Ahiret sermayen olsun. Dünyayı
ticaret yeri say. Zamanını sermayeni batırmamak için evvela ahiretine sarfet.
Eğer fazla kalırsa onu da dünyaya harca, geçimini sağla. Sakın dünyayı sermaye,
ahireti ticaret saymayasın. Bunu yapınca namazını vaktinde kılamazsın. Kılsan
da erkanını yerine getiremezsin. Rukûu belli olmaz, sücûdu belli olmaz. Çünkü
senin için maksat dünya olmuştur. Yorgunluk gelir, uyursun. Namazın kazaya
kalır, kılamazsın. Gece cife gibi yatar, sabahları tenbel olarak kalkarsın.
Nefis seni peşinden sürükler, heva seni takip eder. Şeytan artık sana hakimdir.
Böylece ahiretini dünyaya satmış olursun. Sen bu durumda nefsin kulu ve onun
uşağı olmuşsun. Halbuki sen onu emrine alacak, terbiye edecek, doğru yola
getireceksin. Bu, onun ahiret tarafı idi. Yani iyilik yüzü idi. Ama sen böyle
yapmadın, onu hakkıyla idare edemedin. Onun sözlerini kabul etmekle zulüm
ettin. Onu kendi başına bıraktın, netice lezzete, zevke, sefaya daldı ve
şeytana uydu. Sen de ona uydun. Daha sonra hem dünyan battı, hem de ahiretin. Yarın kıyamet günü iflas
halinle meydana çıkarsın. Orada ne din bakımından, ne dünya bakımından hiç
karın olmaz. Ne kazandın nefse uymakla?.. Eğer onu doğru yola getirseydin, her
iki cihanda da mesut olacaktın. Nefse uymadan ahireti sermaye kabul etseydin,
her ikisini de kazanacaktın. Ayrıca dünyadaki nasibin, bol ve rahat gelecekti.
Sen her kötülükten temiz ve her pislikten beri olacaktın. Peygamber (SAV) Efendimiz
buyurdu:
- “Allah (CC), dünyayı ahiret niyetine göre verir. Ahireti, dünya niyetine
göre vermez.”
Niçin aksi olmuyor? Olmaz,
çünkü ahiret Allah’a (CC) kulluktur. Allah’a (CC) kulluk niyeti ile ibadet eden
ahireti bulur. Niyet ibadetin ruhu ve özüdür. Kötülüklerden çekinerek ibadet
edersen dünyan hoş olur. Dünya bir yana der, yalnız ahireti arzularsan Allah’ın
(CC) öz kullarından ve O’na (CC) halis ibadet edenlerden olursun. Dolayısıyla
ahiret nimeti senin için olur. O nimetlerin başında cennet ve Allah’a (CC) yakınlık
gelir.
Dünya sana hizmet eder.
Kısmetin kendiliğinden gelir. Çünkü her şey yaratanına bağlıdır. Eşyanın haliki
ise Allah’tır (CC), sen de O’nun (CC) öz kulu olduğuna göre, her şey senin
olur.
Ahireti bırakır dünyaya
çalışırsın. Hakk (CC) sana gazabını karşı yapar. Ahireti kaybedersen, dünya
sana isyankar olur. Her şeyini güçlükle alırsın, ufacık bir makam elde etmek
için güçlük çekersin. Çünkü Allah’ın (CC) sevmediği bir insan oldun. Dünya
ehli olup ötekini kaybetmeyi mi, yoksa ahiret ehli olup dünyada manevi bir
huzur duymayı mı?
İnsanlar iki kısımdır. Biri
dünya arar, diğeri ahiret. Bunlar kıyamet günü de böyle olacak. Bir kısmı
cennet ehli, diğer kısmı da cehennem…
Yine o gün, bir kısım insanlar
hesap çokluğundan korunurlar, bunlar ahiret ehlidir. O günün uzunluğunu
anlatırken:
- “O gün, dünya gününe göre bir günü ‘bin’ senedir.”
Buyuruldu. Yine o gün bir
kısım insanlar Peygamber (SAV) Efendimizin buyurduğuna göre şöyle anlatılır:
- “O gün siz, arşın gölgesinde rahat edersiniz, lezzetli meyveleri yer,
tatlı yemekleri tadarsınız. Kardan daha beyaz, soğuk ballardan afiyetlenirsiniz…”
Diğer bir Hadis-i Şerifte ise
şöyle buyuruldu:
- “Cennet ehli, o gün yerlerine bakarak görürler. Hesap bitince yerlerine
giderler. Onlar yerlerini tanırlar. Dünyadaki evlerine gider gibi, cennetteki
yerlerine varırlar.”
Bunlara verilen bu yüksek
derece, dünyayı terkettikleri için oldu. Dünyayı attılar bir yana, Allah’a (CC)
kul oldular. Diğer kısmın, şiddetli hesaba maruz kalması ise dünyaya tapmaları
yüzünden oldu. Dünyaya tapmanın neticesi onları öbür alemde buldu.
Allah’ın (CC) emri hilafına
gidiş felakettir. Bu hataların hepsi yarın senin önüne çıkar. Hata işleme, hata
ettikçe batarsın. Kitap ve Peygamberin (SAV) emirlerinde bulun, yoksa ne
iyilik, ne kötülük kaybolur.
Nefsine acı; ona rahmet ve şefkatle
bak. Onu kötü yola atma. Ona hata işleme fırsatı verme. Onu birinci sınıftan
yapmağa çalış, ikinci sınıftan koru. Nefsine kötü arkadaş seçme, insan ve cin
şeytanlarından onu esirge. Kitap ve sünneti eline al. Her zaman onları gör,
onlarla amel et. Oldum olası sözlerle uğraşma. Boş heveslerle kendini yorma.
Allah-ü Teala (CC) şöyle buyurdu:
- “Peygamberlerin (AS) getirdiklerini alın, yasak ettiği şeyleri yapmayın.”
Allah’tan (CC) korkunuz. O’na (CC)
muhalefet etmeyiniz. Ameli terkediyorsunuz. Peygamberlerin (AS) getirdiği şey
ile amel etmiyorsunuz.
Boş işle nefsini aldatma, amel
ve ibadetini daima yap. Yeni icadlar çıkarmaya kalkışma. Allah-ü Teala (CC) icatçı
bir kavim hakkında şöyle buyurdu:
- “Bir kısım dini kisve giyenler icat çıkardılar, halbuki biz onlara böyle
şey yazmamıştık.”
Sakın icatçı olma, uyucu ol.
Hakk’a (CC) uy, Peygamber (SAV) yolunu tut. Allah-ü Teala (CC) Hz. Peygamberi
(SAV) kötülüklerden temiz kılmıştır. Peygamberimiz (SAV) hakkında şöyle
buyurdu:
- “O (SAV) kendiliğinden konuşmaz. O’nun (SAV) konuştuğu vahiydir. O’na (SAV)
vahyolunur.”
Yani Peygamberin (SAV) getirdiği
bendendir. Şahsî ve indî mütealası değildir. Dolayısıyla O’na (SAV) uyunuz.
Sonra Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurdu:
- “Allah’ı (CC) seviyorsanız bana uyun. Bana uyarsanız Allah da (CC) sizi
sever.”
Anlaşılıyor ki; sevgi sevilene
uymakla olur. Söz ve hareketle Peygambere (SAV) uymak gerekir.
Peygamber (SAV) Efendimiz bir
hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdu:
- “Çalışmak adetim, tevekkül halimdir.”
Zayıf iman sahipleri
çalışmasına güvenir. Çalışmak, Peygamberin (SAV) sünnetidir. Kısmetli iman
sahipleri tevekküle bağlanır. Çalışmaya devam edersen Peygamberin (SAV) sünnetini
işlemiş olursun. Tevekkül yoluna kıymet verdikçe de Peygamber’in (SAV) ruhaniyeti
seni sarar. Allah-ü Teala (CC) tevekkül üzerine şöyle buyurdu:
- “İnanıyorsanız Allah’a (CC) tevekkül ediniz. Allah’a (CC) tevekkül edene
O (CC) yeter. Allah (CC) tevekkül
edenleri sever.”
Bu ayetlerle sana tevekkül
emri veriliyor. Bunu Hakk Teala (CC) Peygamberine de (SAV) emretti. Her halinde
Allah’a (CC) tevekkül et. Allah’ın (CC) emri haricine gitme. Her halinle Allah (CC)
ve Peygamberin (SAV) emrini rehber tut. Çünkü Peygamber (SAV) Efendimiz bir
Hadis-i Şerifinde şöyle buyurdu:
- “Emrimiz haricinde işlenen hiçbir şey makbul değildir.”
Bu emir her şeye şamildir.
İster dünya, ister ahiret, ister söz, ister iş hepsini işine alır.
Benim için Allah’tan (CC) başka
Allah, Peygamberden (SAV) başka peygamber yoktur. Kur’an ve sünnet yolundan
başka, her kapı kapalıdır. Biz onlara göre amel etmeliyiz. Aksi, şeytan ve
nefsin yoludur. Allah- ü Teala (CC) bu manada şöyle diyor:
- “Hevaya tabi olma, seni yoldan alır.”
Selamet kitap ve
sünnettedir. Helak bunların haricindedir. Kul, bunlarla yükselir. Veli, bedel
ve gavs makamlarına bunlarla erer. Velhasıl, insan-ı Kamil bu yolda yetişir. En
doğrusunu Allah (CC) bilir.
Kaynak:
Gavsulazam Abdulkadir-i
Geylani (KSA),
Fütûh-ul
Gayb (Gizliden
Sesler)
|