Acaiptir, bir mümine yakışmaz,
ama yine de söyler: - “Falan yakınlık kazandı veya uzaklaştı.”
- “Falana dünyalık verildi veya iflas etti.”
- “Şu adam zengin oldu veya fakirleşti.”
- “İşte şu adam var ya, o büyüdü yahut küçüldü.”
- “Şu insanı görüyor musun? İşte o dillere destan oldu yahut unutuldu.”
Daha bunlar gibi birçok
sözler. Hepsi dedikodu cinsinden. Bu sözler, bir iman sahibinin ağzında iyi
olmuyor; yakışmıyor. Herkesin kendine has bir karakteri ve yolu vardır. İman
sahibinin de bir yolu olmalıdır.
Acaba iman sahibi bilmezmi ki?
Allah (CC) birdir, birliği sever. Her şeyde tek olmayı diler. Sevilme babında
da tek olmayı ister. Kendinden başkasının sevilmesini istemez. Zaten iki sevgi
bir arada olmaz. Hakk’tan (CC) başkası sevilince Hakk (CC) sevgisi kalmaz.
İnsan başka sevgilerle ve çeşitli dedikodularla uğraşınca Hakk (CC) sevgisi
zedelenir.
Her iyilik edene bağlanmak
olmaz. Bir başkası sevilince Hakk (CC) sevgisi kalpte azalır. Allah (CC) Gayûrdur.
Orada yalnız kendi sevgisinin bulunmasını ister.
Başka şeyleri üzerinden bir
yana at. Başkasını dilinden bırak. Onlara koşmaktan vazgeç, onların yaptığı
iyiliği Hakk’tan (CC) gör. Eğer kuldan görürsen kulu seversin. Çünkü
Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur:
- “Kalp, iyilik edeni sever.”
Allah’ın (CC) sevgisine layıksan
o seni esirger. Her yandan halkı senden keser. Her bakımdan O’nu (CC) sevmek
için halkın yolunu sana uğratmaz. İşte o zaman Hakk’a (CC) bağlanabilirsen cümle varlığın Hakk’ın (CC) olur.
Biraz kendini dene, yalnız
Hakk’ı (CC) sev. Göreceksin ki yalnız hayrın ve şerrin sahibi Allah’tır (CC).
Bu halinde ilahi bir cezbe gelir, nefsin de yok olur. İlahî varlığın gayrisi
yok olur gider. İşte… o zaman sana hayır elleri açılır. İlk bakışta dünyalık
işler senin için bol olur. Diller seni över. Herkes senin arzun olmadan yardıma
koşar. Ahiret işlerin daha başka olur. Orası senin için tadına doyulmaz bir yer
olur.
Hakk’a (CC) bağlan; ona karşı
edepli ol. Seni gözeteni gözet. Sana yar olana sen de yar ol. Seni seveni sev.
Seni çağırana koş. Senin işini yoluna koyana elindekini harca.
Seni pislikten koruyana yar
ol. Ölümden beri olana borçlu ol. Kötülüklerini giderene minnettar ol. Bir sürü
adi vehimlerden seni esirgeyene bağlan. Her şeytan tipinden, aldatıcı ve cahil
arkadaşların elinden kurtaran senin en yakın dostundur. Onu ara! Etrafını bir
sürü yol kesiciler sarmışken seni onların önünden alan, elbette ki en yakın
dostun sayılır; onun yolunu gözet.
Hak ve bir sürü maddi şeyler
ve heva birbirine uyabilir mi? Birtakım maddî kıymetlerin içinde sayılan
şeylerle ilahi kuvvetler bir olabilir mi?
Ne dünya ile ahiret birdir ne
de değersiz şeylerin önünde ilahi kıymetlerin bir olur. Kendini nerede
görüyorsun? Sen ve bütün varlıklar; ilk, son, iç ve dış hepsinin gidişi Hakka’dır
(CC). Bütün kalpler onun için atar. Bütün ağırlıklar Hakk (CC) canibindedir.
Bütün iyilikler oradan gelir.
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Fütûh-ul
Gayb (Gizliden
Sesler)
|