Bir kul kendi yapmış olduğu duaya da: “Amin!” demelidir. Zira Peygamber (SAV)
Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde: “Sizden biriniz dua edince kendisinin
yaptığı o duaya ‘Amin! desin’.” buyurmuşlardır.
Dua eden bir kimse kendi için olsun veya bir başkası için olsun, yaptığı
duayı en derin yerinden kabaran bir iblas ve samimiyet ile: “Amin!” diyerek
mühürlerse, o dua göklere yükselir, arş-ı alayı titretir ve dergah-ı ilahide kabul
olur.
Bir adamın ısrarla dua ettiğini gören Peygamber (SAV) Efendimiz: “Mührü
basarsa vacib oldu, diye buyurunca, Ashab’tan (RA) bir zat Peygamber (SAV) Efendimize:
“Mührü ne. ile basar ya Resulallah?” diye sorduğunda Peygamber (SAV) Efendimiz
cevaben: “ ‘Amin!’ demekle!” buyurmuşlardır.
Hadis-i şerifden anlaşılan manaya göre dualarımızın sonunda “Amin!”
kelimesinin çok mühim olduğu ve sonunda “Amin!” kelimesi bulunmayan duamn
kalpte bir tereddüt uyandıracağı sanılmaktadır. Binaenaleyh; dualarımız “Amin!”
kelimesi ile kabul olunur.
Fatiha suresinin nihayetinde “Amin!” demek sünnettir. Bir hadis-i şerifte
Peygamber (SAV) Efendimiz: “Resulüllah (SAV) Fatiha-ı şerifeyi okuyup fariğ
olduktan sonra sesini yükselterek ‘Amin!’ derdi” deniliyor.
Yine bir hadis-i şeriflerinde Peygamber (SAV) Efendimiz: “Sizden birinizin
‘Amin!’ demesi, meleklerin ‘Amin!’ demesine tesadüf ederse, Cenab-ı Allah (CC) onun
geçmiş günahlarını afveder”, buyuruyor.
Kaynak: Dön Allah'a ve Resüle, Özün
Özü, Sıddık Naci Eren
www.GAVSULAZAM.de
|