Ey dünyalıktan mahrum kimse,
zamana ve insanlara hoş görünmeyen ve onların bir yanda bıraktığı zavallı
insan. Ey sultanlar yanında
hatırlanmayan ve dünya erbabı meclisinde ismi geçmeyen çaresiz adam.
Ey aç, cesedi çıplak, ciğeri
susuzluktan yanmış bitkin…
Ey bütün ihtiyaçlarla sıkışan,
kalbi darda kalan, gönlü kırılan, hiçbir maksadını yerine getiremeyen, gittiği
kapıdan kovulan, mescit köşelerinde kalan, sokaklarda sürünmekle gününü geçiren
adam.
Senin bu anlattığım hallerde:
- “Allah (CC) beni fakir etti, dünyayı elimden aldı. Beni perişan etti,
terk etti. Buğzetti. İşlerimi dağıttı. Hiçbir işimi yerine getirmedi. Bana
ihanet etti. Dünyalık olarak yeter derecede mal vermedi. Şerefimi söndürdü.
Padişahlar katında, arkadaşlarım arasında beni yükseltmedi. Halbuki başkalarına
bol nimetler verdi. Günleri geceleri o nimetler içinde geçer oldu. Halbuki
hepimiz de müslümanız. Babamız Adem, anamız Havva… Ben böyle olayım da onlar
niçin böyle olsun?” gibi sözler sakın senin ağzından çıkmasın.!..
Senin bulunduğun hali
anlatalım: Bir defa Allah-ü Teala’nın (CC), seni bu halde bırakması bir hikmeti
icabıdır. Çünkü senin yaratılışında bir hürlük vardır. Allah (CC) tarafından
sana sabır, rıza, muvafakat verilmişti ki, bunlar en büyük nimetlerdir. Aynı
zamanda iman, ilim, tevhid nurları sende vardır. İman ağacın daha eskimemiştir.
Tohumları ve fidanları henüz çürümemiştir, kuvvetlidir, yaprağı boldur. Her gün
dal salmakta, çeşitli gölgelik vermekte, ayrı ayrı yönlerden büyümekte ve meyve
vermektedir. Senin çalı ile değnekle, onu muhafaza etmene, büyütmene, beklemene
lüzum yoktur…
Allah (CC) sana, dünya
işlerinde az fakat rahat edeceğin şeyleri verdi. Ama ahirette hiçbir gözün
görmediği ve hiçbir kulağın işitmediği ve hiç kimsenin hatırına gelmeyen büyük
nimetleri senin için hazırladı. Bunları orada sana çok bol olarak ihsan
buyuracaktır. Ayet:
- “Hiçbir nefis, kendileri için öteki alemde hazırlananların neler olduğunu
bilmez. Halbuki onlar gayet mesrur edici şeylerdir. Yaptıklarınıza mükafat
olarak verilir.”
Bunun manası şudur: Allah’ın (CC)
emirlerine uydukları ve bu yolda devam ettikleri için bunlar kötülükleri
bırakırlar, Allah’a (CC) teslim olur ve her işlerini ona ısmarlarlar. İşte o
büyük mükafata bu sebepten ererler…
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Fütûh-ul
Gayb (Gizliden
Sesler)
|