|
......................................................................
Her zamanda ve her yerde hazır ve nazır, Her şeye
şahit, kendisinden saklı olmayan… |
......................................................................
“Her yerde hazır
olan ve her şeyi gören” anlamına gelen “eş-Şehîd” İsm-i Şerif’i Kur’an-ı
Kerim’de Rabbimizin (CC) ismi olarak yirmi defa geçmekte. “Şüphesiz Allah (CC)
her şey üzerine şahiddir.” “Şahid olarak Allah (CC) yeter.” Bu ayet Kur’an’da sekiz
defa tekrarlanmıştır.
Rabbimiz (CC) bu tekrarıyla anne şefkatinden daha merhametli olduğunu,
annenin yavrusunu uyarmak için aynı kelimeleri tekrarladığı gibi Rabbimiz (CC) de
bizi uyarmakta. Bir insan sevdiği birinin gözleri önünde hırsızlık yapamaz.
Sevdiğinin gözlerinin içine bakarak yalan söyleyemez. Çok sevdiği birinden
rüşvet alamaz.
Yapılan her türlü
kötülükler gizli, belgesiz ve şahidsiz yapılır. Rabbimiz (CC) ise her yerde
hazır ve nazırdır. Suç işleyecek eli, ayağı, gözü, gönlü yaratan O (CC). Suç
işlenecek gizli mekanı yaratan O (CC). O (CC), her şeyi görmekte. Her şey O’nu (CC)
göstermekte. Kırbaçla dövülen adamın hiç bağırmadığını görenler “Niçin
bağırmazsın?” dediklerinde, “Sevgilim bana bakıyor.” demiş.
Rabbimiz (CC), Peygamberimiz
Hz. Muhammed Musatafa (SAV) Efendimiz’e: “Rabbinin (CC) hükmüne sabret! Şüphesiz
sen gözlerimizin önündesin.” buyurmuş. Peygamber (SAV)
Efendimiz de kendisine karşı yapılan baskıların hiç birini Ashabına (RA) anlatmamıştır.
Şehid, şahidin
mübalağasıdır. Şahid, bir hadise vukua gelirken, orada hazır olup, hadisenin
vukuunu gözleriyle gören kimseye denir. Fakat hadise yerine uzak olanlar,
gözleriyle göremiyeceklerinden, başka vasıta ile hadiseyi öğrenseler bile,
onlara şahid denmez.
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri işte bu suretle,
kullarının görmedikçe bilemiyecekleri bütün hadiseleri bilir, onun için her
şeye karşı Allah-ü Teala (CC) Hz.leri
hem şahiddir, hem şehiddir. Allah-ü
Teala (CC) Hz.leri her yerde hazır ve nazırdır demek, her şeye ve her
zerreye yakınlığı birdir demektir.
Yakın olduğu için,
yapılan her işi görmekte ve söylenen her sözü işitmektedir. O (CC) zaten mutlak
surette her şeyi biliyor. Bu yönden O’nun (CC) adı Alimdir. Hadiselerin
esrarını, iç yüzünü bilmesi yönünden, O’nun (CC) adı Habirdir. Dış yüzünü
bilmesi yönünden de adı Şehiddir. Şu halde başkalarının yanında yapmaktan
çekindiğimiz kötü işleri, tek başına kaldığımız vakit yapacak olursak, her
zamanda ve her yerde hazır ve nazır olan Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne ehemmiyet vermemiş oluruz. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin her
yerde bulunduğuna ve her işi gördüğüne inanmış olanlar ne temiz, ne dürüst
insanlardır. Çünkü onlar kimsenin yanında kötülük yapamadığı gibi, tek başına
kaldığı ve hiç kimsenin görmediği, duymadığı yerde dahi bir kötülük yapamaz.
Hatta kötülük yapmayı içinden dahi geçiremez. Çünkü Allah-ü Teala (CC) Hz.leri Alimdir. Habirdir, içimizi de dışımızı
da aynı suretle görür ve bilir.
İbn-i Mesud (RA),
bazı arkadaşlariyle Medine civannda bir mesireye çıkmışlardı. Oralarda koyun
gütmekte olan bir çoban gördüler, çobanı yemeğe davet ettiler. Fakat çoban oruçlu
olduğunu söyliyerek özür diledi. Kırlarda yaşayan genç bir çobanın ramazandan
başka günlerde böyle oruçlu bulunması dikkat nazarlarını çektiğinden, yarı
latife yarı da imtihan kasdiyle, kendilerine bir koyun satmasını ve koyunun
yarı etini de kendisine hediye olarak bırakacaklarını söylediler. Çoban: “Koyunlar
benim değildir ve benim koyun satmağa salahiyetim ve mezuniyetim yoktur.” dedi.
Bunun üzerine asıl imtihan noktasına basarak: “A canım! Koyunların sahibine bu
hayvan telef oldu deyiverirsin.” deyince çoban yüksek sesle: “Eynallah; demiş
ve geçip gitmiştir.” (Eynallah: Allah (CC) nerededir? demektir).
Sonra İbn-i Mesud (RA)
bu koyunları sahibinden satın alarak hepsini de çobana bağışlamıştır. Bu
suretle çoban kazandığı imtihanın semerisini daha dünyada iken tatmağa
başlamıştır İbn-i Mesud (RA) arasıra Medinede bu çobana rastlayınca ona: “Eynallah?”
diye takılır, latife edermiş, İşte Müslümanlık... İşte Müslümanlar.
|
|