......................................................................
İstediğini, istediği gibi yapmağa gücü yeten… |
......................................................................
“Her şeye gücü yeten” anlamına gelen bu “el-Kâdir” İsm-i Celili
Kur’an-ı Kerim’de 12 defa geçmiştir.
“Gökleri ve yeri yaratan, onları yaratmakla yorulmayan Allah’ın (CC),
ölüleri diriltmeye Kâdir olduğunu görmediler mi? Evet O (CC) her şeye gücü
yetendir.”
Mübalağa sığasıyla “el Kâdr” İsm-i Şerifi, Kur’an-ı Kerim’de 45
defa geçmektedir.
Dilediğini istediği zamanda yaratır. Yarattığının sağlamlığı, güzelliği,
faydalılığı ve çevreye uyumluluğuyla kudretine dikkatimizi çeker.
İlim alemimizin yıldızı olarak parlayan ve adı da saygıyla anılan ilim
adamlarımız aylarca, yıllarca laboratuvar da çalışıyor. Rabbimizin (CC) yarattıklarının
kanununu keşfederek Rabbin (CC) yarattığı malzemeden bir kaçını bir araya
getiriyor ve büyük üne ve imkana sahip oluyor.
Suyun kaldırma gücünün hesaplarını yapan bilgin ilgilileri tarafından
takdir edilir. Edilmelidir. Ancak suyun kaldırma gücünü veren, o bilgine akıl
veren, her şeye gücü yeten “el-Kâdir” unutulmamalıdır.
“el-Kâdir”e iman eden bir mümin gücünün yettiği şeyleri
sağlam, güzel, faydalı ve uyumlu yapmaya özen gösterir ve Allah’ın (CC) dışında
hiçbir güce boyun eğmez.
“O’nun (CC) ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde
(solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu
indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de
elbette dirilticidir. Çünkü O (CC), herşeye güç yetirendir.”
Kuran’ın pek çok ayetinde bildirildiği gibi gerçekleşen her olay Allah’ın
(CC) bilgisi dahilindedir ve O’nun (CC) “Ol” demesiyle meydana gelir.
Yeryüzünde her yaprağın düşüşü O’nun (CC) izniyledir, yine hiçbir dişi O’nun
(CC) izni olmadan gebe kalamaz ve hiçbir canlı O’nun (CC) bilgisi dışında
doğuramaz. Kainatta gerçekleşen her olay ancak O’nun (CC) dilemesiyle vuku
bulur. O (CC), iman etmeyen bir kavmin yerine hemen yenisini getirebilecek
güçtedir. Dilediğine görülmemiş bir mülk verir, dilediğinden bütün mülkünü
çekip alır. İman etmeyen bir kavme, azap hiç ummadıkları bir anda ve hiç
ummadıkları bir şekilde gelir. Dilerse yeryüzünün tüm bereketini çekip alır,
onu kurutur ve üzerinde yaşama dair hiçbir iz bırakmaz. Dilerse genişliği
yeryüzü kadar olan bambaşka bir dünya yaratır. Göklerde ve yerde Allah’ı (CC) aciz
bırakacak hiçbir kuvvet yoktur. O (CC) istediğini istediği gibi yapmaya güç
yetirendir.
“Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl
bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden
daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah’ı (CC) aciz bırakacak hiçbir şey
yoktur. Şüphesiz O (CC), bilendir, güç yetirendir.”
“Artık, doğuların ve batıların Rabbine (CC) yemin ederim; Biz gerçekten
güç yetireniz; Onların yerine kendilerinden daha hayırlılarına
getirip-değiştirmeye. Üstelik Bizim önümüze geçilemez.”
Allah-ü Teala (CC), kudretine bir ayna olmak üzere kainatı
yaratmıştır. Gök boşluğunun ölçülmesi mümkün olmayan genişliği içinde, akıllara
hayret ve dehşet verecek derecede birbirine uzak mesafelerde milyarlarca
güneşler yandırmak ne kudrettir. Fezalarda, sayısı belirsiz alemleri birbirine
çarpmadan nasıl koşturuyorsa, bir damla suyun içinde öylece birbirine temas
etmeden hesapsız hayvanatı yüzdürüyor. Mikroskobun önüne alınan bir parmak
yosun parçasında, gayet muntazam ormanlar, çayırlar, çimenler görüp de bu
kudrete hayran olmamak kabil mi?
|