Muhalefet kılıcı ile nefsini
her öldürdükçe Allah (CC), onu yeniden diriltir. Dirilince yine senden birçok
şeyler istemeye, seninle nizaa tutuşur. Kötülük kanatlarını açar; yine uçmaya
başlar. İşte., bu sırada sana yine cihad düşer. Nefis ölmez; sen sağ oldukça o
da olur. Yalnız o islah olur. İşte sen, onu islah etmeye
çalışacaksın. Ve bu yolda sana mükafat verilecek. İman sahibinin daimî vazifesi
nefsi yenmektir… Peygamber (SAV) Efendimiz bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur:
- “Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz.”
Bunu bir muharebe dönüşünde
söylemişti. Bu büyük sözler, nefisle mücadelenin devamlı olduğunu ve nefsin yok
olmayacağını anlatmak istemişti. En büyük ibadet ve en güç iş, nefisle
uğraşmaktır. Daima onunla mücadele yolunda olmak gerektir. Çünkü Allah-ü Teala (CC)
da buna işaret olarak şöyle buyurdu:
- “Ölüm gelinceye kadar Rabbine (CC) ibadet et.”
Emir, Peygamber (SAV) Efendimizedir.
Dolayısıyla bütün ümmete… Buradaki ibadetin manası, nefse karşı olmaktır. Kaldı
ki bütün hayırlar da nefse karşı olmakla başlar. Daima onun zıddını,
istemediğini yapmak lazımdır.
Burada bir soru akla gelir ve
söylenebilir:
- “Neden Peygambere (SAV) bu hitap vaki oluyor? Peygamberin (SAV) nefsi
islah olmuştu, O’nun (SAV) hevası yoktu.”
Allah-ü Teala (CC) o büyük
Peygamber (SAV) için şöyle buyurdu:
- “O (SAV), boştan konuşmaz. O’nun (SAV) her sözü bir ilahi vahiydir.”
Ne buyurulur?…
Buna cevap olarak şunları
söylerim:
- “Allah (CC) bu emrini İslam yolunun istikrarı için buyurmuştur. Bununla
dini emirler önünde Peygamberle (SAV) ümmetten birini eşit göstermek ve İslami
emirler karşısında herkesin aynı olduğunu anlatmak istemiştir.
Sonra Peygamberimizde (SAV) nefse karşı manevî bir kuvvet vardır. Bunu O’na
(SAV) Allah (CC) vermiştir. Bu kuvvetin varlığı önünde nefsin ve şahsi
arzuların hiçbir kötülüğü Peygamberi (s.a.v.) şaşırtamaz. Fakat diğer müminler
böyle değildir. Onlar daima cihadla nefse karşı gelmeye mecburdurlar. Resul (SAV)
bu yolda bir gayret sarfetmese dahi işleri daima nefsin arzusu hilafına olur.
İman sahibi, daima yalın kılıç olmalıdır. Taa ölünceye kadar nefsin
karşısında bir muhafız gibi beklemelidir. Onun kötülüğe atılmasına meydan vermemelidir.”
Her iman sahibi, Allah’ın (CC)
huzuruna çıktığı zaman kılıcı nefsin kanına batırılmış olmalı. İş bu hal, o
imanlı insanı cennete götürür. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri bir ayetinde şöyle
anlatır:
- “Bir kimse Yaradanın (CC) saltanatından çekinir, nefsine uymazsa onun
yeri cennettir.”
Cennet adıyla bildirilen
mekan, kudsî bir yerdir. Oraya yalnız iman sahipleri girer.
Oraya bir defa giren sonuna
kadar kalır; bir daha çıkarılmaz. Tekrar dünyaya gönderilmek, başka bir yere
nakil gibi şeyler akla gelmez.
Orada güzelliklere sınır
yoktur. Her an yenisi gelir. Her nefes bir ilkinin daha güzeli, daha hoşu zuhur
eder. Bunların önü, sonu, tükeneceği yoktur. Bu güzellikler, dünyada her an ve
her gün yapılacak nefisle mücadelenin karşılığıdır.
Kafir ve içi bozuk olan
münafıklara gelince, onlar da bunun tersine en güç felaketlere uğrarlar. Çünkü
onlar, hiçbir kötü işe karşı durmadılar, nefislerine uydular; şeytanlara
bağlandılar. Küfür, şirk, her türlü kötülüğü işlemekten çekinmediler. Neticede
küfür üzerine ölüp gittiler. Buna ceza olarak öbür alemde onlara azap çeşitleri
hazırladı. Cehennem zaten bunlar için hazırlanmıştır. Cenab-ı Hakk (CC) iman
sahiplerini ihtar için şöyle buyuruyor:
- “Kafirler için hazırlanan ateşten kendinizi koruyun.”
İman sahipleri, cennette
sonuna kadar kalacakları gibi imansızlar da bu cehennemde sonuna kadar
kalacaklardır. Orada, dünyada yaptıkları kötülükler yüzünden en çetin azaplara
uğrayacaklardır. Derileri dökülerek, yerine yeni deri bitecek, azapları böylece
tattırılacak. Bu hususu anlatan ilahi sesi dinleyelim:
- “Onların derileri çürüdükçe-yanıp harap oldukça yeniden derilerini
değiştireceğiz.”
İşte bu cefa, onlara dünyada
yaptıklarının cezasıdır. Her an çekinmeden dünyanın kötülüğünü yaptılar.
Nefislerine, şeytanlarına kapılarak yapmadıkları rezalet kalmadı. Öbür alemin
de azabını böylece göreceklerdir. Azabın, cefanın benliklerine işlemesi için
her an eriyen, çürüyen derilerinin yerine yenisi getirilecektir. Cennet ehli
ise her an o alemin iyi şeyini alacakları için daima güzelliklerin amiline
gelince onu da:
- “Bu iman sahiplerinin dünyada yaptıkları nefse karşı cihaddır.”
Deriz. Dünyada ne yapıldı ise
öbür alemde o görülür.
Bu mevzu ile ilgili Hadis-i
Şerif şöyledir:
- “Dünya, ahiretin ekeneğidir…”
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Fütûh-ul
Gayb (Gizliden
Sesler)
|