Allah (CC), kulunu imanı
nispetinde dener. Bu böyledir. İman yükseldikçe deneme nispeti o derece artar.
Büyür. Çoğalır. Resulün imtihanı, nebininkinden büyüktür. Çünkü imanı
üstündür. Nebinin başına gelen de bedelin başına gelenden ağırdır. Bedelin
iptilası da velininkinden zordur. Çünkü iman bakımından veliden ileridir.
Velhasıl herkes imanı
nispetinde denenir.
Şu Hadis-i Şerif bu durumu çok
güzel anlatır:
- “Biz Peygamberler (AS) zümresiyiz. Belanın en çoğu bize verilmiştir.
Sonra sıra ile…”
Allah-ü Teala (CC) bunların
gaflet yoluna sapmalarını istemez. Daima huzur içinde olmalarını arzu eder. Bu
sebeple büyüklere belaya karşı tahammül verir. Çünkü, Hakk’a (CC) koşarlar.
Seven, sevdiğinden başka bir şey istemez. Bela bunların kalbinde bekçidir.
Nefislerinin de bağıdır. Onları asıl matlup olan, Hakk’tan (CC) başkasına
meyletmekten korur. Yaratandan (CC) başkasına sığınmaktan esirger…
Bu hallerinde o büyük
insanların kötülüğe karşı meyilleri kalmaz. Nefisleri kırılır. Hakk (CC)
batıldan böylelikle ayrılır. Şehvet ve şahsi arzu hisleri bertaraf olur. Onlar,
nefislerinin hoşuna giden şeylere meyletmekten çok korkarlar. O nefsin hoşuna
giden, ister dünya işi olsun, isterse ahiret…
Bu güzel halle onlar daima
Hakk’ın (CC) rızası yoluna koşmaya çalışır. O’nun (CC) hükmüne razı olurlar.
Hak ne verdiyse onunla yetinirler…
Onlar, imtihan yolu ile gelen
belalara sabreder, böylelikle halkın şerrini görmezler. Her şeyden emin olarak
yaşarlar. Onlar bu hallerinde nefislerini kırar, Hakk’a (CC) götürmeye gayret
ederler.
İnsan kendine böyle bir yol
tuttuktan sonra, kalben gideceği hakiki yolda kuvvet bulur. Diğer azaların da
kötü yola gitmesini önler.
Çünkü, bela imtihan için
gelir. Kalbi kuvvetlendirir. Vicdani kanaati arttırır. İmanı hakikate erdirir.
Hak yolda sabrı çoğaltır. Nefsi kötü arzuları zayıflatır. Her bela geldikte,
mümin de sabır ve Hakk’ın (CC) hikmetli işlerine karşı teslim ve rıza olur. Ona
her işinde yardım eder. Bol nimet gönderir. Kula, her yaptığı işte muvaffakiyet
ihsan eder. Ayet:
- “Eğer şükrederseniz, biz de ihsanımızı arttırırız.”
Nefis, kötülüklerden her hangi
birine hoşlanarak giderse, şehvet yolunda harekete geçtiği zaman da, kalp ona
yersiz olarak uyarsa, Hakk’tan (CC) gafil olur. Bu gafletin bir neticesi
olarak, Hakk Teala (CC) hem nefse, hem de kalbe felaketli işleri verir, aleme
rüsvay eder. Çeşitli felaketlere uğratır. Halkı başına musallat eder. Aç
bırakır. Hasta eder. Bunların sonu, karasız bir durum alırlar. Böylece hem
kalp, hem de nefis bulacaklarını bulurlar.
Eğer kalp, nefsin isteğine
uymaz, dini bir emir almadan hareket etmezse -bu emir Velilere (RA) ilham, Peygamberlere
de (AS) vahiy yolu ile, diğerlerine işaretle gelir- Hakk (CC) Teala (CC)
mükafat olarak kalbe ihsanlar yapar. Rahmetine bol kılar. Bereketini arttırır.
Afiyet ihsan eder. Her şeyden razı olma tadını verir. Nur, marifet ve kendine
yakınlık verir. Kalbin zenginliği ve bütün belalardan kurtulmak yolunu
gösterir. Aynı zamanda düşmanlara karşı yardım eder.
Bu anlattıklarımızı iyi anla…Kendini
hak yolda muhafaza et… Nefsine icabet etme… Belaya girmekten sakın. Hak yolda
Allah’ın (CC) emrini gözet. Dünya ve ahiret işlerinde O’na (CC) teslim ol…
Ve… Allah (CC) dilerse böyle
ol!…
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Fütûh-ul
Gayb (Gizliden
Sesler)
|