Dua, kulun ümit dalı ve Rabb'ine (cc) bağlılığının en güzel ifadesidir. Dua, mümin için eşi bulunmaz bir silah, ümit gecesinde hayırlı bir sabah, bela, şiddet ve felaket çemberinden kurtuluş ve ferahtır.

Dua , kulun şerefini artıran, iki alemde de yüzünü ak eden bir güzellik bulutu halinde rahmet katrelerini gönül toprağına döken en hayırlı şeydir.

 

                            GERİ

Hz. Aişe’den (RA) rivayete göre Nebiyy-i Ekrem (SAV) kendilerine bir hasta getirildiğinde şöyle dua ederlerdi:

“Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi (CC)! Şifa ver, çünkü şifa verici Sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle şifa ver ki hiç bir hastalık bırakmasın.”[1]

 

Yine Hz. Aişe’den (RA) rivayete göre Nebiyy-i Ekrem (SAV) Efendimiz, kendisine bir hasta için şifa bulmasına dua taleb edildiği zaman:

‘Allah’ın (CC) adiyle duaya başlarım. Bizim yerimizin toprağı, birimizin tükrüğü ile hastamıza Allah’ın (CC) izniyle şifa verir.”[2]

 

İbn Abbas’tan (RA) rivayete göre Nebiyy-i Ekrem (SAV) Efendimiz’e bir hatun müracaat edip: “Ya Resulellah (SAV)! Ben sar’a illetine duçar oluyorum. Hem de sar’a halinde çılıyorum. Allah-ü Teala’ya (CC) dua ediniz ki, bu illeti benden izale eylesin”, dedi.

Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz kadına hitaben: “Dilersen sabret, bu illet mukabilinde sana cennet verilsin. Dilersen sıhhat ve afiyetin için Allah-ü Teala'ya (CC) dua edeyim”, buyurdu.

Sonra o hatun: “Ya Resulallah (SAV)! Böylece sabrederim. Yalnız sar’a halinde açılmamam için Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’ne dua ediniz”, dedi.

Resulullah (SAV) Efendimiz de, o halinde açılmaması için dua buyurdular.[3]

 

Nebiyy-i Ekrem (SAV) şöyle buyururlardı:

“Ağrıyan dişinin üzerine şehadet parmağını koyup Yasin-i şerifin son tarafını nihayete kadar oku, biiznillah teala şifa bulur.”[4]

 

“Sağ elini vücudunda rahatsız olduğun mahalle koyup yedi defa mesh eyle ve her meshde: ‘Hissettiğim bu hastalığın şerrinden Allah’ın (CC) izzetine ve kudretine sığınırım!’ de. Biiznillah Teala şifa bulursun.”[5]

 

Nebiyy-i Ekrem (SAV) Efendimiz rahatsızlandıkları zaman onu Cibril (AS) tedavi eder ve: “Bismillah. Allah (CC) her hastalıktan seni kurtarır, ve şifa verir, hased etdiği zaman hasedcinin şerrinden muhafaza eder, her nazarı değenin nazarından seni korur.” derdi.

 

Peygamberimiz (SAV) bir rahatsızlıkları olduğu zaman Muavvizeteyn surelerini okur, kendi üzerine üfler ve onu eliyle üzerinden silerdi. Ve şöyle buyururlardı: “Ey Rabbim (CC)! Beni kendi devan ile tedavi et, bana kendi şifan ile şifa ver ve beni kendi fazlınla Senden başkalarından müstağni kıl ve beni ezalarından uzak tut.”[6]

“Henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eden bir mümin yedi defa:

‘Büyük Allah’tan (CC), büyük Arş’ın rabbi Allah’tan (CC) sana şifa vermesini istiyorum!’ derse muhakkak afiyet bulur.”[7]

www.GAVSULAZAM.de


[1] Buhari, Merda,20; Müslim, Selam,46.Ebu Davud, Tıbb, 18,19

[2] Buhari, Tıbb, 38; Müslim, Selam, 54 Ebu Davud, Tıbb, 19.

[3] Tecrid-i Sarih Terc, 12/64.

[4] el-Cami’u’s-Sağir.

[5] Ramuzu’l-Ehadis, 311 (İbn Hanbel, Müsned’den).

[6] Ramüzu’l-ehadis, 311 (Taberani’den).

[7] Ebu Davud, Cenaiz, 8; Tirmizi, Tıbb, 32; İbn Hanbel, Müsned 1/239.

 

İNDEX

TASAVVUF

TEVBE-İ İSTİĞFAR

SELAT-U SELAM

KELİME-İ TEVHİD

 

© 2003-2004      www.GAVSULAZAM.de     Her Hakkı Mahfuzdur...