Dua, kulun ümit dalı ve Rabb'ine (cc) bağlılığının en güzel ifadesidir. Dua, mümin için eşi bulunmaz bir silah, ümit gecesinde hayırlı bir sabah, bela, şiddet ve felaket çemberinden kurtuluş ve ferahtır.

Dua , kulun şerefini artıran, iki alemde de yüzünü ak eden bir güzellik bulutu halinde rahmet katrelerini gönül toprağına döken en hayırlı şeydir.

 

                            GERİ

Abdullah bin Ömer’in (RA) rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem (SAV) Efendimiz gazadan veya hacdan dönerlerken yüksek bir tepeye çıktıkta üç kere: “Allahü ekber” diye tekbir alırdı. Sonra kelime-i tevhid söylerdi.

“Allahü ekber, Allah’tan (CC) başka ilah yoktur. Ancak O (CC) vardır. Şeriki yoktur. Mülk O’nundur (CC). Hamd O’na (CC) mahsustur. Ve O (CC) her şeye kadirdir. Bunu Sana dönerek, Sana tevbe ederek Sana kulluk ederek, Sana secde ederek ey Rabbimiz (CC) Sana hamd ederek söylüyoruz. Allah (CC) vaadini yerine getirdi ve kuluna yardım etti. Türlü orduları yalnız başına hezimete uğrattı.”[1]

 

Yani Cenab-ı Hakk (CC) Bedir’de, Hendek’de, Huneyn Vakasında düşmanları perakende ve perişan edip şimdi biz yollarda serbest olarak emniyyet ve selamet içinde ve kazançlı olarak gaza ve hacdan dönüyoruz, demektir.

İşbu tekbir ve duayı, hac ve gazaya giden ve gelen ve şair bir sefer halinde olanların yüksek tepe ve dağa çıktıkça okumaları müstehabdır.

www.GAVSULAZAM.de


[1] Buhari, Umre, 12, Meğazi, 29.

 

İNDEX

TASAVVUF

TEVBE-İ İSTİĞFAR

SELAT-U SELAM

KELİME-İ TEVHİD

 

© 2003-2004      www.GAVSULAZAM.de     Her Hakkı Mahfuzdur...