Bir mümin dua edeceği zaman, mümkün mertebe abdestli olmaya gayret etmelidir. Kıbleye karşı diz üstüne oturmak da usule uygun harekettir.

Gerçi her zaman, her yerde abdestli veya abdestsiz oturarak, yürüyerek, tren, taksi, otobüs, uçak ve buna benzer bilumum vasıta üzerinde, velhasıl her yerde dua edilebilir.

 

 

Fakat nerede olursa kalpten herşeyi çıkarıp atmak ve sadece ettiği duanın kabul olup da isteğinin kendisine verilmesini kalbe yerleştirerek dua edilmesi lazımdır. Çünkü dua ederken insan; kalbi, Cenab-ı Allah’ın (CC) lütfü ihsanına raptolunmuş bir halde ve duanın kabul olunmasını ümit ederek Cenab-ı Allah’a (CC) dua eder ve yalvanrsa muhakkak ki, o dua reddolunmaz, dergahı ilahide kabul olunur.

Kul Allah’a (CC) dua ederken abdestli bulunur ve kıbleye karşı diz üzerinde oturarak, hatta tenha bir mahalde, Cenab-ı Vacibül-Vücud (CC) Hz.leri’ne candan bir yalvarışta bulunursa, böyle bir yalvarışta kulun kalbi feyiz ve haşyet ile dolar. Kendisinde bir huşu, bir tevazu hasıl olur. Bu hal ile kendinin kulluğunu ve yalvardığı, istekte, ricada bulunduğu zatın da Rabbül-Alemin (CC) olduğunu bilir. Ve duasının da indi ilahide kabul olacağına kalbi emin olur. Kul Cenab-ı Allah’a (CC) dua ederken abdestli olursa daha efdal, daha faziletli olur. Aynı zamanda tevbeistiğfar sebebiyle günahlardan arınmış olduğu ve abdestli kimsenin de günahlardan temizlenmiş olacağı aşağıya yazacağımız hadisi şeriften anlaşılmıştır.

Bir hadisi şeriflerinde Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuşlardır:

“Müslim (yahut mümin) bir kul abdest aldığı zaman, yüzünü yıkadığında, iki gözü ile bakmış olduğu her bir hatalar su ile (yahut suyun son damlası ile) beraber yüzünden çıkar, iki elini yıkadığında iki elinin irtikab etmiş olduğu her bir hatalar su ile (yahut suyun son damlası ile) beraber iki elinden çıkar. İki ayağını yıkadığında iki ayaklarıyla kazanmış olduğu her bir hatalar da su ile (yahut suyun son damlası ile) beraber çıkar.”

Bazı salih kimseler daima abdestli bulunmayı kendilerine şiar edinmişlerdir. Ve nitekim, mümkün mertebe abdestsiz durmayıp abdestli bulunmak da müminin şiarındandır, Bilhassa dua ederken abdestli bulunmalı! Zira dua bir ibadettir. İbadetler ise abdestli olarak yapılmalıdır.

Aziz müslümanlar! Devamlı abdestli olarak bulunan ve abdest üzerine abdest alan kimseleri Cenab-ı Allah (CC), mukabil olarak lütfundan yedi devlete eriştirir.

Şöyle ki:

1. O kimse ile melaikei kiram hazeratı sohbet etmek arzusunda bulunurlar ve o kimse ile musahabeti severler.

2. O kimse abdestli bulundukça kalem ona daima sevap yazar; amel defteri sevap ile dolar.

3. Abdestli kimsenin abdestli bulunduğu müddetçe azaları teşbih eder.

4. Devamlı abdestli bulunan kimse iftitah tekbirini daimi imam ile beraber almaktan mahrum kalmaz.

5. Devamlı abdestli bulunan kimseye Cenab-ı Allah (CC) hususi bir melek vekil ve tayin eder ki; o kerim melek abdestli kimseyi bütün ins ve cinnin şerlerinden muhafaza eder.

6. Daima abdestli bulunmayı kendine adet edinmiş olan kimseyi Cenab-ı Allah (CC), ölürken ölüm acılarından ve şiddetlerinden halas buyurur.

7. Daima abdestli bulunmayı kendine adet edinmiş kimse, abdestli olduğu müddetçe Cenab-ı Vacibül-Vücud (CC) Hz.leri’nin her surette hıfz ve emanı ilahilerinde bulunmuş olur.

Kaynak: Dön Allah'a ve Resüle, Özün Özü, Sıddık Naci Eren

www.GAVSULAZAM.de

 

İNDEX

TASAVVUF

TEVBE-İ İSTİĞFAR

SELAT-U SELAM

KELİME-İ TEVHİD

 

© 2003-2004      www.GAVSULAZAM.de     Her Hakkı Mahfuzdur...