|
......................................................................
“el-Mu’izz (cc):” İzzet veren, ağırlayan… “el-Müzill (cc):” Zillete düşüren, hor ve hakir eden…
|
......................................................................
“Kur’an-ı Kerim’de Al-i İmran Suresi 26’da “Deki: ‘Ey mülkün sahibi
Allah’ım (CC)! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın. Dilediğini
aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Sen her şeye
Kadirsin.” ayetinde dilediğini zelil edenin Allah-ü Teala (CC) Hz.leri olduğunu
haber verir. “İzzet Allah’a (CC), Rasulüne (SAV) ve Mü’minlere aittir.”
ayetinden anladığımıza göre Müslüman bir insanın zelil olması mümkün değildir.
Müslüman, dünyanın en fakir insanı olsa bile o haliyle izzetini korur.
Müslüman en zengin olsa yine malıyla da, haliyle de izzetini korur. Rabbin (CC)
sofrasının bitmeyeceğini bildiği için tamakâr olmaz. İnsanları yücelten
kanaattır. Alçaltan ise tamadır.
Şahin kuşu yücelerde uçarken, bıldırcın ve keklik etiyle havada
beslenirken yeryüzündeki bir arpaya tama edince tuzağa tutulur, kanatları
yolunur.
Kafir dünyada malıyla yükselse, haliyle yükselmez. Ahirette ise her
haliyle alçaltılır ve cehenneme atılır. Başkasının servetine el uzatan iki
dünyada da horlanır. Başkasının namusuyla oynayanlarda horlanır.
Haram servetten, haram şehvetten ve haram şöhretten uzaklaşanlar iki
dünyalarında da izzet bulur. Dolu kovayı yükseltirler, boş kovayı kuyunun
dibine atarlar. Gönül imanla, akıl ilimle dolu olursa yükseltiliriz. Yoksa
Cehennemin dibine atılıveririz. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri korusun.
İzzetin zıddı zillettir, izzet kelimesinde şeref ve haysiyet, zillet
kelimesinde alçaklık manası vardır. Bunlar hep, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin
mahlukatı üzerindeki tasarrufları cümlesindendir. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri
istediği kuluna izzet verir, o kul haysiyet ve vekar sahibi olur. Yalancılığa,
samimiyetsizliğe tenezzül etmez. Evet o da bir insandır. Yemek, içmek, hayatın
her türlü zevklerinden faydalanmak ister, fakat onları hep doğru ve meşru
yollardan temin etmeğe çalışır. Çünkü Allah-ü Teala (CC) Hz.leri, insanların
arzu ettikleri zevklerin hepsi için kendi rızası ve müsaadesi içinde yollar
göstermiştir. Kul, o yollardan başka türlüsüne, ölür de yine gitmez, çünkü
izzet-i nefsi buna manidir.
İzzet, kibirden başkadır, bunları biribirine karıştırmamalı. İzzet, bir insanın
kendi haysiyetini tanıması ve onu fani nimetler için Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri’nin razı olmıyacağı yollara saparak hakare te düşürmeyip kıymetli
tutmasıdır. Kibir ise, insanın kendisini bilmemesi ve onu hakiki mevkiinin
üstünde tutmasıdır. İzzet, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin verdiği bir şeref,
bir irfandır. Fakat kibir bir maskaralık olduğundan, Müslümanlar için haramdır.
Kibir, maskaralıktır diyoruz. Evet, çünkü azıcık fikir sahibi olan bir insan;
yerin, göğün büyüklüğünü düşününce, üzerinde barındığımız koca dünyanın alem
içinde bir zerreden fazla olmadığını anlar. Halbuki insan da o arzın üzerinde
bir zerre kalıyor. Şu halde yere, göğe karşı bile büyüklenmek haddi değilken,
onları yaratan Halıka karşı kibir taslamağa kalkması, ne büyük cehalet ve ne
hazin bir maskaralıktır!
İnsanlar içinde itibarsız, haysiyetsiz, zillet içinde yaşayanlar da
vardır. Bunların gönülleri dünya hırsı ile yanıp tutuşmaktadır. Cimrilikleri
yüzünden kendilerinden hayır gelmez. Bunların şiarı, dünya menfaati için
nefsini alçaltmak, yarın Cenab-ı Hakk’ın (CC) huzurunda yüzlerini kara
çıkaracak çirkinliklere tenezzül etmektir. Hele iki günlük azığı bulunan bir
Müslümanın dilenmesi, şunum yok, bunum yok diye önüne geleni rahatsız etmesi,
zilletin en bariz örneklerindendir ve haramdır. Hakiki bir Müslüman fani
nimetlere düşkünlük yüzünden Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nden başkasına zillet
göstermez ve tapınmaz.
|
|