Belalara sabretmek, beğenilen
güzel huylardandır Kurtuluşa sebeb olanlardandır. Elde edilmesi, Hak yolu
yolcusuna farzdır. Sabır, peygamberlerin (AS) hasletlerindendir. Allah-ü Teala (CC)
Ahkaf Suresi 35. ayetinde: “O halde (ey Resulüm (sav), kafirlerin eziyetlerine
karşı), ulül-azm Peygamberlerin (AS) sabrettikleri gibi sabret ve onlar
hakkında azab için acele etme” buyuruyor.
Vesit tefsirinde, İbni Abbas’tan
(RA) bildirerek, “Ulül-azm dört Peygamberdir (AS): ‘Nuh (AS), İbrahim (AS),
Musa (AS), İsa (AS)’ diyor.” Mukatil, “Ulül-azm, Resullerden (AS) altı Peygamberdir
(AS)”, diyor.
Nuh (AS), kavminin eziyet ve
sıkıntılarına sabreylemiştir. İbrahim (AS), Nemrudun ateşine sabretmiştir.
İshak (AS), (bir rivayette İsmail (AS) kurban olmaya sabretmiştir. Yakub (AS),
Yusuf (AS)’ın ayrılığına ve görmemeye sabretmiştir. Eyyub (AS), yaralara
sabretmiştir.
Mana sahipleri ve hakikat
ehli, “Bütün Resuller (AS) ulül-azm idiler. Allah-ü Teala (CC) hiçbir Resul
göndermedi ki, azm, cezm, aklı ve reyde kemal üzere bulunmasın.” dediler. Allah-ü
Teala (CC) bu ayet-i kerime de, Habibine (SAV) sabrı emretmekte ve O’nu (SAV) acelecilikten
menetmektedir.
Dünyanın esası mihnet, sıkıntı
üzere kurulmuştur. Sıkıntının ise, sabretmekten başka çaresi, katlanmaktan
başka kurtuluş yolu yoktur. Üç sabır çok sevgilidir: Taate sabır, günah işlememeğe sabır, bela ve mihnete sabır.
Hadis-i şerif: “Sabır üçtür:
Musibete sabır, taate sabır ve günah işlememeğe sabır. Musibete sabr edene,
Allah-ü Teala (CC) üç yüz derece ikram eder. Her derece arası yerden göğe kadar
mesafedir. Taate sabredene, Allah-ü Teala (CC), altı yüz derece ihsan eder. Her
derece arası, yerin dibinden arşa kadardır. Günah işlememeye sabredene ise,
Allah-ü Teala (CC) dokuz yüz derece verir. Her derece arası, yerin dibinden
arşın üstüne kadardır.”
Allah-ü Teala (CC),
sabredenlerin yardımcısıdır. Nitekim Bakara Suresinin 153. ayetinde: “Allah-ü
Teala (CC) sabredenlerledir” (Allah-ü Teala’nın (CC) yardımı sabredenlerle
beraberdir) buyuruyor. Sabır her yeri açan anahtardır. Resulüllah (SAV)
buyurdu: “Sabır cennet hazinelerinden bir hazinedir.” Yine buyurdu: “Allah-ü
Teala (CC) sabredenleri sever.” Nitekim Allah-ü Teala (CC) da, Kuran-ı Kerim’de:
“Allah (CC) sabredenleri sever” buyuruyor.
Hadis-i şerifde: “Eğer sabır
insan olsaydı, kerim insan olurdu” buyuruldu.
Ey kardeşim! Muhakkak bil ki,
insana gelen her bela ve sıkıntı, Allah-ü Teala’nın (CC) takdiri iledir. Nitekim
Hadid Suresinin 22. ayetinde bunu bildiriyor ve: “(Kıtlık ve kuraklık gibi) ne
yerde, ne de (hastalık ve afet gibi) nefislerinizde bir musibet başa gelmez ki,
biz onu yaratmazdan önce, o bir kitabda (Levh-i mahfuzda) yazılmış olmasın.
Şüphesiz bu Allah’a (CC) göre kolaydır” buyuruyor.
Süheyl bin Abdullah-i Tüsteri
buyuruyor ki: “Bu ayet-i kerime herhalde rıza üzere olmayı göstermektedir. Kul,
herşeyin Allah-ü Teala’nın (CC) takdiri ile olduğunu, Allah-ü Teala (CC) dilemeyince
kimsenin kimseye zarar veremeyeceğini bilince elbette sabreder. Feryad etmez,
ağlayıp sızlamaz. Kaynak:
Dön Allah'a ve Resûle, Özün
Özü, Sıddık
Naci Eren
www.GAVSULAZAM.de
|