İslam’a göre ibadet ve Allah’a
(CC) yaklaşmak, sadece namazda, oruçta, hacda, ziyarette, zikirde ve duada
özetlenmez ve mescidlerde, mabedlerde ve mezarlarda sınırlanmaz. Bilakis sosyal
sorumlulukları üstlenmek, Allah’ın (CC) kullarına bağışta bulunmak, iyilik
yapmak ve hizmet etmek de kurbet (alemlerin Rabb’ına CC. yaklaşmak) kastıyla
yapılırsa en iyi ibadetlerden sayılır ki, kendini yetiştirme, mükemmelleştirme,
nefsi yetiştirme ve Allah’a (CC) yakınlık için vesile olabilir.
İslam’a göre ibadet ve itaat
ille de inziva ve bir köşeye çekilmeği gerektirmez; tersine bu, sosyal
sorumlulukları üstenmekle ve toplumun tam içinde de olabilir. Bağış ve hayırda
bulunmak, yardımlaşmak, iyilik etmek müminlerin ihtiyaçlarını, gidermeye
çalışmak ve onları hoşnut etmek, mahrumlara ve mustazaflara destek olmak,
müslümanların işlerine özen göstermek onların sıkıntılarını bertaraf etmek ve
müşkülatlarını halletmek, Allah’ın (CC) kullarına yardım etmek, İslam açısından
sevabı onlarca makbul hac ve umreden daha fazla olan büyük ibadetlerdendir.
Bu konuda elimize Hz.
Resulullah (SAV) Efendimiz ve İmamlardan (RA) yüzlerce hadis ulaşmıştır. Örnek
olarak şunlara değinebiliriz:
İmam-ı Cafer-i Sadık’tan (RA)
şöyle naklediliyor: “Allah-ü Teala (CC) buyurmuştur ki, kullar benim ailemi
teşkil ederler. O halde benim yanımda halkın en sevgilisi onlara karşı en
şefkatli olanı ve onların ihtiyaçlarını gidermek için herkesten daha çok çaba
harcayanıdır.”
Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle
buyuruyor: “İnsanlar Allah’ın (CC) ailesidir. O halde Allah’ın (CC) katında
insanların en sevgilisi Allah’ın ailesine faydası dokunan ve bir aileyi
sevindirenidir.”
İmam-ı Muhammed Bakır (RA)
şöyle buyuruyor: “Müminin mümin kardeşinin yüzüne tebessüm etmesi ve onun
müşkülünü gidermese iyi bir ameldir. Allah-ü Teala’ya (CC) mümini
sevindirmekten daha sevgili bir şeyle ibadet olunmamıştır.”
İmam-ı Cafer-i Sadık (RA)
şöyle buyurmuştur: “Her kim bir mümini sevindirirse beni sevindirmiş olur. Ve
her kim beni sevindirirse Resulullah’ı (RA) sevindirmiş olur ve her kim de
Resulullah’ı (RA) sevindirirse Allah’ı (CC) sevindirmiştir ve Allah’ı (CC) sevindiren
kimseyi ise Allah (CC) Cennet’e koyar.”
İmam-ı Cafer-i Sadık (RA)
şöyle buyuruyor: “Bir müminin ihtiyacını karşılamak, Allah-ü Teala’nın (CC)
indinde her defasında yüzbin (dinar veya dirhem) harcanan yirmi hacdan daha
sevgilidir.”
İmam-ı Cafer-i Sadık (RA) yine
şöyle buyurur: “Bir müslümanın ihtiyacını karşılamak için çalışmak, Kabe’nin
etrafında yapılan yetmiş tavaftan daha faziletlidir.”
Başka bir yerde de şöyle
buyuruyor: “Allah-ü Teala’nın (CC) bir takım kulları vardır ki insanlar kendi
ihtiyaçlarını gidermek için onlara sığınırlar (müracaat ederler) ve Kıyamet’te
(Allah’ın CC. azabından) emanda kalacak olanlar da işte bunlardır.”
İmam-ı Zeynelabidin (RA)
buyuruyor ki: “Ey taraftarlarımız! Er veya geç Cennet’e gireceksiniz; ancak
Cennet’in (yüce) derecelerine ulaşmak için yarışın. Bilin ki, Cennet’in yüksek
derecelerine ve en iyi köşk ve evlere müminlerin ihtiyaçlarını bertaraf etmek
için herkesten daha çok çalışan ve fakirlere daha fazla yardım edenler
ulaşacaklardır. Doğrusu sizden her biriniz mümin ve fakir kardeşiyle konuştuğu
söz vasıtasıyla yüz bin yıl yürüyerek yol alan kimseden daha fazla Cennet’e
yaklaşır; hatta azaba uğrayacaklardan bile olsa. O halde mümin kardeşlerinize
ihsanda bulunmayı küçümsemeyin, çünkü hiç bir şeyin onun yerini alamayacağı
günde Allah-ü Teala (CC) ondan faydalandıracaktır sizleri.”
Görüldüğü gibi, ihsanlarda
bulunmak, Allah’ın (CC) kullarına hizmet etmek onların müşkülatını bertaraf
etmeye ve sorunlarını halletmeye çalışmak, İslam açısından büyük ibadetlerden
sayılmaktadır. Kurbet (Allah’a CC. yaklaşmak) kastıyla yerine getirildiği
taktirde nefsi terbiye etmek, mükemmelleştirmek, seyr ve sülûk ve Allah’a (CC) yaklaşmak
için vesile olur. Ne yazık ki insanların çoğu İslam’ı doğru dürüst
tanımadıkları için İslam’ı ibadetlerin bu önemli ve büyük bölümünden gaflet
etmekte, ibadet, itaat ve kulluğu sadece namazda, oruçta, ziyarette, duada
zikirlerde vs. de bilmektedirler.
www.GAVSULAZAM.de
|