|
......................................................................
En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, nasıl
yapıldığına nüfuz edilemeyen, en ince şeyleri yapan, ince ve sezilmez yollardan
kullarına çeşitli faydalar ulaştıran… |
......................................................................
“İncelik gösteren,
sezilmez yollardan nimetler veren, en ince işlerin içini bilen, Lütuf sahibi,
lütfedici” manalarına gelen “el-Latîf”
İsm-i Celil’i Kur’an-ı Kerim’de 7 defa geçmektedir. “O (CC) hiç yarattığını
bilmez mi? O (CC) Latif’dir, her şeyden haberdardır.” Hz. Yusuf’un (AS) kuyuya
atılma, pazarda satılma, hapise tıkılma ve Mısır’a sultan olmaya kadar giden
yolu çizen, bilen ve hükmedenin Latif olan Allah (CC) olduğunu haber verir. Gökyüzünden su indirip
yeryüzünü yeşertenin Latif olan Allah (CC) olduğunu haber verir Rabbimiz (CC).
Elimize alıp da
inceleyemediğimiz aklımızı, ruhumuzu yaratan Latif yine görünmeyen gönlümüze,
görünmeyen sevgimizi veren Latif’dir.
Beynimiz en
gelişmiş bilgisayardan daha mükemmel çalışır. İnsan beyni ise Hz. Adem’de (AS)
de aynı idi. İşte o Latife iman edenler incelik gösterirler. Nazik davranırlar,
yaptıkları iyilikleri onur kırmadan, gönül incitmeden, hissettirmeden yaparlar.
“Allah (CC), kullarına karşı lütuf sahibidir; dilediğini rızıklandırır. O (CC),
kuvvetlidir, azizdir.”
Daha önce de
belirttiğimiz gibi dünya üzerinde iki tür insan yaşar: Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne teslim olanlar ve O'nu (CC) inkar
edenler. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri
çok sayıda insan yaratmış ancak bunlardan çok az bir kısmını kendisine teslim
olanlardan kılmıştır. Kuran'da pek çok ayette insanların çoğunun iman sahibi
olmayacağından, doğru yola ulaşamayacağından bahsedilmiştir. Bu insanlar
şeytanın yoluna tabi oldukları, Allah-ü
Teala (CC) Hz.leri’ni unuttukları, “'vicdanları kabul ettiği halde”
inkar ettikleri için cehennem ehli olmayı hak etmişlerdir.
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne teslim olan, O'nun (CC)
rızası için yaşayan insanlar ise dünyada ve ahirette hoşnutluk içinde bir yaşam
sürerler. Kuşkusuz Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri tarafından elçilerle, kitaplarla uyarılan ve doğru yolu bulan bu
insanlara, Rablerinden büyük bir lütuf verilmiştir. Kuran'da Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin
müminlere olan lütfu şöyle bildirilmiştir: “Andolsun ki Allah (CC), mü'minlere,
içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur.
(Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti
öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.”
Latif olan Allah-ü Teala (CC) Hz.leri mümin
kullarına her türlü zor durumda yardım ederek de lütfunu gösterir. Kuran'da
geçmiş kavimlerden bildirilen kıssalarda Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin samimi kullarına destekçi olması,
onlara lütufta bulunması ile ilgili çeşitli örnekler verilmiştir. Örneğin Allah-ü Teala (CC) Hz.leri Hz.
Musa'nın (AS) kavmini Firavun'un zulmünden kurtarmış ve onları yeryüzüne
mirasçı kılmıştır: “Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve
oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten
düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o,
bozgunculardandı. Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak,
onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.”
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri iman edenlerin dünyada
tek dostu ve velisi olduğu gibi ahirette de onlara yardım edecek, kötülüklerini
iyiliklere çevirecek ve onlara lütufta bulunacaktır. Nitekim müminlerin
cennetteki ifadeleri bu gerçeği şöyle bildirir: “Dediler ki: ‘Biz doğrusu daha
önce, ailemiz (yakın akrabalarımız) içinde endişe edip-korkardık. Şimdi Allah
(CC), bize lütufta bulundu ve hücrelere kadar işleyen kavurucu azabdan korudu.
Şüphesiz, biz bundan önce O'na (CC) dua (kulluk) ederdik. Gerçekten O (CC),
iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta kendisidir’.”
“Gözler O'nu (CC) idrak
edemez; O (CC) ise bütün gözleri idrak eder. O (CC), latif olandır, haberdar
olandır.”
“Görmedin mi?
Allah (CC) gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeşil donatıldı. Şüphesiz
Allah (CC), lütfedicidir, herşeyden haberdardır.”
“Ey oğlum,
(yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir
kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile,
Allah (CC) onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah (CC), latif olandır,
(herşeyden) haberdardır.”
Allah-ü Teala (CC) Hz.leri Latiftir, en ince
şeyleri bilir. Nasıl bilmesin ki, onları yaratan O’dur (CC). Nasıl yapıldığı
gizli olan en ince şeyleri yapar. Mesela: Ruh nedir? Akıl nedir? İlim nedir?
Nur nedir? Bunların esrarı çözülebilmiş midir? Gözlerin gördüğü manzaraları,
memleketleri ve çeşit çeşit eşyayı kafatasımızın içinde zapteden ve senelerce
sonra onları seyretmek istediğimizde, idrakimizin önüne açılan o filimlerde,
kulakların işittiği bunca sesleri, sözleri birbirine karıştırmadan muhafaza
eden o hazinelerde, akıl ve düşünce sahiplerini düşündürecek o sanat
incelikleri nedir?
Su, hava gibi
hayatımız için en ziyade lazım olan gıdaları Allah-ü Teala (CC) Hz.leri lutfiyle bol bir surette yaratmasaydı,
bunlar da karaborsacıların eline düşseydi halimiz nice olurdu? Henüz dünyaya
gelmiş bir çocuğun kulağına laf gitmez, gitse bile manasını anlamaz. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri ona, ana
memesini ağzına alıp ta emmesini lutfiyle ilham etmemiş olsaydı, biz nasıl
anlatacaktık? Emerken memeyi ağzında sıkıca tutsun diye meme başlarının çocuğun
ağzına göre topacık yaratılması bir lutuf değil midir? Velhasıl Allahu teala
öyle bir Latiftir ki, her şeyi bir şeye hazine yapmıştır. Mesela, sedef
dediğimiz deniz böceğini inciye, arıyı bala, tırtıl böceğini ipeğe hazine
yaptığı gibi, insan oğlunun gönlünü de kendi marifetine hazine yapmıştır. Eğer
bir gönülde bu marifet nuru inkişaf edememişse, sahibinin bal yapmaz arılar
gibi sadece iğnesi vardır, önüne geleni zehirler durur.
Bilenler
tasdik eder ki, dünyanın her türlü bahtiyarlığında bir takım elemler, kederler
gizlenmiştir, safi değildir. Bunun gibi her türlü ıztırap ve felaketli
hadiselerde de gizli bir takım lutuflar, teselli kaynaklan vardır. İşte bütün
bunlar “el-Latîf” İsm-i Şerif’inin
tecelliyatıdır.
|
|