) birikmiş bir malı bulunmamalıdır, çünkü birikmiş malın zulmeti ve vaktin nurunu söndürür.

 

17: Talib Mürşidi Kamile verdiği sözde durmalıdır. Tasavvuf yolunda verdiği sözü Ahdi bozmak, dinden çıkmak gibidir.[2]

 

Kıyamete kadar gelecek olan Mürşidi Kamiller, Halifeler, “El bizim elimiz değil, Şeyhimizin elidir. Bu emaneti size veren odur biz değiliz. Hz.Pir Abdulkadir Geylani (KSA) Hz. lerinin tarikatını aldın, kabul ettin mi?” diyerek vazife vereceklerdir. Çünkü tüm Evliya Hz. Pirimizin (KSA) halifesidir. Hz. Pirimiz Abdulkadir-i Geylani (KSA) Hz. lerinin ayakları gelmiş ve gelecek Evliyanın omuzlarındadır.[3]

 

Hal böyle olunca bütün Tarikatlar da Hz. Pir Abdulkadir-i Geylani (KSA) Hz.lerinden geçeceğine göre ,bir Talibin burayı beğenmeyip oraya gitmesi nefsinin dalaveresinden ve şeytanın tasallutundan başka bir şey değildir. Bunun için dinden çıkmak gibidir buyuran biz değil, Cenab-ı Hakk’a (CC) Gurbiyyet ve Vuslat yapan Seyyid-i Silsile-i Saadet Efendilerimizdir.

 

Hakk’a (CC) kavuşmayı isteyen bir kimse nefsi ile mücahedeyi terk eder, onu islamiyetin istediği yöne çeviremeyip aciz kalırsa, o zaman asıl felaket başlar. Bu felaketlere uğramamak, nefsin kötülüklerinden kurtulmak ve nefsi islah için memur olan manevi doktor Mürşidi Kamile intisab edince onun vasıtası ve önderliği ile Cenab-ı Hakk’tan (CC) yardım taleb etmelidir. Talibin talebi, taleb etmesi bunun içindir. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri bir kulunun marifet sahibi olmasını isterse kendi nurunu o kulunun kalbine koyar ve o kul o nur ile Rabbini (CC) tanır.

 

Aşıkların kalbleri Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin nuru ile aydınlanır, konuşurlarsa dudaklarından nur saçılır. Bütün bunlar Arifi Billah yolu Tasavvuf yoluna intisab ile olur.

 

Allah-ü Teala (CC) Hz.leri gibi sevgilisi olan, başkasına nasıl bakar? Allah-ü Teala (CC) Hz.leri gibi dostu olan, başkasından nasıl korkar? Allah-ü Teala (CC) Hz.leri gibi sahibi olan, başkasıyla nasıl meşgul olur? Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ni seven, O’nun (CC) Resulü’nü (SAV) sever. O’nun (CC) Resulü’nü (SAV) seven de, Resulü’nün Varisleri olan Evliyalarını sever. Çünkü Evliyanın sevgisi Ehli Beyt sevgisidir.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Hacı Halil (RA) Efendi Hz.lerinin 1972 yılındaki bir sohbetinden

[2] Bu noktada bak.: İ.Ansiklopedisi 5.C. S.239; İmam Kuşeyri Risalesi

[3] bak.: İlahı Armağan Meclis konuşmaları

 

 ->İNDEX<-

 

©2003-2006 GAVSULAZAM.de                 Her hakkı mahfuzdur.