|
......................................................................
“el-Kâbid (cc)”: Ruhları kabzeden, sıkan, darltan, rızkı belli
ölçülerde veren… “el-Bâsit (cc)” : Ruhları bedenlere yerleştiren, genişleten, açan ve
bolluk veren…
|
......................................................................
“Sıkan, daraltan” manasına gelen “el-Kâbid” ile “genişleten”
manasına gelen “el-Bâsit” İsm-i Şerif’leri Kur’an-ı Kerim’de “Allah (CC)
daraltır da, genişletir de. O’na (CC) döndürüleceksiniz.” ayetinde
maddi yönden fakirleştiren ve daraltanın da, zengin edip genişletenin de Allah-ü
Teala (CC) Hz.leri olduğu bildirilmekte. Zenginken fakir olanları, güçlü iken
zayıf olanları, yüksek makamlardan düşenleri, bilginken bunayanları gördüğümüz
gibi, fakirken zengin olanları, Mekke’de zayıf görüldüğü halde Medine’de
güçlenenleri, Bilal-i Habeşi (RA) gibi, kafirlerin kölesi iken mü’minlerin
efendisi olanları, Hz. Yusuf (AS) gibi hapishaneden Mısır’a sultan olanları,
Ümmi iken kıyamete kadar gelecek insanlara ilim öğreticisi olan Hz. Muhammed
Mustafa (SAV) Efendimiz’i gördük.
Kâbid ve Bâsit’e iman eden bir mü’min haksız
insanların ellerine aldığı, zimmetine geçirdiği hakları onlardan alarak hak
sahiplerine dağıtarak birini daraltırken, haklıların dışını ve içini
genişletir. Zalimlerin yüreğine korku salarak daraltırken mazlumların gönlünü
genişletir ferahlatır.
Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Yaratıcısı olan Allah-ü
Teala (CC) Hz.leri, evrendeki herşeyin tek sahibidir. O (CC), tüm varlıkları
yaratmış ve dünyayı da insanın yaşayabileceği nimetlerle donatmıştır.
Kullarının sahip olduğu her türlü zenginlik O'na (CC) aittir; mülkün tek sahibi
O'dur (CC). Allah-ü Teala (CC) Hz.leri dünyadayken dilediği insanları zengin,
dilediğini de fakir kılar. Ama mal-mülk sahibi olanın da, hiçbir şeye sahip
olmayanın da unutmaması gereken birşey vardır: Sahip olunan herşeyi veren ve
bunların gerçek sahibi olan Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’dir. O (CCCdilediği
kişinin imkanlarını arttırarak şükredip etmeyeceğini, dilediğinin de
imkanlarını daraltarak nankörlük edip etmeyeceğini dener. Dolayısıyla
insanların sahip olduğu veya olamadığı şeyler kendileri için bir kazanç değildir.
Bunlar sadece geçici dünya hayatını mı gerçek yurt olan ahireti mi
istediklerini denemek için Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin yarattığı
imtihanlardır.
Eğer kişi bu gerçeğin farkına varmaz ve elindeki herşeyi kendisinin
zannedip cimrilik yapar, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin dilediği şekilde
harcamazsa o zaman Allah-ü Teala (CC) Hz.leri de onun elindeki imkanları
daraltır. Tam aksi olarak elindeki herşeyin kendisine Allah-ü Teala (CC)
Hz.leri’nin rızasını kazanacak bir harcama yapması için verildiğini bilen
kişilerin de elindeki imkanları arttırır, dünyada da ahirette de onlara en
güzeliyle karşılık verir. Aşağıdaki ayetler bu gerçeği en açık biçimde ifade
eder: “Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan (CC) korkup-sakının,
dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere
infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan)
korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. Eğer Allah'a (CC) güzel
bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar…”
Bütün varlık, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin
kudret kabzasındadır. İstediği kulundan, ihsan ettiği servet, evlat ve ıyali
yahut hayat zevkini, gönül ferahlığını alıverir. O adam zenginken fakir olur, yahut
evlat acısına boğulur, yahut iç sıkıntısına, ıztırap ve huzursuzluk içine
düşer, İşte bu haller “el-Kâbid” isminin hükümleridir. İstediği kuluna
da yepyeni bir hayat verir, neş'e verir, rızk bolluğu verir; bu da “el-Bâsit”
isminin tecelliyatıdır. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri hakimdir, kuluna bazan bast
ile bazan de,kabz ile muamele buyurur. Bast ettiğinde de, kabz ettiğinde de 1
hikmeti vardır. Hayat imtihandan ibârettir. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri her
kulunu 1 bir çeşit imtihana tabi tutar.
|
|